çocuklarla eğleniyorum etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
0 yorum


Kendisi Bir Mekan,
Kendisi Bir Sahne
Kendisi Bir Atölye
 Kendisi Bir Kitap
Kendisi Bir Yayınevi

Sınırlar çizilerek, alanı daraltılarak adı, isim veya sıfatın içine hapsolmamış bir mekan. Burası ev gibi değil, kalabalık, her an yeni bir şeylerle karşılaşmaya hazır insanlarla dolup taşan, ama kafe gibi de değil, rahat, huzurlu, dingin; insanlarla yaşayan, yaşatılan bir mekan burası.

Kendisi Bir Mekan’ın gizli kahramanları, enerji dolu, güler yüzlü, içten, samimi, mütevazi ve yaratıcı iki özel insan, Tiyatro, sinema ve ekranlardan tanıdığımız Deniz Celiloğlu ve Sosyolog, eğitmen ve Küçük Prens koleksiyoneri Çağla Gülses.

İkisininde on parmağında on marifet, ben buradan saymaya başladığımda eminim ki onlar bir yandan yenilerini eklemeye devam ediyorlar. Büyük koleksiyonerlerin buluştuğu Küçük Prens’in Dil Serüveni sayesinde tanıştığım, cıvıl cıvıl enerjisine hayran kaldığım Çağla ile Kendisi Bir Mekan’da yeni mekan ve atölyeler hakkında konuştuk.

Kendisi Bir Mekan fikri nasıl oluştu?

Bakanlıkta, sağlığın geliştirilmesi projelerinde Çocuk projeleri koordinatörü olarak çalıştığım bir dönemde Sağlık Çocuk dergisi çıkarmaya başladık. Derginin hem editörlüğünü hem de baştan sona dergi basım aşamasını koordine ediyordum. Bir yandan da bakanlığın reklam tanıtım pazarlama işlerini de yapıyordum. O sürede denetleyen, kontrol eden, işi yöneten kısma geçtim ve üretim kısmından uzaklaştım çünkü vakit yok. Geleni kontrol etmekten üretim yapamıyorum.

Benim için iyi bir deneyimdi. Dergiyi öğretmenlerin ve öğrencilerin beğenmesi beni motive ediyordu. Ancak sorgulama sürecim başladı ben burada mı devam etmeliyim yoksa hayallerimle yaratım sürecinde mi olmalıyım?

Aslında hayalim bir butik otel açmak, alt katta kitap kafe ve içinde çocuklara, gençlere ve yetişkinlere bir sürü atölyelerin yapıldığı bir mekan.

O arada şu kararı almıştım, zaten çocuk hikayeleri yazıyorum bir de Deniz ile benim felsefe, kültür ve sanat alanlarında hem yetişkinler hem çocuklar için yazılmış gerek bizim gerek çeviri olsun birikmiş eserlerimiz vardı, artık bunları basalım istiyorduk. Biz bu işin yayıncı tarafında da olmak istiyoruz çünkü yaratmanın, üretmenin keyfi bambaşka.

O süreçte İstanbul’a geldim, çeşitli atölyeler yapıyorum o dönem. Deniz ile birlikte önce yayıncılık ve organizasyon şirketini kurduk. Ama hâlâ aklımda böyle bir yer yok. Burayı ilk gördüğümüz bana çok büyük geldi. Deniz “Burası senin hep istediğin Kitap Kafe olur, üst kat var atölyeleri de burada yapabilirsin” dedi fikir çok sıcak geldi. Şimdiye kadar hep atölyeler için başka yerleri kullandığımdan dolayı hiç düşünmemiştim.

Mekan nedir? Nasıl yaratılır? süreç başladı. Mart ayında tadilat işleri ile hayal olmaktan çıktı ve somut hale gelmeye başladı. Kendisi bir Mekan 2018’in Temmuz ayında kapılarını açtı.

Kendisi Bir Mekan, etkinliklerinden biraz bahsedebilir misiniz?

Hafta sonları 7-12 yaş arası kavrama dönemine uygun materyaller kullanarak çocuklarla felsefe, kültür ve sanat atölyeleri yapıyorum. Çocuklar bizim önceliğimiz ve onlarla çalışmak benim için çok özel ve anlamlı. Atölye çalışmalarımda onları anlatmaya, düşünmeye, sorgulamaya, felsefe yapmaya teşvik etmeye özen gösteriyorum. Atölyeleri hazırlarken üzerinde çalıştığım çokça başvurduğum kaynak ve danıştığım hocalarım var. Dünyaya bakışımızın ve çabamızın çok önemli bir noktada olması ve ileriye dönük olması gerekiyor sırf çocuklar için.

Hafta içi ve hafta sonu yetişkin atölyelerimiz var, açıkçası bizi çok heyecanlandırıyor. Oyuncu kavramını, oyun kavramını yetişkinlikle ve çocuklukla birbirine bağlamak ve onu ayırmamak çok önemli. Yetişkinlere oyuncak partisi yapmıştık. Atölyenin sonunda da masal anlatımı olsun dedik Pinokyo masal atölyesi de bu sayede ortaya çıktı.

Yaptığımız bazı atölyelerimiz;

Öykü yazdıran E Atölye
Filimlerle Felsefe atölyesi
Çocuk edebiyatı okumalarında yetişkinlerin rolü, Ebeveyn ve çocuk ilişkisi
Çocuklarla Küçük Prens ve felsefe atölyesi
Yaratıcı Drama atölyesi,
Polimer kil atölyesi
Modern pandomim atölyesi

Şubat tatili için her güne bir yayınevi geliyor kendi atölyesini yapmak için. Bunların arasından beni en çok heyecanlandıran Meav Yayıncılıktan Gökçe Gökçeer’in çocuklarla, hayvan haklarını işleyeceği “Hayvan Kurtarma” kitabı ile yapacağı atölye.

Bir de Necdet Neydim Hocamızın gençlerle bir söyleşisi olacak.
Sömestir haftası boyunca da Tepe Nautilus Alış Veriş Merkezinde kitap satışları için standımız olacak.

Sosyal medyada Kaktüs Çocuk olarak bir çok paylaşımınız var. Neden Kaktüs Çocuk ?

Kaktüs çocuk benim bir hikayem. Yakın çevre hariç kimse bu hikayeyi bilmiyor. Hikaye hazır, baştan sona aklımda, öyle çok anlattım ki sadece metinleşmedi. Çizer de belli, Ammar Hattap çizimleri yapacak.

 
Beni düşündüren bu bir sessiz kitap mı olmalı, yoksa bir animasyonun seneryosu mu olmalı? Hatta gençlere yönelik bir metin mi olmalı çünkü kurguda toplumsal bir mesele var. Henüz anlatım diline karar veremedim. Ne yapmalıyım derken internet sitesini açayım o beni yazma ve yaratma sürecine götürür diye düşündüm.

Kaktüs Çocuk adı altında, arada bir illustrasyon paylaşıp altına sevdiğim bir yazı yazıyordum. “Senin önerilerinle alıyorum yeğenime. Çok az paylaştın başka önerin var mı?” demeye başladılar. Çocuk edebiyatını çok okuduğum o süreçte anlatmaya tanıtmaya geçtim. Misyona dönüştü bu durum. Şöyle bir şey oldu Kaktüs Çocuk bana dönüştü.

Çocuk edebiyatına olan ilginiz nasıl başladı?

Öğretmen olmak hiç aklımda yokken öğrencilik yıllarımda saha araştırmaları sırasında sosyal sorumluluk projelerinde 2 yıla yakın görme engellilerin eğitmenliğini yaptım. Okul sonrası Bakanlıkta çalışırken bağımlılık uzmanı eğitimi aldım ve lise öğrencileri ile çalışma fırsatım oldu. Öğretmen olarak birebir çalışırsam çok az bir kitleye ulaşabileceğimi düşünüyordum. Bu arada Eğitim Yönetim Teftiş Planlama yüksek lisansına başlamıştım. Çocukları eğitmek sahada olmak aklımda hep bunlar var.

