Tiyatro etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Kadının Adı Var

0 yorum

Adı size yanıltmasın. Bu gösteri sadece kadınlara yönelik değil. “Kadına ve erkeğe eşit uzaklıkta, insana yakın gösteri.


Bazen ön yargılarımı, bir türlü kıramadığım kalıplaşmış düşüncelerimi alırım bir ceket gibi üzerime, öyle giderim gideceğim yere, kalkanımdır o benim.


Gösteri başladığında, bildiğimiz yada bildiğimizi sandığımız ama gerçekte farkına bile varmadığımız kadına, insana, hayata dair bir çok şey gözler önüne serildi.

Nokta atışıyla tam kalbime ve aklıma dokundular. Bende kalkan falan kalmadı. Bildiğin çırıl çıplak oturuyorum, savunmasız.

Kadının düşmanı kadındır” Soru işaretleri kafamda üçüncü tura geçti. Cevap mı? Bir kadının yetiştireceği çocuklarında saklı…

Sahnede anlatılanlar sadece bir kurgudan ibaret değil. Geçmişte yaşanan, biz durdurmadıkça daha da yaşanak olan olaylardan ibaret. Hayatın ta kendisi.

Zaman zaman gösterinin içinde bulduk kendimizi, onların anıları bizimkilere karıştı, bizimkiler onlarınkine…

Geçmişteki davranışlarımızın sonucunun, bugün yaşanan taciz, tecavüz, çocuk gelinler ve cinayetlerle çok ilgisi var. Kadın erkek hepimizin payı var bugün gelinen noktada.

Bugüne kadar kadına yapıştırılmış, yakıştırılmış ne varsa hepsini altüst ediyorlar, sihirli değnekleriyle.

Onların kanatları yok ama süpürgeleride yok.

Hayata sımsıkı tutunmuş umut dolu, vicdanlı, yardımsever, benim diyen her babayiğidin taşıyamayacağı bir yükü omuzlarına almış, bu cesur üç kadın. İçlerinden geldiği gibi açık yüreklilikle hayata dair, her birimizin yüreğine, aklına dokunuyorlar. Kelebek etkisi yapıyor her gittikleri yerde dalga dalga yayılıyorlar.

Psikoterapist, aile içi şiddet konusunda uzman ve yazar Ebru Tuay Üzümcü,
Yönetim Danışmanı, Eğitimci ve yazar Banu Özkan Tozluyurt,
Spiker, TV programcısı ve yazar Özge Uzun, sevgiyle bağlanmışlar hayata ve yaptıkları işe.

Bu hayattaki misyonları toplumun gelişmesi için kadının gelişmesi. İstatistiklerle, hayattan örneklerle de bunu ortaya koyuyorlar.

1 çok büyük bir sayı aslında. Sen bir adım, ben bir adım derken bir bakmışsın bin değil, yüzbin adım olmuş. Elele gönül gönüle tek bir yumruk tek bir yürek olmuşuz.

Gelin birlikte kulak verelim onların hikayesine, bizim hikayemize …

Yeni başlayan yolculuklarında, gönülden dinleyerek, anlayarak, destekleyerek…

Yolunuz açık olsun.

Bu üç Cesur kadın ile "Kadının Adı Var"ı konuştuk, fikrin oluşumunu, dünü, bugünü. Biz sorduk onlar cevapladı. Ortaya sıcacık bir sohbet çıktı. Röportajı Martı Dergisi'nde okuyabilirsiniz.



Devamını Oku »

Anlatılan Senin Hikayendir

0 yorum


“İnsan vardır albenisi çoktur, bakmalara doyamazsın. İnsan vardır dövbenisi çoktur, dövmelere doyamazsın.”

Paratoner Barış, tüm dövbenisi olanları kendine mi çekiyor? Daha kaç kişiyi dövme sözü verecek kendine?
Fenerci Ahmet son bir çaba ile Denizfenerindeki ışığı yakabilecek mi?

Yaşam denen şey öyle ince bir çizgi ki! Nerede, hangi dil, din, ırk ve cinsiyette kimin çocuğu olarak, zengin mi fakir mi, sağlam mı sakat mı doğacağımızı bilmiyoruz.

Ancak içimizdeki sevgiyle bize verilenleri daha da iyileştirmek, geliştirmek elimizde.

Yeterki UMUT hiç tükenmesin. "Güneş her sabah yeniden doğar."

“Anlatılan Senin Hikayendir” Cengiz Toraman’nın yazıp yönettiği ve Levent Üzümcü’nün oynadığı müzikli bir gösteri.

