doğu anadolu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Karlarla kaplı gizemli şehir Kars

0 yorum
Kars Kalesi ve Oniki Havariler Kilisesi
Yerde 1cm kar biriksinde kar topu yapalım diye saatlerce camın önünde güvenli sıcacık evlerimizde kalıp yağışını izlediğimiz kar, burada diz boyu…

“Kar onda hayatın güzelliği ve kısalığı duygusunu uyandırıyor, bütün düşmanlıklara rağmen aslında insanların birbirlerine benzediğini, alemin ve zamanın geniş, insanın dünyasının dar olduğunu hissettiriyordu. Bu yüzden kar yağınca insanlar birbirlerine sokuluyorlardı. Kar düşmanlıkların, hırsların, öfkelerin üstüne yağarak onları birbirine yaklaştırıyordu.” *

Kar kristallerinin aylarca yerden kalkmadığı, çağlar öncesinden bu yana antik kalıntılar, doğal bitki örtüsü, kayak pistleri, lezzetli yemekleri ile dört mevsim turistlerin uğrak yeri Kars şehrindeyiz.

Tepede, her yere hakim dimdik duran dış cephe surlarıyla 900 yıldır şehre gelenleri gözetleyen Kars Kalesi tüm heybetiyle bize bakıyor.

“Erişilmez savunma mevzilerine ve yalçın bir kaya üstüne kurulmuş kaleye baktıkça, Kars’ı nasıl ele geçirebildiğimize şaşıp kalıyorum.” **

Kalenin eteklerinde yer alan, yüzyıllar içerisinde kiliseden camiye, camiden kiliseye çevrilmiş hatta bir dönem Arkeoloji Müzesi olarak da kullanılmış Oniki Havariler Kilisesi tam karşımda. Ona büyülenmiş bakarken farkediyorum ki tek gerçek, ne amaçla kullanılırsa kullanılsın 937 yılından beri hâlâ sapasağlam ayakta kullanılır durumda olması…

Cheltikov Otel
Biraz ileride Taş Köprü’nün iki yakasındaki Mazlumağa hamamı ve hemen tam karşı kıyıda Muradiye hamamı nehrin iki yakasını mesken tutmuş bize gülümseyen 250 yıllık yapılar.

Bir zamanlar Rus şair Aleksandr Sergeyeviç Puşkin’in bile Muradiye hamamına uğradığı söyleniyor Moskova’dan Erzurum’a kadar uzanan yolculuğu sırasında. * *

Uzun kış gecelerinin neşesi, aşık atışmalarının yapıldığı Namık Kemal Kültür evi ve Rus Cheltikov Ailesinin bir zamanlar yaşadığı konak bugünkü Otel Cheltikov, şehir içindeki gezi noktalarımız.

Arkeoloji Müzesi / Ani Katedrali kapısı
Veeee Kars Müzesi (Arkeoloji Müzesi) , Ani Harabelerinde gördüğümüz arslan kabartmalı dış cephe süslemeleriyle dikkatimi çeken, kapıları ve kubbesi olmamasına rağmen muhteşem bir akustik yapısıyla da beni büyülüyen Ani Katedrali’nin o dantel gibi oymalı ceviz kapılarını aradı gözlerim ve yine büyülendim el işliğine, sanatına, yıllara direnmesine…

Ve en son şimdi çeşitli devlet daireleri olarak kullanılan Ruslardan kalma binaların olduğu ızgara planlı iki ana caddeden geçerek Sarıkamış’a otelimize doğru yola devam ediyoruz.




Küçük bir kaçamak

Kars şehrini geride bırakıp artık tatile kayak yaparak devam edeceğiz ailece yaptığımız plan bu. Fakat aramızda bir oyun bozan var. Tabiki ben! Benim kalbim Kars’da kaldı. Sokaklarında gezip, Ruslardan kalma taş binaları yakından görmek istiyorum. Puşkin Restaurantta kaz eti yemek istiyorum. 

Orhan Pamuk’un Kar romanında bahsetiği Karpalas oteli bulmak istiyorum, hatta en son biz gezemeden kapanan Kafkas Cephesi Harp Tarihi Müzesin’i görmeden dönmek istemediğim için de havanın güneşli olduğu bir gün, tüm ekibi kayak pistinde bırakıp Sarıkamış’tan Minibüslere binerek Kars’a gidiyorum.
Kars’da sabah -11 ile başlayan günün soğuğu, güneşe rağmen iliklerime kadar işledi.

“Soğuk bir an şaşırttı Ka’yı, insanın isteklerinin ve hayallerinin, siyasetin ve günlük dalaverelerin Kars’ın soğuğu yanında ne kadar da küçük ve zayıf kaldığını hissetti.”**

Gazi Ahmet Muhtar Paşa Konağı 

Adım adım gezdiğim sokakların birinde savaş zamanı karargah olarak da kullanılan Gazi Ahmet Muhtar Paşa konağına rastlıyorum.  

Konağın tarihi özelliğinin dışında; güney cephesindeki ahşap balkonuyla ve iç mekan duvarlarından geçirilen borular sayesinde tüm evi ısıtan Peç isimli ısıtma sistemi ile mimari yapısı da ilgimi çekiyor.

Şehirdeki son durağım, doğu sınırlarının korunması için Osmanlı imparatorluğu tarafından inşaa edilen 46 adet Tabya’dan biri. 


Kafkas Cephesi Harp Tarihi Müzesi

1828’de Rusların Kars’a yaptığı gece baskınında tabyadaki tüm askerlerin şehit edilmesi üzerine tarihte Kanlı Tabya olarak da anılan bu yeri, şimdi 1677-1918 arasındaki Osmanlı -Rus savaşlarının ve yapılan antlaşmaların detaylarının sunulduğu Kafkas Cephesi Harp Tarihi Müzesi olarak geziyorum.