Gençlerde madde bağımlılığı daha küçük yaşlara inmiş durumda. Çocuklara ulaşmak, onlarla iletişimde olabilmek için bir dil kurabilmek gerekiyor.

Çocuklarla birebir de ne kadar didaktik dil kullanırsanız sizden o kadar uzaklaşırlar. Aile ile paylaşmama nedenleri bu. Bağımlılık uzmanlığı eğitimlerinin bana çok şey kattığını düşünüyorum.

Çocuklarla bu doğru dili kurabilmemin yolu nedir diye düşünürken çocuk edebiyatı araştırmaya, okumaya başladım. Günde 5-6 saatim çocuk edebiyatı okumakla geçiyordu. Bir yandan da yazıyordum.

Okul yıllarında makale yarışmasında Türkiye ikinciliğiniz var. Yazdıklarınız hakkında bize biraz bilgi verebilir misiniz? 

Evet , makale yarışmasında Türkiye ikincisi olmuştum. Bakanlıkta çalıştığım dönemde çocuk edebiyatı metinleri yazıyordum.

Seneryo yazdım UNICEF için, aynı zamanda 12 kitaplık bir seri var yazdığım, onların basım süreci UNICEF tarafından gerçekleşecek.

Hali hazırda çizer sürecinde baskıya hazır bir çocuk kitabım var adı “Çok Tüylü Pembe Gözlüklü” Çizimlerini Özge Haydar yapıyor, tasarımcı ekibiyle kapak çalışması yapacağız işallah Mart’a kadar bitmiş olur.

Felsefe, kültür ve sanat alanında hem yetişkinler hem çocuklar için Deniz ve benim ortak hazırladığımız eserler var. Çizer bizden son hallerini bekliyor. İşin içine çizgi girince çocuk kitabıdır algısını yıkmak istiyoruz. Bu yüzden çizgisi hem yetişkine hem çocuklara hitap eden çizerlerle çalışmayı tercih ettik. Hazırladığımız bu kitaplar için hem metni hem görseli çok beğenip alsınlar istiyoruz.

Yıllardır devam eden “Çocuklarla Küçük Prens ile Felsefe” atölyeleriniz var. Küçük Prens hayatınıza ne zaman dahil oldu?

İlk okul birinci sınıftayım daha Cin Ali okuyoruz babam bana Küçük Prens’i verdi okuyayım diye. Kitapların içinde büyüdüm, kitaplara aşinayım ancak takdir edersiniz ki ilk okumaya başladığımda Küçük Prens’i anlamadım. Ertesi yıl tekrar babam bu kitabı oku diye geldi, “okudum onu ben, anlamıyorum” diye itiraz etsemde babam her yıl yeniden oku diye bana bu kitabı işaret ediyordu. Şimdiki aileleri çok iyi anlıyorum, çocuklar birşey anlamıyor diyorlar. Aslında aktarmak gerek, bir bölüm okutup bu bölüm üzerinden ne düşünüyorsun diye konuşmak gerek. Belki birinci, ikinci, üçüncü bölüm üzerinden konuşulursa sonrası metamatik öğrenmek gibi bir şey. Geri kalan matematiği çocuklar zaten çözüyorlar. Emin olalım ki bizden daha iyiler. Babamdan duyduğum Nazım’ın bir sözü var.

“Ben sadece ölen babamdan ileri, doğacak çocuğumdan geriyim”

Siz ne derseniz deyin sizden daha ötesini düşünüyor olacaklar, siz sadece bir yol açmış olacaksınız. Ailelerin destek olmaları gerekiyor, bir kitabın nasıl okunabileceğini öğretmek çok önemli.

Lise yıllarımda Latife Tekin’in “Berci Kristin Çöp Masalları” ile başlayan toplumsal meselelerin yer aldığı farklı kitaplar okumamla birlikte, Küçük Prens’i anlamaya başladım.

Üniversite de Etik felsefesi dersi hocamız bize yıl boyu üzerinde çalışacağımız kitapları söylediğinde heyecandan yerimde duramamıştım . Küçük Prens, Martı ve Antigone.

Sonrasında derinlemesine okumaya başladım. Küçük Prens felsefesi üzerine yapılan şeylerle daha fazla ilgilenmeye başladım. Masallarla Felsefe atölyesi yapmak için araştırma yapıyordum. Bir arkadaşım Küçük Prens ile Felsefe atölyesi çok güzel olur neden olmasın ki dedi. Önce itiraz etmiştim ama iyi ki Küçük Prens’i seçmişim, çok keyifli bir atölye çalışması ortaya çıktı.

Ve böylece okullarda ve çeşitli mekanlarda 7-12 yaş Küçük Prens ile Felsefe Atölyeleri başlamış oldu.

Aynı zamanda Küçük Prens Koleksiyonerisiniz. Küçük Prens Müze Girişimi kurucuları ve Küçük Prens koleksiyonerleri ile nasıl tanıştınız ?


Yıldıray Bey’I (Yıldıray Lise) Ankara’dan tanışıyorduk, İstanbul’a geldiğim ilk dönemlerde Kazım Beyle de (Kazım İnal) tanışma fırsatım oldu. Kazım Bey bana iki Küçük Prens Kitabı hediye etmişti, koleksiyonerler arasına hoş geldin dedi.

Normalde koleksiyonerler kendi koleksiyon parçalarını paylaşmazlar. Küçük Prens Müze Girişiminin en sevdiğim özelliği, kendisinde varsa başkasında da olsun eylemi. Küçük Prens’in özüne de çok yakışan bir paylaşım ağı var. Hayata bakışımı bir kere daha güncelledim, güzel insanlar var, ortak felsefe ortak beğeniler var.

TED İstanbul koleji’nde Küçük Prens ve Felsefe Atölyesini birlikte yaptık. Oradan devam eden büyüyen bir bağımız var. 

Ben de koleksiyoner oldum. Her bulduğumda almaya, onun üzerine daha fazla şey okumaya başladım. Küçük Prens ile ilgilenen insanlarla daha başka bir sohbet ortamı var. Obje toplayıcılığı başka bir şey , o artık işin “Ben Küçük Prens’i seviyorum tarafı”, felsefesini bilen, seven insanların bir araya geldiği bir oluşum Müze Girişimi, çünkü orada olmak için kitaplarınızın kıymeti var. Hangi dilde ne çeviriler var dünyada ve Türkçede…

Dil teorisini çok seviyorum, dilin insanı çok fazla etkilediğini, düşünme sistemini değiştirdiğine de inanıyorum.  Küçük Prens dil serüveni ve felsefe serüveni benim hayata bakışımı, algımı etkilediği için derin bağlar kurduk.

Son olarak bize Kendisi Bir Mekan’da yapmayı planladığınız yakın dönemde yeni projelerden bahseder misiniz?

Deniz, tiyatro kökenli ama edebiyat ve felsefeyle çok ilgili ve düşünme pratikleri çok iyi. Disiplinler arası atölye çalışmalarında başarılı performansları, güzel fikirleri var. Ben de disiplinler arası çalışmaya inanıyorum. Kuşaklar arası çalışmalar yapmayı istiyorum.

Disiplinler arası çalışmak hem dünyayı, ötekini, toplumu anlamak için çok fazla yardımcı oluyor. Bir branşla, örneğin sosyoloji ile sinemayı birleştiriyoruz ve ortaya analizde çok güzel şeyler çıkıyor. Sonra birde dönüyorsun kuşaklar arası çalışmaya. Bir dede, nine ile torun aynı anda bir etkinliğe katılabiliyorsa –ki neden olmasın?- o iş gerçekten iyi bir seçkidir.