Bu gösteri sadece İstanbul’da değil, bir bakmışsınız Yalova, İzmit, Ankara, İzmir’de bir bakmışsınız Adana, Hatay, Aydın, Bodrum’da…


Anlatılan hikaye, bu toprakların hikayesi, hepimizin hikayesi…


Mübadelede sevgilisini Yunanistan’a uğurlamak zorunda kalan Ege'li Mehmet’in hikayesi;

Köyünün doğal güzelliği için altın madenine karşı mücadele eden Çamlık köyündeki köylülerin hikayesi;

Yunanistan ile Türkiye arasında kalan sularda denizcilik yapan Barış'ın hikayesi;

Denizfenerin’in yolunu kaybetmişlere tuttuğu ışığın hikayesi;

Aslında herbirimizin hikayesi farklı gibi gözükse de; soluduğumuz hava, içtiğimiz su, çektiğimiz hasretlik ve tuttuğumuz yas aynı…



Levent Üzümcü’nün yorulmak bilmez enerjisi, muhteşem performansıyla, şarkılarla, türkülerle, danslarla seyrettiğimiz bizim hikayemiz.

İçinde sevgi, vicdan, dostluk, dürüstlük ve kahramanlık barındıran, güldürürken hüzünlendiren, hüzünlendirirken düşündüren…

Umut dolu bir hikaye...

Anlatılan Sizin Hikayeniz.

Bu yazı Martı Dergisi'nde yayınlanmıştır























Devamını Oku »

TERSİNE DÜNYA

0 yorum

Bir sahne düşünün, evinde yere çömelmiş yerleri silen biri, bir türkü tutturmuş tatlı tatlı, temizlik yapıyor telaşlı…

Eve arkadaşı gelir, birlikte hem sohbet ederler hemde örgü örerler. Buraya kadar tamam garip bir şey yok değil mi?

Bir sonraki sahne, fileli tişörtler, uzun paçalı iç çamaşırları, çoraplarında jartiyerler loş ışıkta, sandalyelerle dans eden erkekler… Niye şaşırdınız ki ?

Her iki sahneninde kahramanları erkekler.



Mimikler, tavırlar o kadar komik duruyor ki. Alışmamışız pala bıyıklı, göbekli adamların bu tarz davranışlarına.

Düşünsenize, yol kenarında durup elinde tesbih sallayarak bekleşen bir kadın gurubunun olduğunu. Önlerinden geçen delikanlılara rahat vermiyorlar. Nezarethanede olan karısını ziyarate gelen adamı, görevli kadın polisler taciz ediyor.

İş yerinde kadın patronun odasında patronla yalnız kalan adamın tacize uğrarken ki durumu… Karısından dayak yiyen adamın dramı…

Pala bıyıklarını süpürge etmiş, hayatlarını kadınlarına ve çocuklarına adamış erkekler. Evin içinde her an kadınların hizmetine amade bekler… Karısından gördüğü şiddete rağmen sevgisinden hiç eksiltmeyen saf, namuslu ev erkekleri…

“Karım o benim, sever de döverde…”


Komik değil mi? Trajikomik…

İlk anda sahnede seyrederken bende kahkahalarımı tutamadım. Ne zamanki o ilk etki geçti bir sonraki sahneye geçerken kararan ortamla beraber benimde içim karardı. Nefesim daraldı. Gerçek dünya ile başbaşayım… 

Binbir kare geçti gözümün önünden. Üçüncü sayfa haberleri manşet manşet resmi geçitteler. Bunu tam tersine çevirdiğimizde nasıl oluyorda bu kadar gülebiliyoruz, bize komik geliyor kabullenemiyoruz. Gerçek dışı bir o kadar da gerçek.

Evet gerçekler acıtıyor. Şaka yolluda olsa tersine çevirdiğimizde nasıl gerçek üstü, komik gelebiliyor bize aslında acı veren gerçekler.

Orhan Kemal’in 1968 yılında yazdığı romanı Tersine Dünya ile insanların rollerini ters yüz ederek, kadınlar ve erkeklerin bu dünyada üzerlerine bir etiket gibi yapışmış, taşlaşmış kalıplarını sermiş gözler önüne.

1986 da Mustafa Gültekin tarafından tiyatroya uyarlanan “Tersine Dünya” Devlet Tiyatroları oyuncularının performansıyla bu yıl yeniden sahnede.

