İyi mi? Kötü mü? Yoksa Güzellik mi? Çirkinlik mi?

Yaşamın her alanında faydalı olacağını düşündüğüm, felsefeyi çocuklara sevdiren kitapları sizlerle paylaşmak istedim.

Yaşamı ve dünyanın işleyişini anlamaya çalışan çocuklara, temel kavramları, doğru sorular sorarak düşündüren 7+ yaş için hazırlanan dizi, gerçek yaşamdan pek çok renkli örneklerle dolu. Çocuklar, öğretmenler ve anne babalar, her kitapta farklı bir kavram üzerine birlikte düşünüyorlar, birlikte konuşuyorlar.


İyi nedir? Kötü nedir? Kötü bir şeyi, kötü olduğunu bal gibi bilsek de yapabilir miyiz? Ya da biri için iyi olan, diğer herkes için iyi midir? Peki, kafede bulduğumuz bir parayı cebimize atmak mı iyidir; kafenin sahibine vermek mi, yoksa ortaya çıkıp, "Kim para kaybetti?" diye bağırmak mı?

Yazan: Brigitte Labbe - Michael Puech
Resimleyen: Jacques Azam
Yayın evi: Günışığı Kitaplığı



Eğer oyuncak arabamın uzaktan kumandasındaki kolu sağa itersem, arabam sağa gider. Eğer bilgisayarımı her akşam saat 10'da kapanması için programlarsam, her akşam tam o saatte kapanır. Oysa, insanlar ne uzaktan kumandalıdırlar ne de programlanabilirler. Hiçbir insan tamamen öngörülebilir biçimde davranmaz. Çünkü insanlar özgürdür.

Yazan: Brigitte Labbe - Michael Puech
Resimleyen: Jacques Azam
Yayın evi: Günışığı Kitaplığı


Dizide ki Tüm Kitaplar

  • İyi ve Kötü
  • Adalet ve Haksızlık
  • Gerçekten ve Yalancıktan
  • Oğlanlar ve Kızlar
  • Güzellik ve Çirkinlik
  • Bildiklerimiz ve Bilmediklerimiz
  • Savaş ve Barış
  • İş ve Para
  • Özgür olan ve Olmayan
  • Doğa ve Kirlilik
  • Cesaret ve Korku
  • Mutluluk ve Mutsuzluk
  • Liderler ve Diğerleri
  • Başarı ve Başarısızlık
  • Haklar ve Ödevler
  • Ben ve Başkaları
  • Yaşam ve Ölüm
  • Beden ve Akıl
  • Zaman çok ve Zaman yok

0 yorum :

İdeon, Tanrıların Yolu

"Tam dünyanın merkezindeyiz işte... 
İda'nın zirvesi...  Zeus'un evi" dedi.  Yorgan Dede.

Ardından kelimeler aynı destansı anlatımla dudaklarından dökülmeye başladı.

"İda... İki anlamı var. İlki odun veya orman. İkincisi ise fikir. Anadolu tanrıların yoludur. İda ise yaşadıkları yerdir. Eski çağlarda bu bölgeye ideon denirdi. Yani düşünce Ülkesi. Buralar aklın ve mantığın doğduğu topraklardır..."

Yazan: Orhan Bahtiyar
Yayınevi: Aya Kitap






0 yorum :

Seni seviyorum, sana teşekkür ediyorum, beni affet

Gerçek sınırsız başarıyı eski bir Hawai yöntemi olan Ho'oponopono'yu keşfedince yakaladı. 
- Dr. Hew Len, sizinle tanıştığım için heyecanlıyım. Ama tam da anlamadım ne yaptığınızı. Siz nesiniz? ’Temizlikçi’ miz? ‘İyileştirici’ mi? Özel güçleriniz mi var? Uzaktan enerji mi yolluyorsunuz?

- Hiçbiri. Ben sadece eğitmenim. Dünya, sorunlarla dolu. Sizin de sorunlarınız var, benim de. Herkesin var. Bu sorunlardan çok basit bir yöntemle kurtulmak ve özgürleşmek mümkün. İşte son 20 yıldır, dünyanın her köşesini gezip, eğitimler verip, insanlara o yöntemi öğretiyorum. 