Birlikte olmak güzel, neden ayrışalım. İşte Kendisi Bir Mekan’da, hem kuşaklar birleşsin çocuklarla yetişkinler beraber kitaplara baksın hem beraber atölyelere katılsın hemde disiplinler arası çalışmalar yapılsın. Alt metinleri hazır, üzerinde çalışmaya devam ediyoruz.

Bir de masal ve felsefeyi birleştirmek istiyorum. Ama masallar istediğim düzlemde değil. Necdet Nedim hocayla bu konuda çalışmalarım var.

Mart ayından itibaren yapmayı planladığımız her aya bir dosya projemiz var. Her ay için bir kelime seçip, bizim algımızda ki bir kelime, bu bir mesele aslında alt başlığı neyle doldurursanız o kadar çok açılıp ilerleyecek.

Bir mesele seçip sonra onun altında felsefe mi, sinema mı, edebiyat mı hangi disiplinler de bir araya getireceğiz ay ay buna çalışacağız..



Röportaj : Hüma Oktay
Ocak 2019

Röportaj Martı Dergisi'inde yayınlanmıştır.





















Devamını Oku »

Kampa gidelim mi baba?

0 yorum



Son iki yıldır düzenli olarak doğada kamp yapmanın çadırda yatmanın nasıl olacağını düşünüp duruyorum. Araştırıyorum, evdeki ahaliyi yokluyorum. Nelerden vaz geçemeyiz? Sınırımız nedir?
Yaşamadan bilemeyiz deyip 9 yaşındaki oğlum ve ben yola çıktık. Çok hazırız biz bu kampa!

Tüm hayal gücüm, oyunlarım, masallarım cebimde. Kamptaki çocuklarla eğleneceğiz, ben çok hazırım. Aylar öncesinden hazırım hatta.

“Hayat sen plan yaparken başına gelenlerdir”

Kamptan iki gün önce, gelecek korkularım endişelerim hortladı yeniden. Bu kampa gelirkenki heyecanımın yerini aldılar. İçi boşaltılmış gibi zoraki gittim kampa. Planladıklarımı yapamadım ama içimdeki fırtınaları dindirip doğanın beni iyileştirmesine tanık oldum.

Küçükkuyu, Dedetepe Ekolojik Çocuk Kampı, yaklaşık 5 yıldır yapılan bir kamp. Sevgili Ayça ve Alpay Oğuş, çocuklar için bu kampı organize ediyorlar. Fikirlerine, emeklerine sağlık. İsmi sizi yanıltmasın sadece babalar ve çocuklar yok bu kampta tüm aile fertleri var. Ayça’nın “Benimle oynar mısın anne?“ etkinliğinden sonra çocukları büyüyünce Alpay’ın “Kampa gidelim mi baba?” etkinliği başlamış. Yaşasın Doğa - Macera …


Bu arada, kamp alanı sanıldığı gibi mahrumiyet bölgesi falan değil, sadece alışkanlıklarımızı kısa bir süreliğine terk edip yeni deneyimler kazanacağımız bir yer. Bir de unuttuklarımızı hatırlayacağımız…

Kimisi vejeteryan beslenme konusunda zorlandı. Kimisi toprağa yalınayak basma konusunda. Kimisi de tuvaletleri ortak kullanma konusunda zorlandı. Ben mi? Ah ben, doğanın seslerini geceleri kabul etme konusunda zorlandım. Sadece geceleri…



Gece, şırıl şırıl akan derenin yanında vıraklayan kurbağalarla başlıyor ve cırcır böcekleri bu orkestraya katkıda bulunuyor. Bu arada çocuklar yatmış büyükler ateş başında sohbet ediyor oluyor. Gecenin ilerleyen saatlerinde kampın çevresine (çitlerden içeri giremedikleri için ) gelen köpekler havlamaya başlıyor, bu durumda kamp alanı içindeki köpeklere cevap hakkı doğuyor, doğal olarak. Tabi bu sesler sabaha kadar aralıklarla devam ediyor diye düşünüyorum, zira her uyuyup uyandığımda sesleri yeniden duyuyorum. 5.15 de öten horoz ile gece konseri nihayet son buluyor, çevre sessizliğe bürünüyor. (Dere şırıltısı hariç ama artık ben o sese alıştım) Sekize kadar deliksiz uyuyabiliyorum çünkü 8.30 da “kahvaltı hazır” diye koro halinde bağıranların arasında bende olmak istiyorum. 

Kamp boyunca çocuklar ayrı masada oturup yemek yediler, oğlumun yemez dediğim bir çok şeyi tabağına alıp yediğini de gördüm. “Bu akşam yemekte görünmez yemek var anne” deyip boş tabakla oturduğunu da!

Her öğün bulaşıklarını kendi yıkadı. Siyah horozun kovalamalarını göze alarak, folluklardan yumurta almayı öğrendi. Her yaştan bir çok arkadaş edindi. Kendinden küçüklere sabır göstermeyi öğrendi. Kamp boyunca çeşit çeşit çekirge yakaladı, inceledi herkese tek tek gösterdi, onlara isimler taktı ve serbest bıraktı. Çekirgelere fısıldayan çocuk olarak nam saldı.

Derenin içinden yürüyerek geçtik. Kâh toz toprak, kâh ağaçlı yollardan yürüdük sonunda şelaleye vardık ve kayalardan buz gibi suya atladık. Şelale yollarında atılan cam ve pet şişeleri birlikte toplayarak kampın geri dönüşüm alanına taşıdık. Karpuz kabuklarını beyaz ata götürdük, yanlış anlaşılmasın üzerinde prens yoktu biz sadece atı besledik. Dolunayda yoga yaptık. Kara bir kedi o gece bize eşlik etti. Kimimiz mutfağa girip marifetlerini sergiledi, afiyetle hep birlikte yedik. Kimimiz el becerilerini paylaştı keyifle, etkinlik alanını boyadık çocuklarla, resimler yaptık. Firari tavukları bile yakalayıp kendi güvenli alanlarına geri koyduk.

Akşamları ateş başında doğal, beslenmeyi, organik tarımı, permakültürü konuştuk, evimizdeki zehirli kimyasalları konuştuk. Bireysel olarak ne yapabiliriz? Elimizden ne gelir? Zamansız sohbetler yaptık…
Birlikte çok eğlendik, birbirimizden çok şey öğrendik ve çok güzel dostluklar kurduk.

Kampa gelirken ön yargılarım, korkularım, gelecek endişelerim cebimdeydi. Dönüşte içimde uçuşan yeni heyecanlar ve cebimde yeni deneyimler vardı.

Sonunda Dedetepe Çiftliğinin, duvarda resmi bile oldu, bizden hatıra. 

Kamp bir hafta sürdü bana daha uzunmuş gibi geldi Hatta kampta yapılacak daha çok iş var bir ara yine bu kampa gelmeliyiz diye düşünüyorum.

17-23 Temmuz Dedetepe Ekolojik Çocuk Kampı katılımcıları, çalışanlar, kurucular, gönüllü çalışanlar ve doğal kamp sakinleri her şey için çok teşekkürler. Keyifli bir hafta geçirdik eminim bir gün bir yerde mutlaka yeniden biraraya geleceğiz. 



Bu yazı Martı Dergisi'inde yayınlanmıştır.






































Devamını Oku »

NGBB'de Sakura'lar

0 yorum
Müjdemi isterim, bahar geldi.

Her çiçek açtığını gördüğümde yeni bir başlangıç, tazelik, zindelik gelir aklıma.
Bu sefer çiçekten çok öte bir anlamı olan Sakura’lar girdi hafızamdaki anı sayfasına…

İstanbul’a %12 oranında yeşil alan sağlamasıyla bir nefes alma noktası olan Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi’nde (NGBB) Sakura’ları görmeye gittik.

Yasemin Sungur’la Kitap İle Sohbet sonrası gittimiz bahçede bizi karşılayan rehberimiz Fatma Hn Sakuraları ve Ertuğrul Adasının adının nerden geldiğini bizimle paylaştı, itiraf ediyorum etkilenmemek elde değil.