İzlerken güldüren, güldürürken düşündüren bir oyun. Sahne, kostümler, müzik, danslar ve oyuncular harika.

Usta yazar Orhan Kemal dikkatle özenle, evirmiş çevirmiş ince ince işlemiş. Belli ki bu konu hakkında farkındalık oluşturmakmış dileği.

Kimimiz güldük geçtik, kimimiz için için kinlendik, hırslandık. 

Kimimiz ne zaman değişir bu düzen diye hayıflandık. Hatta aramızda eyleme geçenler bile oldu. Gözlerden kaçmayan tek gerçek , hepbirlikte kadın ve erkek olarak bu durumu düzeltebileceğimiz.

Birlikte, elele…

Ve şimdi değişim zamanı…


Bu yazı Martı Dergisi'nde yayınlanmıştır. 


Devamını Oku »

Tarihten Yapraklar

0 yorum
Sersem Kocanın Kurnaz Karısı

Tek bir oyun beni, tarihin tozlu raflarından aldığım kitapların sayfalarında yaprak yaprak dolaştırdı.

Sadece ismini bildiklerim, ismini bilip ne iş yaptığını bildiklerim ve adını ilk kez duyduklarım. Hepsi ama hepsi bu oyunda toplanmış. Hepsi de döneminin değerli insanları ve Türk Tiyatrosuna emeği geçmiş oyuncular, yazarlar, çevirmenler, tiyatro severler…
Tek bir oyun “Sersem Kocanın Kurnaz Karısı” 
Ahmet Vefik Paşa

Haldun Taner’in 1969 da yazdığı bu oyun, Fransız yazarı Molière’in George Dandin adlı ünlü eserini sahneleyen Tomas Fasulyeciyan Tiyatro Grubu’nun, çektikleri sıkıntıları, Bursa’da valilik yapan gerçek bir tiyatro aşığı Ahmet Vefik Paşa’nın desteği ile ayakta kalmaya çalışmaları ve tiyatroyu halka sevdirmeleri konu ediliyor.

Sahnede kimler yok ki Tomas Fasulyeciyan, Ahmed Fehim, Virjinya Zagakyan, Küçük İsmail, Hıranuş, Holas, Satenik, Vizental Efendi, Şebrenk Bacı ve Ahmet Vefik Paşa …

Kuşkusuz tiyatronun bugünlere gelmesinde onların, ve sonrasında bu bayrağı devir alan çocuklarının, torunlarının emeği çok büyük.

Tiyatro aşığı Ahmet Vefik Paşa, Bursa da kurduğu Osmanlı’nın Anadolu’daki ilk tiyatrosu, (1879) “Temâşâhâne-i Osmânî” ile Molière’den çevirdiği 30 dan fazla oyunun da 3 yıl boyunca burada sahnelenmesine ön ayak oluyor. Provaları bizzat seyrederek oyunlara katkıda bulunur.

Tanzimat döneminde batılılaşmaya çalışan toplumdaki değişimlerin geleneksel değerlerle çatışması beklenen birşeydir. Ancak kaçınılmaz son ise yeterince anlaşılamayan Paşa'nın sürgün edilmesi, tiyatronun kapısına kilit vurulması…

Haldun Taner

Temâşâhâne-i Osmânî ile ilgili bilgiyi Bursa Devlet Tiyatrosu’nun internet sitesinde okuyunca hüzünlendim. Bu tiyatro binasının 1916 yılında bir kış günü çatısı çökmüş, 1918 yılında geriye kalanlar sökülmüş ve 1923 yılında ise arsanın sinema olması planlansa da 1939 yılında satılmış. Daha sonra da buraya Ziraat bankası yapılmış.

Devlet Tiyatroları Doğumunun 100. Yılında Haldun Taner’i bu oyunla anmak istemiş. Bu vesileyle Türk Tiyatrosuna emeği geçen değerli sanatçıları yeni nesile tanıtmış, benimde rafların tozunu alarak, bu satırları biraraya getirmeme yardımcı oldular..

Sevgiyle, saygıyla anıyorum…

Devamını Oku »

Genç Werther’in Acıları

0 yorum
Gençlik, aşk, tutku…

Romantik kahramanın duygularının dışa vurumu…

Genç Werther’in Charlotte'a olan aşkına karşılık bulamamasının acısıyla intihara sürüklenmesinin  hikayesi…

Goethe’nin henüz 25 yaşlarındayken yazdığı bu duygusal romanın yazıldığı dönemde gençliği etkisi altına alarak bir çok kişinin intihar etmesine neden olduğu; Werther’in giydiği mavi frak, sarı yelek ve çizmelerin o yıllarda moda haline geldiği; Napoleon’un bile kitabı sürekli yanında taşıdığı söyleniyor.