Ayşe Arman ile Dr Hew Len Röportajın Devamı 

Zihninizin kara tahtasını sildiğinizi ve önyargılı fikirler olmaksızın yeniden başladığınızı ve dolayısıyla sadece günlük olayların olduğu bir dünyada yaşadığınızı hayal edin. Her şeyin mümkün olduğunu hayal edin.Aslında dünyaya zihinsel kısıtlamalar olmaksızın bakarsanız her şey mümkündür. Bu kitap, yaşamınızı yeni bir fırsatlar ve başarılar evrenini  "Sıfır Sınır'ın olduğu evrene" açan anahtardır.


Modern zamana uyarlanan Ho'oponopono, hayattan istediklerinizi elde etmeniz için yeni ve beklenmedik yollar bulmada zihnimizi özgürleştirerek önümüzü tıkayan zihinsel engelleri ortadan kaldıran bir kişisel gelişim yöntemidir.



Yazar      : Dr. Ihaleakala Hew Len ve Joe Vitale
Yayınevi : PEGASUS

Kitabı satın almak isteyenler bu adresten ulaşabilirler









0 yorum :

"Katpatuka" nam-ı diğer "Güzel Atlar Ülkesi"

Güzel Atlar Ülkesi (Katpatuka) 

Bundan milyonlarca yıl önce patlamış volkanik dağlar, püskürmüş lavlar, sönmüş küller, oluşmuş kayacıklar. Yüzyıllar boyu sürekli değişime uğramış. Rüzgar ayrı şekillendirmiş, yağmur ayrı. Adeta şapka takmış kayalar.

Şekil verilebilen kayalardan oluşmuş Kapadokya bölgesi. Kimi zaman insanların yaşadığı bir ev, kimi zaman hastaların iyileştirildiği yer, kimi zaman da bölgeyi koruyan bir kale olarak çıkmış karşımıza.  Yüzlerce yıl önce Güzel atlar ülkesi denmiş buranın adına. Sadece atların değil, çömlekleri ve üzüm bağlarının da ünü duyulmuş dörbir yanda.

Anadolunun en uzun nehri, kızılırmağın getirdiği kırmızı killi toprak, Avanoslu çömlek ustalarına ilham vermiş. Tarih boyu yapılan çömlekler görenleri hayrete düşürmüş.
Nevşehir, Niğde Kayseri, Kırşehir, Aksaray.  En güzel lav kayaları ile misafirleri ağırlar.
Görmek istersek beş ayrı şehre yayılan bu lav kayaları, göze almalıyız dev balonlara bağlı sepetlere binip havalanmayı.

Kapadokya Hakkında 

Kapadokya, (Pers dilinde “Güzel Atlar Ülkesi” anlamına gelir) Bölge 60 milyon yıl önce; Erciyes, Hasandağı ve Güllüdağ’ın püskürttüğü lav ve küllerin oluşturduğu yumuşak tabakaların milyonlarca yıl boyunca yağmur ve rüzgâr tarafından aşındırılmasıyla ortaya çıkmıştır

Kapadokya bölgesi, doğa ve tarihin bütünleştiği bir yerdir Coğrafi olaylar Peribacaları'nı oluştururken, tarihi süreçte, insanlar da bu peribacalarının içlerine ev, kilise oymuş, bunları fresklerle süsleyerek, binlerce yıllık medeniyetlerin izlerini günümüze taşımıştır. İnsan yerleşimlerinin Paleolitik döneme kadar uzandığı Kapadokya'nın yazılı tarihi Hititlerle başlar Tarih boyunca ticaret kolonilerini barındıran ve ülkeler arasında ticari ve sosyal bir köprü kuran Kapadokya, İpek Yolu'nun da önemli kavşaklarından biridir

Kapadokya Tarihi, Peribacalarının oluşumu hakkında bilgi, Kapadokya gezi rehberi, balon turları ve Kapadokya hakkında aklınıza gelebilecek her soruya yanıt Avanos Evi adresinde.








0 yorum :

PARTİ EVİ

Çocuğunuzun doğum günü yaklaşıyor. Çocuğunuz size partiye gelecek tüm arkadaşlarının listesini verdi......


Herşeyi göze aldınız evde kurabiyeler, börekler, mini pizzalar yaptınız veeee çocuklarla beraber anneler de geldi.

Anneler salonda, çocuklar evin her yerinde. Koltukların arkasında, sehpaların üzerinde, kimisi yatak odasında yatağın üstünde, kimisi mutfakta kurabiyeleri keşfetmiş tadına bakıyor.