Sakura’ların (Japon kiraz çiçeği) açması Japonya’da hayata yeni bir başlangıç ve festivallerle kutlanacak bahar coşkusu anlamına gelmesinin yanısıra; Samuraylar için felsefi bir özelliğide varmış. Bu muhteşem güzellikteki çiçekler en olgun zamanlarında düşerek hem yaşamı hemde ölümün her an yakın olduğunu simgeliyorlarmış.

Ertuğrul Adasında 527 adet Sakura ağacı var. 1890 yılında, II. Abdülhamit'in emriyle gittiği Japonya'dan dönüşte, fırtınada batan Ertuğrul Firkateyni'ndeki 527 denizcinin anısına facianın 115. yılı olan 2005'te, Japon Sakura Vakfı tarafından bağışlanmış bu ağaçlar. Bahçede birde Denizcilerimiz adına bir anıt bulunuyor.

Her yıl baharın müjdecisi Sakuraların açtığı tarihlerde Ertuğrul Bahçesinde; davetliler, Japon Konsolosluğu, Deniz kuvvetleri bandosu eşliğinde Sakura şenliği yapılıyormuş. Bu yıl 5 Nisan Pazar günü yapılacakmış. Etkinlikle ilgili ayrıntılı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.

Meraklısı için ;

Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi (NGBB), 1995 yılında Ali Nihat Gökyiğit tarafından eşi Nezahat Gökyiğit adına hatıra parkı oluşturulmak amacıyla kurulmuş ve amacına yönelik bir bitkilendirme ve ağaçlandırma planı uygulanmış. Daha sonra 2003 yılında adı Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi olarak değiştirilmiş. Şimdilerde halkın ziyaretine açık, İstanbul için bir nefes alma noktası, bir araştırma, eğitim ve öğretim merkezi olarak hizmet görüyor.

Çok emek var bu bahçede, önce yol inşaatı nedeniyle yapısı bozulan toprağın ıslah edilmesiyle işe başlanmış. 32 hektarlık park alanı 5 adadan oluşuyor. Merkez Ada, Ertuğrul Adası, Mesire adası, İstanbul Adası, Arboretum Adası ve Meşe Adaları.

Adalar arası geçişler tüneller aracılığıyla sağlanıyor. Her tünelde farklı sergi alanları mevcut.

Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesin’de çeşitli kurslar, sergiler, belgesel gösterimleri, konferanslar, çocuklar ve yetişkinler için atölye çalışmaları yapılıyor.


Atölyelere katılmasanız bile doğanın nimetlerini, harika manzarasını görmek, oksijen solumak için gidebilirsiniz.

3-9 yaş arası çocuklar -bence 3-99 yaş arası- için hazırlanan keşif bahçesinde Bilmece Duvarı oyununu ve İpek Böceği serüvenini yeniden keşfedebilirsiniz.


“İnsan doğayla bütünleştiği oranda doğru davranır” demiş Lao Tzu ,  "Tao Yolu Öğretisi"nde

Sevgiyel kalın, doğada kalın.













Devamını Oku »

Karne heyacanı ile birlikte başlayan eğlence…

0 yorum
Yeni yıl tatili, kar tatili derken yarı yıl tatili de geldi çattı.

Çocuklar bu tatil işini çok seviyorlar. Onlar için tatil, evde bilgisayar, televizyon başında özgürce geçirebilecekleri saatler demek. Ebeveynlerin aynı düşüncede olmadıklarına eminim. Yarı yıl tatilinde birçok, sinema ve tiyatro dışında Rahmi Koç Müzesi, İstanbul Oyuncak Müzesi , Pera Müzesi gibi müzelerin çocuklar için düzenlediği sanatsal etkinlikler var. Akbank Sanat ve İşbank Sanat da yarı yıl tatiline çeşitli etkinliklerle katılıyor.

Önemli olan size ve çocuğunuza zaman ve mekan olarak hangisi veya hangileri uyuyorsa onu takip etmek . Malum İstanbul yol, trafik ve hava şartlarında 45 dakikalık bir etkinliğe ulaşmak için en az üç saat harcanıyor.

Herkese keyifli seyirler dilerim. Anı yaşayarak keyif almak dileğiyle…

Türkiye Sirki

Hayvansız sirk olur mu? Bal gibi de olur. Canlıların dostu Türkiye Sirki, hayvanları sahnede
görmekten değil kendi yaşam alanlarında görmekten mutlu olan bir kuruluş. 3.000 kişilik kurulup sökülebilir amfi tiyatroda gösteri sanatları ve sahne oyunları üzerine kurulu programlarında yok yok.

Jonglörler, palyaçolar, İplerin üstünde cambazlar, trapezler, hava gösterileri, akrabot ve sihirbazlar.

“Hayvanlara eziyet etmeden de insanları mutlu edebileceğimizi ispatladık” diyor Türkiye Sirki’nin kurucusu Melike Cankurt.

Türkiye’de il il geziyorlar. Bu seferki durakları İstanbul. Iki hafta buradalar. Kaçırmayın derim…

16 - 17 - 18 Ocak 2015
 ve 23 - 24 - 25 Ocak 2015 
Cuma - Cumartesi ve Pazar

Ataşehir/Kayışdağı 80.Yıl Cumhuriyet Parkında kurulu Türkiye Sirki’nin çadırı (Fenerbahçe Koleji Yanında) Çadırın içi ısıtmalı.

Seanslar ve ayrıntılı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.

Tiyatrolar

Alis Harikalar diyarında, Kırmızı Başlıklı Kız, Bremen Mızıkacıları, Küçük Balık Bambam ve daha bir çok oyun yarıyıl tatili ile çocuklarla buluşmaya can atıyor.

Tiyatro Mie’nin çocuklar için hazırladığı oyunları Kadıköy Halk Eğitim, Ortaköy Kültür Merkezi, Göztepe Halis Kurtça Kültür Merkezi ve daha birçok mekanda izleme şansına sahip olacaklar.

Bir de Tiyatro Mie’nin çocuklara süprizi var. Karne hediyesi tüm oyunlar yarıyıl tatili boyunca %25 indirimli.
 

Oyunların ve oynandığı sahnelerin detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.

Aslan ile Fare, Kaplumbağa ile Tavşan, Korkuluk ile Karga , Yıldız Çalan Kurbağa ve Korsan Ana ve Geveze Papağan … hepsi birbirinden güzel ve eğitici oyunları İstanbul Kumpnayası’nın deneyimli ekibi çocuklar için hazırladı.

Yarı yıl tatili boyunca çeşitli mekanlarda oyunlarını sergileyecekler.

Caddebostan Kültür Merkezi, İdris Güllüce Kültür Merkezi ( Tuzla ) , Sefaköy Kültür Merkezi ve Bahçelievler Kültür Merkezi (Yenibosna). Oyunların saatleri ve diğer sahneler için daha ayrıntılı bilgiye buradan ulaşabilirisniz

İstanbul Şehir Tiyatroları

İstanbul Şehir Tiyatrolarının çocuk oyunları yarıyıl tatilinde de oyunları sergilemeye devam ediyor. 12.00 de ve 15.00 de olmak üzere pazar günleri iki kere oynanıyor.

Kadıköy Haldun Taner Sahnesinde “Bir gün Ayakkabımın Teki” adlı oyun 1 Şubat ve 8 Şubat Pazar günü oynuyor.

Aziz Nesin’in “Pırtlatan Bal” adlı oyunu 1 Şubat Pazar günü Harbiye Muhsin Ertuğrul Sannesinde; 8 Şubat Pazar günü Gaziosmanpaşa Sahnesinde oynayacak.

Diğer oyunlar saatler, sahneler ve bilet için detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.