Son gün havaalanı yolunda herşeyin üstünü usulca örtmüş karlara bakıp buraları yeşil görmeyi hayal ederken yazın gelirim umuduyla, çocuklar ise karları geride bıraktıkları için üzgün evimize döndüyoruz.

Mart 2019



* Orhan Pamuk / Kar / İletişim Yayınları 2001

* *Aleksandr Sergeyeviç Puşkin / Erzurum Yolculuğu / Cumhuriyet Yayınları 1999/ Çeviren Ataol Behramoğlu

Kars Çevresi gezilecek yerleri anlatan yazıya buradan ulaşabilirsiniz.




Devamını Oku »

Kars çevresi

0 yorum


Sevinçle “Kar var! Kar!” dedi. Parmaklarının ucu ile minik bir şeyi tutar gibi işaret ederek, “Biz şu kadarcık karı yerde görmek için üç saat yağışını seyrediyoruz, camın önünde bekliyoruz, burada diz boyu kar var. İnanabiliyor musun anne?”

Kar kristallerinin aylarca yerden kalkmadığı, çağlar öncesinden bu yana antik kalıntılar, doğal bitki örtüsü, kayak pistleri, lezzetli yemekleri ile dört mevsim turistlerin uğrak yeri Kars şehrindeyiz.

Havaalanından Ocaklı köyüne kadar bir saat yol boyu sağlı sollu her yanı gözümüzün alabildiğine beyaz bir örtüye teslim olmuş irili ufaklı dağları seyrederek çocukların daha gelmedik mi sorularına cevap vermekten bıkarak yol alıyoruz. Yolculuğumuzun sonu Ermenistan sınırında yer alan Ani Şehri.

Ani Harabeleri

Surp Kirkor Kilisesi

Kale surları arasından antik şehre giriş yaptığımızda, geniş bir alana yayılmış doğaya ve insana direnme çabasından yorgun düşmüş ortaçağın en önemli kentlerinden biri, ipek yolunun Anadoludaki gümrük kapısı sayılan bu şehir her şeye rağmen ayakta kalan kalıntıları ile hikayesini anlatıyor bize, sessizce…

Aşağıda usul usul akan Arpa çayını sınır bellemiş Ermenistan’la karşı karşıya kalan uçurumun hemen yanı başındaki muhteşem freskleriyle Surp Kirkor kilisesi, (Surp Amenap’rkitch Kilisesi)

Dikdörtgen planlı yapısı, sekizgen minaresiyle Anadoludaki ilk Türk camisi olma özelliğini taşıyan Ebû’l Manuçehr Camii 



Ani Katedrali 

Arslan kabartmalı dış cephe süslemeleriyle dikkat çeken, kapıları ve kubbesi olmamasına rağmen muhteşem bir akustik yapısıyla bizi büyülüyen Ani Katedrali. 
(Surp Asdvadzadzin Katedrali) 

Sonradan şehir merkezindeki Arkeoloji müzesinde o dantel gibi oymalı ceviz kapıları gördüğümde de Ani Katedralini gördüğüm zamanki gibi büyüleneceğimi henüz bilmiyordum.

Adını sayamadığım daha niceleri bu şehrin topraklarında sonsuz anılar biriktirmişler. Tarihin sayfalarında adları yer almayan kim bilir kimler geldi, hangi kervanlar geçti, kimler yaşadı, kimler savaştı, can verdi bu topraklarda…



Çıldır Gölü

Sonraki durağımız Doğu Anadolu’nun en büyük ikinci gölü olan bir metrelik buz kalınlığı ile kışın cirit atma, atlı okçuluk, kızak, kayak ve buz pateni yarışlarıyla festivallere konuk olan en geniş buz pisti; yazın sıcağında yöre halkının serinleme yeri, balıkçıların yaz kış balık tutuğu Çıldır gölü. Dedim ya dört mevsim güzel buralar…

Çıldır Gölü
Donmuş gölün üzerinde yürümenin heyecanı sonrası Çıldır Gölünün yakınında kurulan büyük beyaz ahşap evde bu göle özel sazan balığının tadına bakıyoruz.
Merak edip soruyorum. Kışın bu balıklar, bu donmuş gölden nasıl tutuluyor diye, cevap çok basit “Buzu kesip balık tutuyoruz.” 

Ama asıl şaşırtan cevap, kar yağmadan önce attıkları ağlara bağladıkları iplerle işaret koymaları ve kendi ağlarının olduğu yerdeki buzu kesip balıkları toplamaları ve boşalan ağları yeniden suyun altına bırakmaları, böylece müşterilerine kış boyunca taze balık sunabiliyorlarmış.
Tabi bu işin en zor yanı, her gün yeniden buz kesmeleriymiş. çünkü sabah kestikleri yer akşama donuyormuş…

Çıldır Gölü Şehre 1,5 saat uzaklıkta, dolayısıyla şehir merkezine gitmek için yine yollardayız. ilk önce Arkeoloji müzesine uğrayarak şehir* içinde küçük bir tur yapıp Sarıkamış’a otelimize gidiyoruz. Tatilin sonraki günleri Kayak pistlerinde geçiyor.

Son gün havaalanı yolunda herşeyin üstünü usulca örtmüş karlara bakıp buraları yeşil görmeyi hayal ederken yazın gelirim umuduyla, çocuklar ise karları geride bıraktıkları için üzgün evimize döndüyoruz.

Mart 2019


*Kars şerin içini anlatan yazıya buradan ulaşabilirsiniz.








Devamını Oku »