Tüm bunları yaşamamak için çocuklara özel, her keseye uygun parti evleri listesini sizlerle paylaşmak istedim.



Kids Zone
0216.450.66.44

Kid-Movie
0216.455.73.31

BoomBoom Photo&Party
0216.360.39.19

Gymboree
(216) 577 56 91 Ataşehir
(212) 663 98 04 Yeşilköy 
(312) 437 79 58  GOP


0 yorum :

TİYATRO

Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, oyun oyun içinde...

www.tiyatromie.com
0216.347.45.60

www.masalgercek.com
0212.244.34.93

www.akbanksanat.com
0212.252.35.00

www.tiyatromu.com
0216.420.95.43 (Mavi Uçurtma Tiyatro Sahnesi, her hafta sonu çocuklara eğlenceli dakikalar yaşatıyor.   İlizyon gösterisi de cabası)

www.tiyatroalkis.com
0216.347.14.70

0 yorum :

İstanbul Arkeoloji Müzesi

Son yıllarda  açılan müzeler  artık yetişkinler kadar çocuklarında ilgisini çekiyor.

Çocukların küçük yaşta keşfetmeye başladıkları müzeler, onların psikolojik gelişimleri ve dünyayı anlamlandırmaları için  adeta bir yol gösterici olmuştur.

İstanbul'da,  çocuklarla yeniden keşfedilmeyi bekleyen bir çok müze sizleri bekliyor.

İstanbul Arkeploji Müzesi İlk müze olma özelliğine sahip.
İçerisinde gezilebilecek çok fazla bölüm olması ona tam gününüzü ayıracağınız anlamına geliyor.

Müze içinde "Çocuk Müzesi" bölümü var. 4-8 yaş arası tüm çocukların keyifle gezebileceği bir mekan.

Çocuklarla müzeleri gezerken; bildiğiniz gerçekleri birde onların gözünden görecek ve belki de yeniden keşfedeceksiniz.

www.istanbularkeoloji.gov.tr
0212.520.77.40  (Çocuk Müzesi bölümü var)









0 yorum :

HER ŞEY SENİNLE BAŞLAR

9 + İLK ÖĞRETİM ÖĞRENCİLERİNİN ÖZGÜVEN DUYGUSUNU GELİŞTİREN BİR KİTAP...

Çocuklarına kendi ayakları üzerinde durmayı ve hayatı cesurca yaşamayı öğretmek isteyenler için...

Her şey seninle başlar! Sen yürürsen, yollar küçülür. Sen durursan, her şey gözünde büyür. Ne kadar iyi hazırlanırsan, o kadar az korkarsın. Nasıl yapabileceğini öğrenirsen, sen de yapabilirsin. Yeryüzündeki herles gökyüzüne aynı mesafededir. Aklını kullan, güçlü ol, gülümse ve sıkı çalış! Sen "büyüdükçe" korkuların küçülecek! Başarı kendini iyi hissettirecek. Haydi, şimdi sıra sende!


Herşey Seninle Başlar, Çocuk!

4 yılda 600.000 okura ulaşan Her Şey Seninle Başlar, anne babaların ısrarlı isteğiyle "çocukça"ya çevrildi. Kitabın yazarı Mümin Sekman ile genç kuşağın başarılı oyuncusu Sinem Kobal, kitabın çocuk versiyonu için bir araya geldiler.
Sekman, çocuklara başarısızlık korkusunu yenmek ve özgüveni artırmak için yapılması gerekenleri öykülerle anlattı, Sinem Kobal da fotoğraflarıyla fikirleri "canlandırdı"!
Böylece hem anne babaların"yararlı" bulduğu hem de çocukların "eğlenerek öğrendiği" bir kitap ortaya çıktı.

Yazan : Mümin Sekman
Yayınevi : Alfa

Kitap Satış Noktaları
Kitap Yurdu
İdefix


0 yorum :

SİHİRLİ DİZİ

Akıcı anlatımı, başarılı kurgusu, özenli Türkçe'siyle Sihirli Dizi 8 yaş üstündeki çocukların tutkusu olmaya devam ediyor...

Mavi Bulut yayın evinden çıkan Sihirli Dizi , Fatih Erdoğan'ın akıcı anlatımı, başarılı kurgusu ve özenli Türkçe'siyle 8 yaş üstü çocuklarla buluşmaya devam ediyor.