İş Sanat Kültür Merkezi

Sahne Denilen Büyülü Kutu

Bu sene ilk defa sahnelenecek olan “Sahne denilen Büyülü Kutu” çocuklara  müzikli bir oyunun sahnede her yönüyle nasıl hayat bulduğunu gözlemleyip yaşayacakları bir deneyim sumayı amaçlıyor. Bilinmeyen diyarlara yapılan bu serüvende danslar, şarkılar, farklı sahne sanatları, renklerle bezeli eğlenceli bölümler ve her oyunda sahnedeki büyülü kutudan çıkan bir sürpriz var. Çocuklara sahne büyüsünü yaşatan, yetişkinlere onların gözünden tiyatroyu anlamaya yardımcı olan Sahne Denilen Büyülü Kutu şarkı, dans, oyunculuk ve sürprizlerle karşılaşmak isteyen herkesi bekliyor.

25 Ocak 2015 Pazar günü 15.00 de sahnelenecek bu oyunun biletleri biletix ve İşsanat gişesinde.

Keloğlan

"Bir Varmış Hiç Yokmuş" meddah, orta oyunu, Hacivat ve Karagöz gibi geleneksel Türk tiyatrosunun öğeleri ile Anadolu'nun zengin tekerleme, masal ve karakterlerini bir araya getirerek çocuklara eşine az rastlanır bir hikâye anlatıyor.

Işıl Kasapoğlu'nun yazıp sahnelediği oyunun dekor, kostüm ve kuklalarını Karina Cheres tasarladı. Müziği Alper Maral'a ait oyun aynı zamanda bir müzikal.

8 Şubat 2015 Pazar günü 15.00 de sahnelenen oyunun biletleri biletix ve işsanat gişesinde

Kukla Tiyatrosu
Semaver Kumpanyası’nın çocuklar için hazırladığı bu kukla tiyatrosunun bu yılki konusu Nasreddin Hoca. Işıl Kasapoğlu’nun yazıp yönettiği kukla tiyatrosunun dekor tasarımı ve uygulaması Karina Cheres ‘e ait.

İzlerken Nasreddin Hoca fıkralarında anlatılan, ince zeka ürünü espiriler, hazır cevaplılık, ders verici bilgileri sahnede canlı olarak görmek de eğlenceli. Kahkaha tufanına hazırlıklı olun.

17-18 Ocak Ocak Cumartesi pazar ve 1 Şubat Pazar günü Caddebostan Kültür Merkezinde etkinlik biletlerine CKM gişelerinden ulaşabilirisiniz.

Gösteri Sanatları

Buz Devri 

Dünyanın en sevilen karakterlerinin canlı aksiyon gösterisi "Buz Devri Canlı", buz pisti koreografisiyle 6-7-8 Şubat tarihlerinde Pozitif Live imzası ile Volkswagen Arena'da çocuklarla buluşuyor. 
Cirque du Soleil'in ilk artistik direktörü olan Guy Caron'un yaratıcısı olduğu müzikal şov, toplamda 40 sanatçı ile buz üstünde etkileyici bir gösteri vaadediyor. Yekta Kopan'ın sesiyle, Türkçe dublajlı olarak yarı yıl tatilinde çocuklara unutulmaz bir karne hediyesi daha.

Buz Devri gösterisinin biletlerine buradan ulaşabilirsiniz 


Garfield ve Sihirli Masal Kitabı 

TİM Fettah Aytaç Salonunda 8 Şubat 2015 13.00 de sahnelenecek olan “Garfield ve Sihirli Masal Kitabı” zengin oyuncu ve dansçı kadrosuyla eğlenceli bir performans sergiliyor.

Garfield ve sevimli arkadaşı Odie’nin birdenbire kendilerini sihirli masal kitabının içinde yer alan masallarda bulmaları ile başlayan eğlenceli bir yolculuğunun hikayesi bu. 

Bremen Mızıkacıları'ndaki kedi ile köpek onlardır artık. Sonrasında Kırmızı Başlıklı Kız'ın sepetindeki kurabiyelerin peşine düşen Garfield, Odie ile birlikte şekerden, pastadan yapılmış bir evle karşılaşırlar. Fare dolu bir köyü kurtaran Garfield, Fareli Köyün Kavalcısı'yken birdenbire kendisini Çizmeli Kedi olarak bulur. Oyunun sonunda büyük bir sürprizle karşılaşır, Garfield ve Odie...

Garfield ve Sihirli Masal Kitabı gösterisinin biletlerine buradan ulaşabilrisiniz

Atölyeler

Sarkis su içinde suluboya atölyesi 

Akbank Sanat, suluboyadan baskıya, oyuncak heykelden yaratıcı dramaya kadar eğitici ve eğlenceli çocuk atölye çalışmalarına ev sahipliği yapıyor.

Atölyeler ile ilgili ayrıntılı bilgiye buradan ulaşabilirisiniz

Matematik Atölyesi / Arım Balım Peteğim
8-12 yaş çocuklara yönelik hazırlanan bu atölye çalışması Faber Castell’in desteğiyle Rahmi Koç Müzesi’nde Renkli Matematik Dünyası bölümünde gerçekleşiyor. Veeeee amaçları;

"Arıların dahiyane zekalarına akıl sır erdiremiyorsak eğer biz de bir arı olup kendi peteğimizi kendimiz örelim. Sayıların sonsuzluğunu, renklerin göz yanıltıcılığını bir oyuna dönüştülerim. Matemetiğin hayatımızda ne kadar büyük bir oyun olduğunu sonsuz örüntülerde birlikte keşfedelim. Renkli Matematik Dünyası Eğlen-Öğren bölümüyle başlayacağımız serüvenimizde örüntülerle dans edecek, sabun köpüklerine saklanacağız."

Rahmi Koç Müzesi’nde bütün bir gününüzü geçirebilirsiniz oğlum ve arkadaşı ile geçirdiğimiz “müzede bir gün” hakkında ayrıntılar Müzeler bölümünden ulaşabilirsiniz.

Rahmi Koç Müzesinde ki çocuklar için hazırlana Renkli Matematik Dünyası, Fen ve Teknoloji Atölyesi ve Bakım -Onarım Atölyeleri ve yarı yıl etkinlikleri hakkında ayrıntılı bilgiye buradan ulaşabilirisiniz.

Oyuncak Müzesi çocuk atölyeleri
Kukla Tiyatrosu, Gölge Oyunu, Mim Gösterisi, tahta oyuncak boyama, kuş yuvası ve yetenekli eller atölyeleri gibi çocuklar için her güne bir, bazen iki etkinlik hazırlamış İstanbul Oyuncak Müzesi.

Hem atölye çalışmalarına katılıp, hemde her katı ayrı bir dünya olan İstanbul Oyuncak Müzesini gezebilirsiniz Yarı yıl tatilindeki hafta içi ve hafta sonu etkinlikler hakkında detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.

Pera Müzesi çocuk ve gençlik atölyeleri

Pera Eğitim, çocuklara yarı yıl tatilinde 27 Ocak – 8 Şubat 2015 tarihleri arasında 4-6 ve 7-14 yaş gruplarına yönelik yaratıcı eğitim atölyeleri düzenliyor. Bu atölyeler ve ayrıntılı bilgi için buraya tıklayınız

Sergideyiz…


Bilim Tüneli Sergisi, 1 Aralık 2014 - 12 Şubat 2015 tarihleri arasında Mall Of İstanbul - 1'de son buluşları teknoloji severlerin beğenisine sunuyor.

Bilim ve teknolojinin geleceği nasıl değiştireceğini gösteren Bilim Tüneli Sergisi, büyüleyici bir deneyim yaşatmak ve evren, madde, yaşam, karmaşıklık, beyin, sağlık, enerji ve toplum konularında gelecekte neler olacağını bugünden öğretmeyi hedefliyor.

