Mihri Müşfik Hanım’ın İzinde


Vatikan’da bir ressam, üstelik kadın, üstelik başka dinden…


O hem Paris’te Louvre Müzesinde, hem New York ‘ta Sanat Galerisinde hemde İstanbul Resim ve Heykel Müzesi’nde…

Sanatıyla örnek, tutkulu ve cesur bir kadın…

Dünyada bu kadar başarılar elde ederken kendi ülkesi için birşeyler yapmadan durur mu?

1914 yılında kadınlar için güzel sanatlar eğitimi veren, İnas (Kız) Sanayi Nefise Mektebi ‘nin kurulmasında çok emek sarfetmiş Mihri Hanım. Cumhuriyetin ilanından sonra bir Türk ressam tarafından yapılan ilk Atatürk portresi de ve Türkiye’de yapılan ilk mask çalışması da yine Mihri Hanım’a ait.


“Mihri Hanım bir kaç kuşak büyük gelmiş hem kocasına hem onun ailesine hem de kendi ülkesine. İnsan kendisini seçer gibi doğacağı çağı seçemiyor ne yazık ki.”


Dört ülke, dört dil, kayıtlarda gözüken yüzlerce tablo, onca yaşanmış zorluklara rağmen elde edilmiş sessiz sedasız büyük başarılar…

Emre Caner’in kaleme aldığı “Mihri Müşfik Hanım’ın İzinde” kahramanını kendi zaman diliminde adım adım kovalayan bir yazarın hikayesi aslında. Mihri Hanım’ın hayatını, başarılarını, hayal kırıklıklarını, aşklarını anlatıyor. Birde arada ip uçları vererek beni merakta bırakıyor araştırma yapıp devamını ben öğreneyim diye.

Merak tüm kapıları aralar…

“Aralık 1928 Cumhuriyet gazatesinde metinden çok fotoğrafa takılıyor gözüm. Mihri Hanım otoportresinin önünde poz vermiş. Elinde fırçası, başında 1920’lere has şık şapkasıyla görünüyor. Şimdi fark ediyorum. Olgun bir kadın var karşımda. Kırkını devirmiş bir kadın. Ne zaman geçti onca yıl? Geride bıraktığı her şehirden bir yara devralmış gibi bakışları. Her aşktan, her ayrılıştan, altında yaşadığı her gökten bir iz var bu sefer Mihri Hanım’da… Gelecek her zamanki gibi gözdağı veren müphem bir boşluk. Bir çok Amerikalının hayatlarında gördüğü ilk Türk olmalı.”Burada kitabın tamamını anlatabilirim, o kadar keyifle bir o kadar da heyecanla okudum. Zaman zaman da, bundan yaklaşık yüz sene önce elde edilmiş başarıların sessiz sedasız geçip gitmesinin getirdiği hüzün vardı bende.

“Mihri Müşfik, 20.yüzyılın başında Türkiye’de kadın olarak “var olma” savaşına kendini adamış bir figür.”


Bu yazı Ben Kadınım için yazılmıştır.

0 yorum :