Yazan : Fatih Erdoğan
Yayınevi : Mavi Bulut

Kitap Satış Noktaları
İdefix
Kitap Yurdu

Sihirli Kaykay
Bülent kaykay yarışmasını nasıl kazandı? Valinin kızı İlknur'u haydutların elinden nasıl kurtardı?

Sihirli Şapka
Burak yatağın üzerindeki şapkayı başına takınca ne oldu? Doğum günü partisi basan palyaço kılıklı adamın niyeti neydi?

Sihirli Kitap
Oktay'ın doğum gününde armağan olarak gönderilen tuhaf paketin içinde ne vardı? Nilüfer ve Oktay dinozorlar çağında bir T-Rex'e yem olmamayı nasıl başardılar?

Sihirli Şemsiye
Nilay'ın, kapının girişinde bulduğu şemsiye nereden gelmişti? Ormandaki kaçak evi kim yapıyordu? Sınıf arkadaşı Ömer'in bu evle ne ilgisi vardı?

Sihirli Küre
Ozan nasıl oldu da bir saniye içinde kendini Yeni Zellanda da buluverdi? Bindiği kamyonda ki adamlar kivilerin altında ne saklıyordu?

Sihirli Gözlük
Emre neden gözlük takmak istemiyordu? Alışveriş merkezine mankenle giren adamın amacı neydi? Emre dünyanın öteki ucuna neden götürüldü?

Sihirli Küpe 
Elif neden geceleri uyumakta güçlük çekiyordu? Gizem'in babası niçin çok para kazanmak zorundaydı?  Gizem'in sorunu neydi?

Sihirli  Top
Deniz'in en büyük isteği gerçek bir maçta gerçek bir futbolcu olabilmek ve tabii arkadaşı Miray'ın hayranlığını kazanmaktı. Ama topa bile doğru dürüst vuramıyorken gol atmayı nasıl başarabilecekti?

Sihirli Kalem
Caner kalemle yazmakta zorlanıyordu. Caner ödevini yazabilecekmiydi? İnternetten her aradığında bulunabilecek bir bilgiyi neden oturup bir de elle yazması  gerekiyordu?



0 yorum :

ALFABE

Çetin Altan'ın çocuklar için süprizi.


A'dan Z'e tüm harflerle ilgili tekerlemelerin, bilmecelerin yer aldığı eğlenceli ve eğitici bir kitap.


Yazan : Çetin Altan
Resimleyen : Gözde Bitir Sındırgı
Yayınevi : Gün Işığı Kitaplığı

Kitap Satış Noktaları
Kitap Yurdu
İdefix
D&R


0 yorum :

SAKIZ AĞACI

Siz hiç sakız ağacı gördünüz mü? Size bir sır verelim... 

Biz, onlarca kavak arasında yeşeren minicik bir tane gördük. Bu minik fidan, yanı başındaki upuzun kavaklar gibi uzayıp büyümeyi, onlarla arkadaş olmayı düşlüyordu. ancak kavaklar onu aralarına almak istemedi. Çünkü bu gizemli ağaç, onlara hiç benzemiyordu.

Bu yeni fidan da neyin nesiydi? Ne işe yarardı? Kavakları şaşırtan olay neydi? Nasıl bir mucize gerçekleşti? Şimdi hep beraber, bu küçük fidanın sesine kulak verelim ve onun varoluş öyküsünü dinleyelim. Farklı olana saygı, hoş görü ve dostluğun işlendiği bu sıcacık öyküye misafir olalım.

Yazan : Ceren Kurt
Resimleyen : Ayşe Akıllıoğlu
Yayınevi: Elma Çocuk Evi


Kitap Satış Noktaları
İdefix
D&R
Elma Yayınevi

0 yorum :

AYŞE SIDIKA

“Bir ülkenin uygarlığının ölçüsünün en doğru kıstası kadınların eğitimlerinin düzeyidir”

Adım adım Beyoğlu gezimiz sırasında birçok okul hakkında bilgi aldık, hepsi de 1800 yıllarda Osmanlı İmparatorluğu döneminde Gayrimüslimler (Osmanlı Türkçesinde, Osmanlı vatandaşı olup müslüman olmayan demektir) için yapılan hala daha varlığını sürdüren okullardı. Osmanlı İmparatorluğun da sübyan mektebinden sonra (mahalle mektebi- ilk okul) kız çocuklarının gidebileceği okul yokmuş. Paşalar, saray eşrafından kişiler ve hali vakti yerinde olan müslüman ailelerinin kız çocukları bu okullara ücret karşılığı alınmaya başlanmış. (ilk defa Özel okul kavramı ortaya çıkıyor)
Zapyon Lisesi