Bilim Tüneli Sergisi için biletler biletixde


Çocuk Dünyası

Çocukların farklı meslek guruplarını tanımalarına ve öğrenmelerine yardımcı olan . eğlence dünyası KidzMondo ve KidZania yarı yılda çocuklara keyifli anlar yaşatmayı vaadediyorlar.

Hem eğlenip hemde öğrenme, para kazanma ve kazandığı parayı nasıl harcıyacağına karar verme hepsi bir arada. Avrupa Yakasında Trump İstanbul’da KidzMondo ve Anadolu Yakasında Akasya AVM’de KidZania İstanbul ‘da ayrıntılar için ismin üstünü tıklayınız


Doğa ile Başbaşa

Kampa gidelim mi baba?

24-25-26 Ocak Sömestr Tatili Kurşunlu Köyü Çocuk Kampı Bilecik Kurşunlu köyünde Kerpiç Köy Evlerine Çoluk Çocuk kampa gidiyorlar. Eğer ekmek, peynir yapmayı öğrenmek, hasır, patik örmek isterseniz bunu bir düşünün. Köylüler sizleri misafir etmek için kerpiç evlerinin, imkanlarının elverdiği şekilde odalar hazırlamışlar. Odalarda odun sobası ile ısınmak, yemek için ev sahibinizin sofrasına oturmak ve anı paylaşmak için bu kampa gitmeye ne dersiniz?

Ayrıntılı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz


Farkındalık… Hayatı yaşamaya değer kılmak için farkındalık…

Karanlıkta Diyalog

Sanılanın aksine bu sergide konuşmak ve herşeye dokunmak serbest...
Gerçek hayattan bir farkı bu sefer sizin rehberleriniz görme engelli. Sizin dokunarak, koklayarak, tadarak ve duyarak "yeni, hemde çok yeni ve farklı" bir biçimde görmenizi sağlayarak, duyularınızı uyandırarak ve farkındalığınızı derinleştirerek… sizi unutulmaz bir yolculuğa çıkarıyorlar.

Dünya üzerinde 135 kentte 8 milyondan fazla insana "dokunmuş" olan "Karanlıkta Diyalog", yeni dönemde de sizlerle...

Turlar, İngilizce ve Türkçe olmak ayrı seanslarda yapılıyor.
"Karanlıkta Diyalog", 1988’de Almanya’da Prof. Dr. Andreas Heinecke tarafından oluşturulup, hayata geçirilmiş.

Sergiye Gelmeden Önce Ziyaretçiler için ipuçları, ayrıntılar ve bilet satış noktalarna buradan ulaşabilrisiniz










Devamını Oku »

Doğu ile Batı’nın birleştiği nokta...

0 yorum
Bir zamanlar Paris’ten kalkan Şark Ekspresi’nin yolcu indirdiği yer... 

Kimbilir hangi ressamlar, mimarlar geldi ilk defa İstanbul’a, oryantalist yaşamı keşfetmeye…
Doğu’ya, Osmanlı’nın topraklarına ….
İstanbul’a hayranlık birkez daha arttı, resmedildi, yazıldı, çizildi…

O günden bu güne değişmeyen tek şey hala İstanbul hakkında hayranlıkla ayrıntılar yazılıp çizilmeye devam ediliyor.

Benim için “Tarihi Yarımada” nın vazgeçilmez duraklarından biri Sirkeci Garı

Bu günkü ziyaretimi çocuklarla birlikte yapmak istedim. Tarihin akışında kaybolanlar gizli kalanlar ve keşfedilenleri görmeleri için.

Binanın ön cephesinde bulunan iki saat kulesi zamanı hiç aksatmadan dakikaları üst üste ekliyor gözüksede zaman durmuş gibiydi benim için. Ama Binanın yan cephesinde garın hizmete girdiği tarihleri hem rumi hemde miladi takvimde görünce zamanın aslında nasıl su gibi hızlı aktığını anladım.

Bina yapıldığı dönemde deniz kenarındaymış, Çevresi zamanla çok değişime uğramış. Binanın içinde üç büyük lokanta ve ayrıca binanın arkasında da geniş bir bira bahçesi ile açık hava lokantası bulunuyormuş. Bugün, saat kuleleri, vitraylar binanın içindeki iki lokanta ve müze günümüze kalanlardan sadece bir kaçı.

Gar, II.Abdülhamit döneminde 11 Şubat 1888 günü büyük bir törenle temeli atılmış. 03 Kasım 1890'da da hizmete açılmış. Bu görkemli gar binasının mimarı Alman mimar ve mühendis August Jachmund, Sultan II.Abdülhamit'in güvenini kazanarak daha sonra sarayın danışman mimarı olmuş.

Batı’nın bitip Doğu’nun başladığı bir başka değişle Doğu ile Batı’nın birleştiği nokta Sirkeci Garı.

Selçuklu dönemi taş kapılarını anımsatan geniş bir giriş kapısından içeri girdiğimde sanki zaman tünelinden geçen bir yolcu gibi hissettim kendimi. Burada ki lokantalarda kimbilir kimler oturmuştu. Kimlerin buluşma, kavuşma noktası olmuştu… Her ayrıntı seyretmeye değer. Sivri kemerli pencereler ve Vitraylar göz doldurmaya devam ediyor.

Bekleme salonlarına, Avusturya'dan getirilmiş büyük çini sobalar konulmuş o dönemde, tabi bu sobalardan biri şimdi içerideki müzede sergileniyor.

Önce restoranlardan birinde oturup sabah kahvemi yudumlarken garın eski halini hayal etmeye çalıştım. Yedikule'de yapımına başlanan demiryolu hattının Sarayburnu'na kadar uzanan Topkapı Sarayı bahçesinden geçirilmesi konusu uzun tartışmalara yol açmış o dönemde. Abdülaziz'in izniyle hat Sirkeci'ye ulaşmış ancak Sirkeci'ye ulaşan demiryollarının yapımında istimlak amacıyla tarihi değerine paha biçilemeyen Bizans ve Osmanlı saray ve köşkleri yıkılmış malesef.

İçeride bulunan müze, küçük olmasına karşın günümüze birkaç şeyin ulaşmış olması sevindirici. Çocuklarımın ilgisini çekti.

Müzede sergilenenlerden bazıları; Bilet dolabı, seyyar telgraf makinesi, bilet baskı makinesi, Anadolu-Osmanlı Demiryolu Şirketine ait istasyon çanı.(19.yy), Orient Ekspres ve Yemekli - Yataklı Vagonlara ait servis takımları (19-20.yy), Büro Malzemeleri, Tren Plakaları ve İstanbul(Sirkeci) Gar bekleme salonunun ısıtılmasında kullanılan çini soba 1890.

Yolculukları severim, Tren İstasyonları bana hep kavuşmaları hatırlatır, Avrupa Yakasının Sirkeci Garı gibi Anadolu Yakasının Haydarpaşa Garı da benim için özel yerlerden biri olmaya devam ediyor.

Müze pazar ve pazartesi kapalı. Müze hakkında daha ayrıntılı bilgi için buraya tıklayınız



Devamını Oku »

Yaşasın Tatil...

0 yorum
Karneler alındı. Tatil başladı ama çalışan anne ve babalar için tatil henüz başlamadı. Yaz tatilinde, çocuklarının hem eğleneceği hemde keyifle oynayabileceği güvenli yerler aramaya ve başlandı.

İstanbul'da yapılan yaz okullarından bir kaçı;

Galatasaray Spor Kulübü Spor Okulları;
Uzman eğitici ve çalıştırıcı kadrosuyla 5-17 yaş arası tüm öğrencilere alternatif bir yaz tatili olanağı sunarken, gençlerin ve çocukların eğlenceli bir tatil geçirmelerini, yanı sıra sosyal bir birey olarak yetişmelerini amaçlamaktadır.