Adeta Werther akımı oluşmuş, Almanya'da o dönemde. Bir çok gencin ona özenmesi, onu taklit etmeleri, romanın esiri olmaları, bir tek şeye bağlanabilir romandaki  güçlü duygu aktarımına...

Salt aşk acısı değil, duyguların açıkça dışa vurumu beni derinden etkileyen.
Son derece duygusal olan kahramanımız Werther’in düşsel dost’u Wilhelm’e yazdığı mektuplardan oluşan romanın, yazım sitili şimdilerde bizim aşina olduğumuz bir tarz olabilir. Ancak 18.yy da Alman edebiyatında ilk mektup-roman olma özelliği taşıyormuş.

Klasikleşmiş  bir eser ama bir o kadar da güncel, duyguların ifade edilişi. Johann Wolfgang Von Goethe’nin kaleminden Nihat Ülner’in çevirisiyle  Genç Werther’in Acıları Can yayınlarından okuyucuyla buluşuyor.

Meraklısı için  İstanbul Devlet Opera ve Balesi'nin sahnelediği eser bu sezon 4 defa  Süreyya Operası'nda seyirciyle buluşuyor.

25-28 Ekim ve 1-4 Kasım tarihlerinde oynanacak eser ile ilgili ayrıntılı bilgi ve bilet satışa buradan ulaşabilirsiniz.  

Not: Biletler şu an satışta






Devamını Oku »

27 Mart

0 yorum
Devlet Tiyatroları Nasıl Kuruldu? 

Niyazi Ahmet Banoğlu'nun yazdığı Nükte Yergi ve Fıkralarıyla Atatürk adlı kitap Atatürk ile birlikte mesai yapmış bir çok insanın anısını barındırıyor. 

İçlerinden birini, Münir Hayri Egeli'nin şahit olduğu bir anıyı paylaşmak istiyorum.

"Atatürk, tarihe merak sardığı zaman, Faruk Nafiz’e “Akıncılar-Kahraman” üçlemesini yazdırmış ve bu yapıtlar Türkocağı binasında İsmet Paşa Kız Enstitüsü ve Gazi Eğitim Enstitüsü öğrencilerine, Münir Hayri yönetimimde ve İbrahim Necmi ile Halil Vedat(Fıratlı) dan oluşan bir heyetin gözetiminde oynattırılmıştı. Atatürk bundan çok memnun kalmış, arkasından Behçet Kemal ile Münir Hayri’nin birlikte hazırladığı , ”Çoban” piyesi oynandığı zaman Atatürk:

- Tiyatro, bir ülkenin kültür düzeyinin aynasıdır. Bu çalışmalara devam edelim! Emrini verdi… O zaman Münir Hayri:

- Efendim bu işleri başka amaç için kurulmuş okulların öğrencilerine yaptırmak zordur. Emir buyrulursa, bu iş için özel bir okul kurulmasıdır, dedi.
Atatürk:
- Uygun, hemen bir rapor hazırlayın! Emrini verdi, ertesi gün Necip Ali:

- İşin büyüğüne gitme, orta halli bir şey düşün de gerçekleşsin, dedi.

Münir Hayri de bir rapor yazdı. Milli Eğitimin, Ankara Belediyesinin, Halk Partisinin destekleriyle kurulacak böyle bir okulun planını hazırladı. Atatürk’e sundu.

O, raporun arkasına şunları yazdı:

“Bu kadar önemli bir iş böyle yarım düzenlemelerle başarılamaz. Bir yasa ile Milli Temsil Akademisi’nin kurulması sağlanmalı ve Münir Hayri, yabancı ülkelerde incelemelerde bulunarak, bize gerekli olan uzmanları getirmelidir.”

Bir hafta içinde Büyük millet Meclisinde, “Milli Temsil Akademisi” yasası kabul edildi. Ve Münir Hayri bu kuruluşun müdürü olarak, araştırma yapmak için Avrupaya gönderildi."

Tiyatro, bir ülkenin kültür düzeyinin aynasıdır.

Bugün "Dünya Tiyatro Günü" 1961 den bu yana tüm dünyada kutlanıyor.  Bu vatanın, bu toprakların  sanatçıları dünya sahnelerinde gördüğü ilgiyi, saygıyı umarım  kendi vatanlarında da görebilirler. 