İçlerinde en çok ilgimi çeken Okul Zapyon Kız Lisesiydi. Bu okulda okuyan Ayşe Sıdıka Hanım Türk eğitim tarihinin temellerini atmış kısacık yaşamına büyük başarılar sığdırmış bir kişiydi.. Onun “Bir ülkenin uygarlığının ölçüsünün en doğru kıstası kadınların eğitimlerinin düzeyidir” sözleri ve kitabında anlatığı “eğitimin ezberden çok teorik ve pratiğin bileşiminden oluşması gerektiği” bugün dahi yerine getirememiş olmanın sıkıntısıyla vicdanlarımızı sızlatıyor.

İlk Modern Eğitim Bilimi Kitabının Yazarı


Onun kısacık yaşamının öyküsünü, eğitime yaptığı katkıyı birkaç cümle ile sizlerle paylaşmak istedim.
Ayşe Sıdıka Hanım (1872-1903) Eğitimci, ilk modern eğitim bilimi kitabının yazarı. Babası Enderun mektebinden Mustafa Numan Efendi'dir. 1820 Bulgaristan doğumlu Mustafa Numan Efendi, İstanbul'a gelerek Arapça, Farsça dillerinde ve dini konularda uzmanlaşmış, bir Osmanlıca sözlük hazırlamış, 1893 te Sultan 2. Abdülhamit'ten bir ilmiye rütbesi olan Haremeyn-i Muhteremeyn payesini almıştı.

Ayşe Sıdıka Hanım, İslam terbiyesiyle batı kültürünü birleştiren bir yaşam felsefesine sahip babasının etkisi altında yetişmiş ve onun izinde yürümüştür. Küçük yaşta annelerini kaybetmeleri üzerine, dil öğrenmelerini ve batı kültürünü tanımalarını istediği için kızlarını çevrenin tepkisine rağmen Rum Zapyon Lisesine yatılı olarak gönderen babaları, evde de dini eğitim vermeye devam etmiştir.

II.Abdülhamit'in Takdirini Kazanan Öğrenci 

Zapyon Lisesi'nde Rumca ve Fransızca öğrenen Ayşe Sıdıka, babasının isteği üzerine evde özel ders alarak Bulgarca da öğrenmişti. Kendi işlediği ve saraya hediye ettiği bir örtü ile II.Abdülhamit’in takdirini kazanan Ayşe Sıdıka, padişahın iradesiyle Darülmuallimat’a coğrafya, ahlâk, elişi öğretmeni olarak atandı. Padişah, iradesinde onun için, “öğrendiğini ölünceye kadar vatandaşlarına öğretsin” demiştir. 1890'da Darülmuallimat’a Müdür Muavini ve Güzel Sanatlar Başöğretmeni olarak, genç yaşında büyük başarı elde eden Ayşe Sıdıka Hanım Rıza Tevfik Bey (Bölükbaşı) ile tanışır. Kısa süre sonra evlenir ve üç çocuk sahibi olur (Suat, Selma, Munise).

İkinci Rütbeden Şefkat Nişanı

Ayşe Sıdıka Hanım, öğretmen yetiştiren Darülmuallimat’ta pedagoji dersinin olmayışını büyük eksiklik olarak görmüş ve eğitim bakanlığına bu dersin konması için öneride bulunmuştur. Önerinin dikkate alınması üzerine programa Usûl-i Tedris (Öğretim Yöntemi) dersi konmuş ve öğretmenliği de Ayşe Sıdıka Hanım'a verilmiştir. Ayşe Sıdıka Hanım, bu dersi beş yıl okuttuktan sonra Usûl-i Talim ve Terbiye Dersleri (Eğitim ve Öğretim Yöntemi Dersleri) adında bir kitap yazdı. Derslerde okuttuğu bilgileri ve Batılı kitaplardan yaptığı alıntıları biraraya getiren bu kitap, II.Abdülhamit’in desteği ile basılmış ve kendisine padişah tarafından ikinci rütbeden şefkat nişanı verilmişti.