Hafta içi her gün 09.00 – 17.00 saatleri arasında Acıbadem Doğuş Üniversitesi kampüsü ve Kartal İstek Özel Uluğbey Okulları Kampüsünde  faaliyet gösterecek öğrenciler, belirlenen program dikkate alınarak yaşlarına göre gruplandırılmaktadır.
Sportif, sanatsal, kültürel nitelikli etkinlikler, haftanın belirli günlerinde düzenli ve dönüşümlü olarak yürütülmektedir. Haftalık etkinlik programları, grupların aynı mekânlarda ve aynı zaman dilimi içinde bir araya gelmeyeceği şekilde düzenlenmekte ve uygulanmaktadır. Etkinlikler, konusunda uzman eğitici ve çalıştırıcılar gözetiminde yürütülmekte ve her gruptan sorumlu olan bir eğitmen gün boyu öğrencilerle birlikte olmaktadır.

Yaz okulu ücretler, iletişim ve detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz

Dalyan Club Yaz Okulu; 

Profesyonel eğitmenlerle tenis, yüzme ve basketbol ana branşları altında danstan, mini futbola kadar birçok alanda hem eğlendirci, hemde öğretici olmaya yönelik özel programlar hazırlıyor.

Sabah 9:00 dan akşam 17:00'ye kadar çocukların, yemyeşil alanlara sahip kulüpde şehirden uzak bir yaz kampından alabileceği bütün positive enerjiyi alıp, okul ve gündelik problemlerinden tamamen uzaklaşmalarını sağlıyor.

Yaz okulu ücretler, iletişim ve detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz

İngilizce Anaokulu;

Okul öncesi 2-6 yaş, İlkokul 6-9 Yaş gurupları için hazırlanmış yaz okulu 1 Temmuz – 31 Ağustos
 tarihleri arasında yapılacak olup 4 haftalık bir programdır.

Eğitim dili, İngilizce ve Türkçe olarak İki Dilli Program uygulanmaktadır.  Tam Gün 09:00 - 16:30
 ve Yarım Gün 09:00 - 13:00 veya 12:00 - 16:30
 arası hizmet vermektedir.

Programın amacı, çocukların sıcak arkadaşlık ortamı içerisinde bedensel, ruhsal ve sosyal yönden gelişimlerini desteklerken, tüm gün İngilizce konuşulan bir ortamda eğlenceli bir yaz tatili geçirmeleri için gerekli olan aktiviteleri sunmaktır.

Yaz okulu ücretler, iletişim ve detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.

Ponpon Çocuk Kulübü Yaz Okulu;

Güven, saygı ve sevgiye dayalı, zengin materyallerle donatılmış geliştirici bir ortamda dinamik ve donanımlı kadrosuyla çocuklarla niteliksel zamanı paylaşan yaratıcı paylaşımın hazzını ve doyumunu çocuklarla yaşayan Ponpon Anaokulu, yaz döneminde Temmuz ayı boyunca sadece 6-7 yaş gurubunu  ağırlıyor. Haftanın 3 günü yüzme etkinliğinin yanı sıra gün boyu bahçede çocukları eğlenceli eğitsel oyunlar bekliyor. 

Yaz okulu ücretler, iletişim ve detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.

The English Academy;

2003 yılından beri The English Academy tarafından düzenlenen Camp AE, bu yıl The English Camp adı altında gençleri eğlenceli bir ortamda İngilizce ile buluşturuyor.

30 Haziranda başlayarak 24 Ağustosa kadar devam edecek kamp, 15'er gün süren 4 etap dan oluşuyor.  

Yaz okulu ücretler, iletişim ve detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz

Doğa Macera Kampı

Geleceğin Yıldızları;

Kampın bulunduğu bölgenin yerel güzelliklerini unutulmaz gezilerle tanıtan Geleceğin Yıldızları'nda yurtiçi ve dışı bir çok kamp seçenekleri mevcut.
Osmanlı başkenti Bursa’yı, Çeşme ve Alaçatı’nın en güzel sahillerini, Ege’nin eşsiz koylarını ya da Londra'nın tarihi yerlerini keşfetme imkanı sunuyor.

Uludağ Gelişim Kampları, Yaz Gelişim Kampı, İngilizce Gelişim Kampı, Basketbol, Voleybol ve Futbol Gelişim Kampları yaz seçeneklerinden sadece bir kaçı. 

Yaz okulu ücretler, iletişim ve detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz

İTÜ / “Çılgın Bilim Yaz Okulları” ; 

Çocukların bulunduğu her yerde onları bilimin eğlenceli yüzüyle tanıştırmak ve buradan aldıkları keyif yardımıyla bilime daha çok ilgi duymalarını sağlamak için yapmaya başlanılan  Çılgın Bilim Yaz okulları 4. yılını doldurdu. 

23 Haziran 2014 tarihinden itibaren yaz tatili süresince hafta içi hergün sabah 10:00-16:00 saatleri arasında Eğlen Bilim ekibi ile İTÜ Bilim Merkezi’nin birlikte gerçekleştireceği Çılgın Bilim Atölyesi başlıyor. 4-6 yaş ve 7-11 yaş arası katılımcılara yönelik olarak iki ayrı kategoride düzenlenecek olan “Çılgın Bilim Atölyesi”nde katılımcılar konusunda uzman eğitmenlerle buluşuyor, eğitim sonunda sertifika alıyorlar.

Bu atölyelerde hayal gücü pratik ile, eğlenmek öğrenmekle birleşiyor! Fizik ve kimyanın en ilginç deneylerinden, fırlayan ve patlayan roketlere, ilk robotumun yapımından, mutfak bilimine kadar birçok ilgi çekici konuda deneyler yapmak isteyen herkes için!

Yaz okulu ücretler, iletişim ve detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz

Titan Akademi Yaz Kampları;

Profesyonel kadrosuyla doğa, sörf, wakeboard, snowboard, kayak gibi alternatif sporlara dayalı gençlik kampları ve yurtdışı dil kampları ile hizmet veren Titan Akademi 7-17 yaş tüm çocuk ve gençlere eğlenceli ve eğitici alternatifler sunuyor.
 Yaz okulu ücretler, iletişim ve detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz

Taç Spor Yaz Okulları; 

Çocukların zihinsel ve fiziksel gelişimlerine katkı sağlamak amacıyla akademi mezunu uzman eğitmenleri aracılığla hazırlanan yaz okulunda yarım ve tüm gün olmak üzere tenis, basketbol,
yüzme branşlarında modern eğitim veriliyor.

Bunlara ek olarak karate, voleybol, futbol, satranç, dans, masa tenisi, resim, seramik, bale, solfej gibi
aktiviteler de mevcut.

Çocuklar, uzman eğitimin yanı sıra keyifli, eğlenceli ve dolu dolu zaman geçiriyorlar. 
 Taç Okulları sayesinde çocuklarımız sağlıklı bir hayatın yanında yeteneklerini de keşfediyorlar.

Yaz okulu ücretler, iletişim ve detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz


Caddebostan Basketbol Yaz Okulu / Kamp ;

7-18 yaş arası gençlerin, kendi ayakları üzerinde durabilen, bağımsız ve sağlıklı bireyler olmaları için özel planlanmış 'eğlenceleri' spor, kültür, sanat ve yabancı dil içerikli yurtiçi ve yurtdışı kamp programlarından oluşuyor.
Aladağ Liderlik kampı, Alaçatı Sörf kampı, Aladağ Macera kampı, Antalya Wakeboard Kampı, Bodrum Yelken Kampı organizasyonlardan bir kaçı.

Yaz okulu ücretler, iletişim ve detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz

İstanbul Üniversitesi İlköğretim Yaz Okulu;

İstanbul Üniversitesi üçüncü, dördüncü, beşinci ve altıncı sınıf öğrencilerine, neredeyse her ilgi alanına yönelik bir program sunuyor yaz boyunca. ‘Adli Tıp’ programında suçun, cezanın tanımları tartışılıyor. Çocuklar delil toplamayı ve yargıda bulunmayı öğreniyorlar.