Umarım ki sanata ve sanatçıya verilen önem, bir gün, elbet bir gün  değer kazanır ve onların emeklerini boşa çıkarmaz. İlk başladığı günkü heyacanı, coşkuyu bir gün tekrar yaşamak dileğiyle...


Devamını Oku »

Yarı Yıl Etkinlikleri 2014

0 yorum

Yaz bitti okullar başladı derken bir de bakmışsınızki yarı yıl tatili yaklaşmış. Çocuklarını eğleniyorken görmek ebeveynler için ayrı bir mutluluk. "Yarı Yıl Şenliği" kapsamında o kadar çok etkinlik var ki, dans, piyano resitali, bale, tiyatro, müzikal daha neler neler,  müzelerde yapılan etkinliklerde cabası.    Yarı Yıl Şenliği içindeki etkinliklerden sizin için seçtiklerim.
Dilerim sağlıklı ve keyifli bir tatil olsun.

Caddebostan Kültür Merkezi Yarı yıl etkinlikleri ve biletler burada 

27 Ocak Pazartesi 13.00 de Şevki Karayel ile Piyano Atölyesi

Eylül sonunda İstanbul’da açtığı Şevki Karayel Piyano Akademisi, bu atölye çalışmasıyla öğrencilere klasik müziği farklı bir bakış açısıyla tanıtarak, onların bu müzik türüne karşı ilgi duymalatını amaçlıyor. 
+4 yaş için planlanan Piyano Atölyesi ücretsizdir.





31 Ocak Cuma 13.00 de Bale Atölyesi


Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi,  Devlet Konservatuarı Bale Ana Sanat Dalı. 
Çeşitli balelerden sololar, düetler ve okulumuzun öğrencileriyle vücut kondisyon dersi yapılacaktır. 

Sonrasında da seyirci katılımıyla interaktif bir program sergilenecektir. 5+ yaş , etkinlik ücretsizdir.

31. Ocak Cuma 15.00 de Dans Atölyesi 

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi,  Devlet Konservatuarı Bale Ana Sanat Dalı. 
Katılımcıların oluşturacağı gruplara bedenin dansa hazır hale getirilmesi çalışmaları yapılacaktır. (Eşofmanla gelinmesi gerekmektedir.)
7-11 yaş etkinlik ücretsizdir.

26 Ocak Pazar 13.00 Mehmet Erbil ile Kukla Atölyesi

Kukla tasarımcısı Nemo ile çocukların el becerilerini geliştirecekleri ve hayallerindeki kuklayı tasarlamanın yollarını öğrenecekleri eğlenceli bir atölye.
Hayalbaz Oyun Atölyesi- Yaratıcı Eller,  6+ yaş etkinlik ücretsizdir.

27 Ocak Pazartesi 15.00 de Küçük Kara Balık

Küçük kara balık biliyordu dünyanın sadece yaşadığı gölden ibaret olmadığını. Denizlerin, okyonusların olduğunu biliyordu ve görmek istiyordu yeni balıklar ve yeni yerler.

Yazan : Samet Bahrengi 
Seslendiren : Levent Üzümcü
4+ yaş etkinlik ücretsiz

Kozz AVM'de ki Ocak ayı etkinliklerine ve biletlere buradan ulaşabilirsiniz  


12 Ocak 12.00
25 Ocak 12.00  ve 14.00 de
Not: Balerin Prenses biletleri Kozzy AVM gişeden satılıyor


Balerin Prenses gerçek balerinlerin dans ettiği, çocukların büyüleneceği  keyifli bir çocuk müzikali

Konu: Dileklerin gerçeğe dönüştüğü şaşırtıcı ve sihirli bir dünyanın kapılarını açacak gizemi keşfeden sarayın uşağı papyon ve balerin prensesler, büyük bir süpriz ile karşılaşırlar.

Yazan ve Yöneten: Murat Altınok



18 Ocak 12.00 ve 14.00 de Mucizeler Sirki Sisler Ülkesinde 

Yemyeşil doğası ve masmavi gökyüzü ile ünlü olan Misler Ülkesi, çiçeklerin solduğu, gökyüzünün kirletildiği, her tarafında çöpler olan, temiz suyu olmayan bir yer haline dönüşmektedir. 

Kahramanlarımız bu durumun altından nasıl kalkacaklar. Misler Ülkesi eski güzel günlerine kavuşabilecekmi?