Ayşe Sıdıka Hanım, kitabının ilk cümlesinde “Bir ülkenin uygarlığının ölçüsünün en doğru kıstası kadınların eğitimlerinin düzeyidir” der. Kitapta, kadınların eğitimini, eğitimin ezberden çok teorik ve pratiğin bileşiminden oluşması gerektiğini, beden eğitiminin gerekliliğini savunmuştur. Ayşe Sıdıka Hanım, 1903 yılında henüz 31 yaşında tüberkülozdan ölmüştür.


0 yorum :

HAYALET VE AYAK İZİ

Nereye baktığımız değil ne gördüğümüz önemli. Gördüklerimizin bizde yarattığı hayal gücü önemli...

Hafta sonu küçük oğlumun pek keyfi yoktu onu parka çıkaramayacaktım. Evde nasıl eylenceli birşeyler yaparız diye düşünürken yeni aldığım kurabiye kalıplarım aklıma geldi. Ona bu fikrimi söylediğimde bana eşlik etmeyi sevinçle kabul etti. Önce hamuru hazırladık, kurabiye kalıplarımızı dizdik ve ellerimizi yıkadık, artık hazırız. Oğlum kalıplara bakarak "Aa hayalet" dedi.

Ben kalıplara göz gezdirdim, Çam ağacı, yıldız, ay, çiçek, kalp, ayak izi ve el izi.

Hani nerde hayalet?" Oğlum ayak izi kalıbı eline aldı havada sallıyor

"işte hayalet".  Ben sabırsızlanarak
"Ama bu ayakizi" deyiverdim.
Oğlum itirazda "Hayır bu hayalet"

Daha fazla gerginlik çıkmasın diye birbirimizin bakış açısına itiraz etmiyoruz kabullendik. O hayalet kurabiye yapıyor ben ayak izi kurabiye. Sonunda tepsiye dizmeye başladık. Oğlum ayak izlerini topuk yukarıda olacak şekilde tepsiye koydu topuğu hayaletin başı varsayarak minik parmaklarıyla iki de göz yaptı. Ben şaşkın

"Evet bu hayalete benziyor" Oğlum bilmiş bilmiş.

"Evet, hayalet zaten bu" Hemen orada sarıldım öptüm oğlumu, bana yeni bir bakış açısı kazandırdığı için.

Akşam ağabeyi ve babası geldiğinde kurabiyeleri gösterdi hemen heyacanla.

"Ben hayalet yaptım, annem ayak izi kurabiye yaptı" dedi.

Aslında nereye baktığımız değil ne gördüğümüz önemli. Gördüklerimizin bizde yarattığı hayal gücü önemli. Çocuklar içlerinde uçsuz bucaksız bir hayal gücü ve yaratıcılık ile doğuyorlar ve bizler malesef onları eğitmek adına bazen serbest bırakmıyor ve kendi kalıplarımıza sokmaya çalışıyoruz, sıkı sıkıya.

Her çocuğun ve içinde bir çocuk barındıranların özgürce hayallerinin peşinden gitmesi dileğiyle, iyi haftalar.

Sevgiyle Kalın


0 yorum :

VİYANA

Viyana; Çocuksu neşesi ile Prater Park, Muhteşem Schönbrunn Palace, Tüm aykırılığı ile modern sanatın simgesi Hundertwasser ve şehrin nabzını tutan St Stephen’s Cathedral. Kulaklarımızda Mozart esintileri ...

St Stephen’s Cathedral

Viyana’nın simgesi haline gelen St Stephen’s Cathedral’i (Stephansplats). Karntner Strabe ve Graben alış veriş caddelerinin kesiştiği noktada şehrin tam da merkezinde bulunuyor. Roma ve Gotik tarzıyla dikkat çeken Katedral 1365 yılında inşa edilmiştir. Yüksek tavanlı, vitray camlardan içeri sızan güneş ışıklarının dansını seyretmek için bile gezmeye değer. İçeriden küçük kuleye çıkan bir asansör var. Yukarıda Çanı yakından görmek mümkün. Yukarıdan manzara harika, faytonları seyretmek keyifli. Katedral den bağımsız olan diğer kulenin tepesinden manzaraya bakmak için 345 basamağı çıkmayı göze almanız gerekiyor çünkü bu kulede asansör yok. Bu kule Osmanlı akınları sırasında gözcü olarak kullanılıyormuş. Burada gözcü olarak görevlendirilen memurun görevi akıncıları gördüğü an çanı çalmak.