‘Biyolojinin Renkleri’ canlıların dünyasıyla yakından ilgili çocukları birkaç adım birden ileriye taşıyor. ‘Genetik Bilim’ ile yaşamın köklerini keşfe çıkıyorlar. Program ünlü bilim adamları ile yapılan analiz ve laboratuvar çalışmaları ile yürüyor.
‘Hayalimdeki Matematik’ matematiğin eğlenceli ve keşiflere açık dünyasına doğru bir yolculuğa çıkarıyor çocukları.  ‘Moleküler Genetik Bilimi’ ile genlerin işlevlerini incelemek minik bilim adamları için ufuk açıcı.
‘Yaratıcı Yazarlık’ çocukların duygularını ve düşüncelerini kağıda dökebilme yeteneklerini güçlendirmek için biçilmiş kaftan. ‘Zooloji Bilimi’ hayvanlarla arası iyi olanlar için.

Yaz okulu ücretler, iletişim ve detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz

Koç Üniversitesi İngilizce Yaz Programı;

Koç Üniversitesi Rumelifeneri Kampüsü’nde düzenlenen programla, 6-12 yaş aralığında İngilizce bilen çocuklar, macera, bilim, organik bahçe, mutfak, tasarım, dans ve beden perküsyonu, drama, fotoğraf gibi konulardaki çeşitli atölye çalışmaları ile aktif İngilizce konuşma ve dinleme becerilerini geliştirme fırsatı buluyor. 
25 Haziran da başlayıp 17 Ağustosa kadar devam eden yaz okulunda her iki öğrenciye bir rehber, her 20 öğrenciye bir grup lideri düşüyor. Hafta içi her gün 09.00-16.30 arasında.


Yaz okulu ücretler, iletişim ve detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz
Robert Kolej İngilizce Yaz Programı;

Robert Kolej Kampüsü’nde gerçekleştirilen RCSummer programında 9-14 yaş arası çocuklar yaşlarına göre dört renk grubuna ayrılıyor, tüm gün konuşmalar ve aktiviteler yoluyla İngilizce bilgileri geliştiriliyor. Amerika, Kanada, Avrupa ve Türkiye’den genç rehber öğretmenler eşliğinde gerçekleştirilen yaz kampının bu seneki teması ‘İlham Al!’ 08.30-16.15 saatleri arasında sadece İngilizce konuşuluyor. Kamp, okullarında en az iki senedir İngilizce eğitimi alan çocukların katılımına açık. 
Bu sene RCSummer kapsamını genişleterek 4-8 yaş arası çocuklar için RCSummer Junior programını oluşturdu. Yaş gruplarına göre ayrılan çocuklar, hem İngilizce hem Türkçe konuşan rehber öğretmenler eşliğinde özgün aktivitelerle İngilizcelerini geliştiriyor. 
Eğitim hafta içi 09.15-16.45 arasında. Birinci dönem 25 Haziran-20 Temmuz, ikinci dönem 23 Temmuz-17 Ağustos arasında gerçekleştiriliyor.


Yaz okulu ücretler, iletişim ve detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz
İstanbul Yelken Kulübü Yaz Okulu;

İstanbul Yelken Kulübü’nde yaz kursları 18 Haziran - 11 Eylül tarihleri arasında üç dönem halinde gerçekleştiriliyor. Yelkene başlangıç sınıfı olan Optimist 6-12 yaş, Laser sınıfı 12-17 yaş, Topper sınıfı 12-17 yaş ve rüzgar sörfü sınıfı 12-17 yaşa yönelik. 12-17 yaş arası çocuklar için sınıf seçimi tamamen çocuğun isteği ön planda tutularak belirleniyor. Burada öncelikle rüzgar sörfü-yelkenli tekne arasında karar veriliyor. Yelkenli kurs tekneleri Laser ve Topper arasındaki fark ise Laser’in tek kişilik Topper’in ise ekipli bir tekne olması. Kontenjanlar dahilinde iki sınıftan biri tercih edilebiliyor. Yaz okulu dört haftalık bir sürede ilan edilen tarihten başlamak üzere pazartesi-cuma günleri 10.00-16.00 arasında gerçekleşiyor. Kayıt işlemleri web sayfasında yaz okulu kayıt formu kullanılarak yapılıyor. Başka türlü kayıt alınmıyor.


Yaz okulu ücretler, iletişim ve detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz
Darüşşafaka Life Gym Yaz Spor Okulları;

Yüzmeden dalışa, danstan basketbola kadar farklı dallarda aktivitelerin yer aldığı yaz okulunda beden eğitimi ve spor etkinlikleri çocukları daha sağlıklı bireyler haline getirirken, sosyal aktiviteler de yeteneklerini keşfetmelerine yardımcı oluyor. Darüşşafaka Life Gym Yaz Spor Okulları’nın beşer haftalık iki dönemden oluşan kampları 3-5 yaş arası mini kamp, 6-12 yaş arası spor kampı, 13-18 yaş arası gençlik kampı olmak üzere üçe ayrılıyor. 
Kamplarda dalış, aikido, yüzme, jimnastik, tenis, basketbol, futbol, dans dersleri veriliyor. İlk dönem 11 Haziran-13 Temmuz, ikinci dönem 16 Temmuz-17 Ağustos aralıklarını kapsıyor. 


Yaz okulu ücretler, iletişim ve detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz
Fener Bahçe Yaz Okulları;

Deneyimli antrenörlerimiz yönetiminde Yüzme, Basketbol, Futbol, Jimnastik, voleybol, satranç ve Sosyal Aktiviteler ile çocuklarınıza eğlenceli ve verimli geçecek bir yaz tatili sunuyor. FBK Fenerbahçe Koleji çocukların şehir merkezinden uzaklaşmadan spor yapma, dinlenme ve keyif veren bir atmosferde iyi vakit geçirme imkanlarından yararlanırken, yaşıtlarıyla buluşmalarını, yazın tadını çıkarmalarını sağlıyor.


Yaz okulu ücretler, iletişim ve detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz
Nesin Matematik Köyü  Lise Yazokulları; 

Nesin Matematik Köyü'nde 16 Haziran - 7 Eylül 2014 arasında lise öğrencileri ve öğretmenleri için her biri ikişer haftalık 6 yazokulu programı gerçekleşmekte. Programlar ikişer haftalık, günde dört ders  olarak yapılıyor.  (Başlangıçta 8 saat matematik çok gelebilir ama kısa zamanda alışacaksınız.) Haftada üç dört akşam da iki saatlik etüt vardır.

Özel Lise Programları: 16 - 29 Haziran tarihleri arasında ANALİZ, 30 Haziran - 13 Temmuz tarihleri arasında olanı da CEBİR, ve14 - 27 Temmuz arasında SONLU MATEMATİK konularında, diğerlerine oranla daha yüksek seviyede üç özel lise programı yapılacak.

Yaz okulu ücretler, iletişim ve detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz

Sabancı Üniversitesi Lise Yaz Okulu;

Sabancı Üniversitesi Lise Yaz Okulunda bu yıl iki ayrı dönem var. Adaylar isteklerine göre her bir dönemde en fazla üç ders alarak, bir döneme ya da her iki döneme de kayıt olabiliyorlar.

Verilen derslerden bazıları;
Moleküler Biyoloji, Gen Mühendisliği ve Nano Tıp, 
Astrofizik ve Öte-Gezegenler, 
Beyin, Bilim ve Sihir, 
Mekatronik, Uçan ve Yüzen Robotlar, 
Mühendislik Dallarında Eğitim ve Sektörler, 
Psikoloji ve Felsefe, 
Üniversiteler ve Meslekler: Bilgilenmek, Seçmek ve Başarmak, 
Görsel İletişim, Tasarım ve Sanat

Yaz okulu ücretler, iletişim ve detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz













Devamını Oku »