Yazan :  Gökhan Eraslan
Yöneten : Kerem Alışık

19 Ocak  12.00 de  Oturan Boğa

Şiddet Karşıtı-Müzikli, Danslı Çocuk Oyunu +4 yaş grubu
Yazan ve Yöneten : Kemal Kocatürk
Tiyatro Kumpanyası
çocuk tiyatrosu ayrıntılar burada


26 Ocak  14.00 de Ağustos Böceği ve Karınca

Oyun, bugüne kadar yanlış anlaşılmış olan Ağustos Böceğini gerçek kimliğiyle yani sanatçı kimliği ile anlatır. Ağustos böceği aslında bir müzisyen ve gerçek bir sanatçıdır. Karınca ise hiç durmaksızın çalıştığı için biraz dinlenmeli ve sosyalleşmelidir.

Oyunda Ağustos Böceği ve Karınca nın tatlı çekişmesi komik bir dil ile anlatılmaktadır.
Yazan : La Fontaine
Uyarlayan ve Yöneten : Tevfik Tunga



27 Ocak 15.00 de  Şokolo Prenses
Oynadıkları video oyununu tamamlayarak Prenses Şokola'nın Abur Cubur Ülkesi'ne girme hakkı kazanan Çilek ve Çino'nun macera dolu hikayesi. Abur cuburun yasak olmadığı bu ülkede kahramanlarımızın başına neler gelecek dersiniz?
Yazan ve yöneten : Sanem Gençalp 
çocuk tiyatrosu ayrıntılar ve bilet satış  burada
28 Ocak  13.00 ve 15.00 de Küçük Prens ve Çiçek

Küçük Prens gezegeninde tek başına yaşamaktadır. Biri sönmüş ikisi hala lavlar püskürten üç tane yanardağı, ayrıca hiçbir gezegende bulunmayan eşsiz güzellikte bir tek çiçeği vardır. Çiçeğine küsen Küçük Prens gezegeninden ayrılıp farklı gezegenlere yolculuk yapar. Birbirinden ilginç, eğlenceli kahramanlarla karşılaşır. 

Ama aklı hep gezegeninde ve çok sevdiği çiçeğindedir. Dünya’da karşılaştığı Tilki ona çiçeğinin “Biricik”Olduğunu sevgiyi değerli kılan şeyin emek vermek olduğunu öğretir.

Yazan : Saint Exupery  Uyarlayan ve yöneten: Dersu Yavuz Altun
çocuk tiyatrosu ayrıntılar ve bilet satış burada

29 Ocak  15.00 de  Pinokyo

Oyuncakçı Gebetto nun eline güzel ve büyük bir dal geçer, bu dal diğerlerinden farklıdır. Hiç çocuğu olmayan Gebetto bu daldan bir ipi kukla yapmaya karar verir. Kukla insana benzeyen çok güzel bir çocuk kukla olmuştur. Adını Pinokyo koyar. O gece uyurken keşke gerçek bir çocuk olsaydın, bana baba diyebilseydin diye bir dilek tutar.

Yazan : Oktay Şenol
Tiyatro Alkış'ın çocuk tiyatrosu ayrıntılar ve bilet  burada

31 Ocak Zaman Makinesi(Alexander Graham Bell)

Okul proje ödevleri için “Zaman Makinesi” tasarlayan iki kafadara, babaannenin bilmeden yardım etmesiyle kendilerini tam da telefonu icat ettiği sırada Graham Bell’in laboratuvarında bulurlar.
Yazan-Yöneten:  Altan Tezel

çocuk tiyatrosu ayrıntılar  ve bilet burada

31 Ocak Keloğlan (Gizemli Ev)

Ünlü masal kahramanımız Keloğlan bu oyunda tembelliği yüzünden okula gitmek istemiyor. Annesi ise Keloğlan a iyi bir hayat dersi vermek için onu bir işe sokuyor. Mahalledeki çocukların gizemli dedikleri evin esrarını çözmek ise yine Keloğlan a düşüyor. Keloğlan her zamanki gibi keskin zekasını kullanarak, seyircilerin sevgisini ve hayranlığını kazanıyor. Oyun çocuklara çalışmanın ve okul hayatının aslında düşündükleri kadar zor olmadığını da anlatıyor.