St Stephen’s Katedralinin arka tarafında Dom-Gasse de Mozart’ın Viyana da bulunduğu yıllar arasında (1781-1791) 2,5 yıl yaşadığı apartman gezilebilir. Mozart’ın yaşamı boyunca en iyi bestelerini Viyana’da yaptığı söylenmektedir. Kuşkusuz Figaro’nun Düğünü yalnızca bunlardan biridir.

Staatsoper 

Karntner Strabe caddesinin sonunda Karsplatz meydanında 1869 yılında inşaa edilen Staatsoper (State Opera) binasının içini rehber eşliğinde gezmek mümkün. Opera binası 1945 yılında bombalanarak tamamen yıkılmış ve 1955 yılında aynısı yapılarak büyük bir festivalle açılmış. Opera binasının çevresinde Kostümler giymiş kişiler konser bileti satışları yapmaktadırlar. Ama tarihi Staatsoper ‘in içinde bir operaya veya konsere katılmak isterseniz biletleri buradan bulabilirsiniz. Gitmeden once almanızı tavsiye ederim. Çünkü aylar öncesinden tükeniyor.

Arsenal

Opera Binasının karşıdsında ki yoldan D numaralı trene binerek Savaş Müzesi olan Arsenal’e gitmek mümkün. Bu müzede Viyana kuşatması sırasında esir düşen Osmanlı askerlerinin savaş malzemeleri ve Vezir Damat Ali Paşaya ait olduğu sanılan Kabul çadırı sergilenmektedir.




The Hundertwasser-Krawina-House 

Teraslarından ve balkonlardan ağaçlar sarkan, her daim yeşil bir bina.  Adeta ekolojik yaşam yeri. Doğa ile iç içe ama bir o kadar da eğlenceli, renkli ve  çocuksu bir mimariye sahip.

Hundertwasserhaus’un çok güzel bir avlusu ve bu avluda harika bir restoranı var. Kışın açık değil. Viyana’da en iyi Schnitzel yapan yerlerden biri.

Prater Park
Kenti kuşbakışı izlemek için Prater Park ideal. Burada yüz yılı deviren yaşıyla Avrupa’nın en eski dönme dolaplarından biri var. 8,5 Euro ödeyerek şehrin saraylarını ve görkemli yapılarını panoramik olarak izleyebilirsiniz.

Schönbrunn Palace

Avusturya'nın Kraliyet sarayıdır. Schönbrunn Sarayı'nın ve bahçesinin yapımı ancak 1744-1749 yılları arasında imparatoriçe Maria Theresia tarafından tamamlatılmış.1683'deki II. Viyana Kuşatması'nda, çevredeki binalar, yok edilmiş. Muhteşem bir bahçeye sahip bu sarayın içide en az dışı kadar güzel. Tablolar, altın kaplamalı çerçeveler, her oda ayrı muhteşemlikte dekore edilmiş. Bir rehber eşliğinde gezmenizi tavsiye ederim.
Schönbrunn Sarayı'nın, Avrupa'nın en güzel saraylarından biri olduğu söyleniyor.

YEME / İÇME

Viyana da  yeme - içme  denince akla ilk gelenler şinitzel ve şarap. Şinitzeli her restaurantta bulabilirsiniz ama en lezzetlisi Figlmueller 'de yapılıyor. Tarihi bir mekan da, 1905 yılından beri hizmet veriyorlar. St Stephen’s Cathedral’inin (Stephansplats) çok yakınında. Mutlaka rezarvasyonla gitmeniz gerekiyor yoksa kapıdan dönüyorsunuz. Figlmueller rezarvasyona buradan ulaşabilirsiniz.

Şarap deyince Heurige Viyana'nın olmazsa olmazlarından. (Heurige şarap bağ bozum evleri) Özellikle Haziran ayı başından itibaren yeni mahsul çıktığında ziyafetler, eğlenceler düzenleniyor. Avusturya halk şarkıları ve danslar eşliğinde şarap yudumluyorsunuz. Bahçe içinde olanları çok keyifli. Heurige'lerin en popüler olanları Grinzing'de Mayer am Pfarrplatz  ve Neustift 'de Fuhrgassl-Huber'dir.

Şehirde en iyi tatlıların sunulduğu bir mekan Hotel Sacher Cafe. Opera binasının hemen karşısında. En ünlü tatlı Sacher Torte burada yapılıyor  1880 den beri. çikolatalı kek üstüne kayısı marmelatı sürülüyor en üstü çikolata kaplı.

Cafe Mozart 1794'den beri hizmet veriyor. Garsonlar smokinli, içerisi İstanbul da ki Pera Hotel'i andırıyor. En ünlü tatlısı Schwarzwalder Kirsch Torte (kara orman meyveli, çikolatalı kek)

MERAKLISI İÇİN İP UÇLARI

Ulaşım;
Hava alanından şehre ulaşmak için. Havaalanı terminal içinde bagajları beklediğimiz yerde CAT (City Airport Train) otamatik bilet satış noktaları var. Kredi kartı ve nakit ile çalışıyor. Sistem Almanca ve İngilizce ancak her makinenin başında biri var ve yardımcı oluyor. Biletleri gidiş dönüş almanızı tavsiye ederim indirimli oluyor.  Bilet fiyatlarını adresinden takip edebilirsiniz.
Şehire ulaşım için havaalanından  CAT'e binip Wien Mitte durağında indik. Çıkışta şehir haritası almayı unutmayın. Daha sonra  Metroya bindik.  (turuncu hat)  Stephansplats da indik. (yaklaşık 3 durak) Otelimiz Hotel Astoria Metro istasyonuna 250 metre yürüme  mesafesinde idi.

Şehir içinde Opera meydanında karşıya geçmek için kullandığımız alt geçitte bilet satan makineler var. günlük, haftalık, aylık gibi seçenekleri mevcut. Bileti günlük aldıysanız ilk bindiğiniz trenlerde  okutmanız gerekiyor diğer bindiklerinizde okutmaya gerek yok. Görevli sorarsa biletteki tarih işaretini görmeli. Memurlar bazen turistlerin yoğun olduğu bölgelerde bilet kontrolu yapıyorlar ve biletsiz binenlere 100 Euro ceza kesiliyor.

Şarap
Grinzing'teki şarap evlerine gitmek için Opera binasının önünden D numaralı trene bindik. Schottentor durağında inip aşağıya merdivenlerdan inerek 38 nolu trene bindik. Son durak Grinzing.

Grinzing istasyon önünden taksiye de binebilirsiniz, biz yürümeyi tercih ettik. (otobüsele 3 durak) Yaklaşık 15 dakikada Beethoven'ın evinin yakınındaki Mayer am Pfarrplatz 'a ulaşdık. Hafta içi 16.00 dan sonra, hafta sonu 12.00 den sonra eğlenceler başlıyor. Hava eğer güneşli değilse açmıyorlar. Müziğin sesini takip edin.
Gece eğlenceleri ;
Strauss & Mozart Konser salonu Klasik müziği sevmem ama buraya kadar gelmişken bir dinleyeyim diyorsanız, tam size göre, 15 kişilik orkestra, 2 dansçı, 2 operet ile  hareketli parçalarla  tüm salonu coşturuyorlar. Bu konser biletlerinin yemekli olanıda var ama tavsiye etmem. Konser biletlerini otel lobilerinden yada  adresinden ulaşabilirsiniz.

Natürlich Blond Danslı Müzikal  keyifli bir akşam için ideal,  biletleri gittiğinizde otel lobilerinden yada adresinden ulaşabilirsiniz.

Gezi ;
Stephansplats meydanından kalkan faytonlar ile kısa tur atmanın bedeli 50 Euro, Uzun tur atmak 80 Euro. Ben kısa turu tavsiye ederim. Çünkü  kısa turda faytonlar trafiğe kapalı alanın iç yollarında dolaşıyor, daha keyifli.  Uzun turda ise dış yollarda trafiğin içinde dolaşıyorlar ve akşam saati arabalarla sıkışan trafikte at arabalarıda bekliyor.

Hundertwasserhaus’a gitmek için Opera binasının önünden 1 nolu trene bindik ve Hetzgasse durağında indik. Tabelaları takip ederek Hundertwasserhaus'a ulaştık. Sokağın başında tüm renkli kişiliği ile bize gülümsüyordu. Eğri kaldırımları üzerindeki çeşme, renkli sütunlu apartman girişi ve ardındaki gizemli yeşil avlu beni adeta büyüledi. Tam karşısında yine aynı mimara ait bir pasaj var onun iç avlusunda hediyelik eşya dükkanları ve yemek yiyebileceğiniz mekanlar mevcut.  



0 yorum :