Yazan: Öney Olcaytu   Yöneten: Altan Tezel
Tiyatro 34 çocuk tiyatrosu ayrıntılar ve bilet burada

Kadıköy Belediyesi Çocuk Sanat Merkezi Etkinliklerine buradan ulaşabilirsiniz 

28 ve 29 Ocak saat 10.00 ve 12.00 de  Hayalim Bale 
Bir balerin gibi zarif dönüşler yapmaya, en güzel bale müzikleri eşliğinde dans etmeye ne dersiniz? Kendini müziğin ritmine bırak, içindeki balerin can bulsun
1. Kat -1. Bale sınıfı 6-10 yaş için atölye 20 kişi ile sınırlı, 60 dakikadır. Etkinlik ücretsizdir.

28 ve 29 Ocak saat 10.00 ve 12.00  Haydi Dans Edelim 
Anadolu'nun dans adımlarını ve koreografilerini modern dansla bir arada görmek ve öğrenmek isteyen herkese tek söz! Tatilde hayatına ve ayaklarına neşe kat!

1. Kat -2. Bale sınıfı 10-14 yaş için atölye 20 kişi ile sınırlı, 60 dakikadır. Etkinlik ücretsizdir.

28 ve 29 Ocak Saat 10.00  Oyunlarla Çalgılar 
Gitar, bağlama, flüt, piyano, klarnet, keman, çello... Amacımız oyunlar oynayıp, beden perküsyonu yaparak enstrümanları tanımak...  7-8-9 yaş arası çocuklar için tölye 10 kişi ile sınırlı, 60 dakikadır. Etkinlik ücretsizdir. 5. Kat Performans salonu.

28 ve 29 Ocak saat 11.00 Vur Patlasın
Haydi hep birlikte davul çalalım!!! Bütün davulları eğlenceli bir şekilde öğrenip çalacağımız bu etkinlikte istediğimiz kadar gürültü yapabileceğiz.
5. Kat - Performans salonu, 10-14 yaş için atölye 10 kişi ile sınırlı, 60 dakikadır. Etkinlik ücretsizdir.

Diğer salonlarda ki etkinlikler

26 Ocak 13.00 Odada Dört Mevsim
Küçük bir odada danslarla Vivaldi'nin eserleriyle "Bir odada dört mevsimi" yaşarken eğlenmeyi, oynamayı öğrenen çocuğun hikayesi. Neşe Türkeş'in kaleminden, Okan Yahşi'nin yönetmenliğinde her Cumartesi / Pazar BKM'de biletler ve ayrıntılı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz
25 Ocak 13.00 Sindirella
Bir ayakkabı sıradan birini prenses yapabilir mi? Üvey annesi ve üvey kız kardeşleri tarafından kötü davranılan bir genç kızın (Külkedisi), umutlarının azaldığı anda ona yardım eden bir iyilik perisi ve sevgili dostları fareler ve kuşlar sayesinde hayatı değişebilecek midir?
Çocuk müzikali Tim Fettah Aytaç Salonunda  ayrıntılar ve bilet satışa buradan ulaşabilirsiniz

Akbank Sanat Çocuk atölyeleri
Sarkis/Su İçinde Suluboya Atölyesi Çağdaş Sanat Atölyesi'nde 6-12 yaş arası çocuklar, eğitmen gözetiminde Sarkis'in su içinde suluboya tekniğini öğrenip, çalışacaklardır. Ayrıntılı bilgi 

Akbank Çocuk Tiyatrosu İçerisi Dışarısı
İçerisi dışarısı olmuş, dışarısı da içerisi. O zaman nerede başlayıp nerede bitiyor bu hikaye? 
Ayrıntılı bilgi

Müze Etkinlikleri için buradan bilgi alabilirsiniz

Koç Müzesi  etkinlik duyuruları  ve ayrıntılı bilgi buradan ulaşabilirsiniz
İstanbul Oyuncak Müzesi  etkinlikleri ve ayrıntılı bilgi buradan ulaşabilirsiniz

Sinemalar  hakkında ayrıntılı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz

Devamını Oku »

Balerin Prensesler

0 yorum
Dileklerin gerçeğe dönüştüğü şaşırtıcı ve sihirli bir dünyanın kapılarını açacak gizemi keşfeden sarayın uşağı papyon ve balerin prensesler, büyük bir süpriz ile karşılaşırlar. 

12 ve 25 Ocak 2014 Kozzy AVM'de oyun biletleri gişeden
19 ve 26 Ocak  2014 TİM Fettah Aytaç salonunda ki oyun biletleri biletix'de


Yazan ve Yöneten:  Murat Altınok
Kostüm & Dekor: Maskara by Altınok
Koreograf: Mutlu Cankup
Oyuncular: Murat Altınok, Anıl Karaersal, Ozan Erdönmez, Nurgül Açık, Nilüfer Akçanbaş, Hazal Meral, Hazal Çoruk, Ege Timoçin, Hatice Çağla, Erkan Baylav



Devamını Oku »

BACH Sihirli Müzik Kutusu

0 yorum

Buna, Bach etkisi deniyor...

Eski bir oyuncak dükkanı el değiştirmiş ve yeni dükkan sahibi, oyuncakları değiştirerek dükkanı yenilemeye karar verimiştir. Eski oyuncaklar arasında olan bir müzik kutusu çocuklar için sihirli bir kutudur. Çocuklara göre kutu açıldığında oyuncaklar canlanır.

Oyuncakcı dükkanını sık sık ziyaret eden çocuklar eski oyuncakların ortadan kaybolduğunu fark ettiklerinde onları aramaya başlarlar. Eski ve yeni oyuncaklar arasındaki rekabeti Bach müziğinin etkisiyle dostluğa dönüşebilecek mi? 

Müziklerle, şarkılarla ve danslarla çocuklara keyifli daikalar sunan bir müzikal. Çocuk oyuncuların başarısı takdire değer.  Seyretmek gerçekten çok keyifliydi.  Bilet almak isteyenler buradan ulaşabilirler.

Şarkı sözlerinden aklımda kalanlar, 

Buna Bach etkisi deniyor,
Dostluğun ve sevginin müziği.
250 yıldır barışın yolunda ilerliyor.


Devamını Oku »

Kitap Aşkına

0 yorum
Okumayı çok seven Memo, bakalım hangi kitap kahramanlarıyla birlikte eğlenecek?


Devlet Opera ve Bale'sinin çocuklar için hazırladığı oyun, Ocak ve Şubat aylarında Kadıköy Süreyya Opera'sında sahnelenmektedir.

Anne ,baba ve çocuktan oluşan - günümüzün deyimiyle- bir çekirdek aile. Öykümüzün kahramanı Memo kitap okumayı çok sevmekte, zamanının çoğunu kitap okuyarak, dahası hayalinde kitap kahramanlarının arasına karışarak geçirmektedir. Kimler yoktur ki bu kahramanların arasında? Akıl küpü Çizmeli Kedi, evinden atılmış zavallı Parmak Çocuk, sahte Kont, güzel Prenses, pinti Kral, saf Dev, yaralı Silahşör, minik Kral, afacan Tomi ile Bobi, etobur Dev ve onun sinsi karısı?

Gişe iletişim: 0216. 346.15.31

Devamını Oku »

Bremen Mızıkacıları

0 yorum

Eşeğin üstünde köpek, köpeğin üstünde kedi, kedinin üstünde horoz nereye bakıyorlar dersiniz?



Salim Dörtcan'ın kaleminden ve yine onun yönetmenliğinde, Tuğrul Akay'ın müzikleri  eşliğinde dört kafadarın hikayesi bu. Sıcacık, eğlenceli müzikal çocuk oyunu.
Tiyatro Mie her hafta sonu çeşitli salonlarda oyunlarını sahneliyorlar.



Devamını Oku »

Bir odanın içine dört mevsimi sığdırabilir misiniz?

0 yorum

Bir odanın içine dört mevsimi sığdırabilir misiniz?
Bu, bir yetişkin için kolay görünmese de bir çocuk için hiç de zor değil aslında. 


Odada Dört Mevsim

Bilgisayar dışında oyun oynamayı bilmeyen bir çocuk. Kocaman kanatlarıyla konuşan bir sinek Bay Cızbız. Küçük bir odada danslarla Vivaldi'nin eserleriyle "Bir odada dört mevsimi" yaşarken eğlenmeyi, oynamayı öğrenen çocuğun hikayesi.
Neşe Türkeş'in kaleminden, Okan Yahşi'nin yönetmenliğinde her Cumartesi / Pazar BKM'de Ekim/Kasım/Aralık

BKM gişe ilietişim: 0212.236.18.18

Devamını Oku »

TİYATRO

0 yorum
Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, oyun oyun içinde...

www.tiyatromie.com
0216.347.45.60

www.masalgercek.com
0212.244.34.93

www.akbanksanat.com
0212.252.35.00

www.tiyatromu.com
0216.420.95.43 (Mavi Uçurtma Tiyatro Sahnesi, her hafta sonu çocuklara eğlenceli dakikalar yaşatıyor.   İlizyon gösterisi de cabası)

www.tiyatroalkis.com
0216.347.14.70

Devamını Oku »