Zaanse Schans

Maceralara açığım, başka neler var bu kasabada diye düşünüyorum.

Gözümün görebildiği noktaya kadar yeşillik ağaçlık; çocuklar, köpekleri ve bisikletleriyle dolaşıyorlar. Su kanalları tarlaların sınırları sanki, her bir yeşil kara parçasında inekler, koyunlar hatta bazılarında domuzlar otluyor. Kasabaya yaklaştıkça büyülü bir yolculuktaymışım gibi hissediyorum, hiç bitmese…

Otobanda gidiyoruz, çıkışa az kaldı. Sağlı sollu yeşilliğin büyüsüne kapılmışım etrafı seyrediyorum. Yan yolda atının sırtında dört nala giden bir binici, görüş alanıma giriyor. Maceralara açığım başka neler var bu kasabada diye düşünüyorum.

Uzaktan gördüğüm değirmenler, giderek yaklaşıyor, sabırsızlanıyorum ancak arabaya park yeri bulmak çok zor. Herkes kurallara sıkı sıkıya bağlı, bisiklet ve yaya yolları daha öncelikli. Arabamıza zar zor bir yer buluyoruz, sonrasında özgürüz. Değirmenlere giden yolda her bir evi, herbir bahçeyi hayranlıkla seyrederek yürüyoruz.

Etrafı seyrettikçe, içimi bir huzur kaplıyor. Evlerin bahçelerine girmek için minik ahşap köprülerden geçiliyor. Kanalda ördekler yüzüyor. Nasıl doğa harikası bir yer kelimelere dökmekte zorlanıyorum.

Zaandam yakınlarında, Zaanse Schans adlı  küçük bir kasaba. Öyle kuru kuru küçük bir kasaba deyip geçmeyelim, dünyanın en eski sanayi bölgesi olmasını sağlayan 1000 yel değirmeni varmış bir zamanlar. Kağıt, arpa, boya, un, baharat ve yağ değirmenlerinden oluşan sanayi bölgesi burası.

De Kat Molen
1920’lerde sayıları gitgide azaldığı için korumak amaçlı yeni yasalar çıkarmışlar. Ve günümüzde hala çalışan, üreten 20 adet değirmen var. Tarihi değirmenlerin dünyaya tanıtılması için bir dernekleri var, değirmen müzesi var. Ayrıca her değirmen haftanın belli gününde, bazıları ayda bir ziyaretçilere açık. Bizim gittiğimiz gün Kedi adındaki boya değirmeni (De Kat) geziliyordu. Gişede giriş ücreti öderken bizimle ilgilenen bayan Türk olduğumuzu duyunca tatil için Kemer’e gideceğini söyledi. Ve bize verdiği tanıtım broşürlerinden biri İngilizce diğeri Türkçe idi. Nasıl duygulandım anlatamam. Bu güne kadar girdiğim her müzede İngilizce tanıtım broşürü almak zorunda kalan ben, Türkçeyi görünce çok heyecanlandım. Tabi biraz devrik cümleler ile yazılmış ama olsun yine de bu bir başlangıç.

Soluk Benizli (De Bleeke Dood) 1656 ve Kol (De Koker) 1866 adlı değirmenler un, Kedi (De Kat) 1646 boya ve Pembe (Het Pink) 1620 yağ değirmeni olarak hizmet veren değirmenlerden bazıları. Daha fazlası için www.zaansemolen.nl ziyaret edebilirsiniz.

Burası bisiklet cenneti. Her yaştan insan günlük yaşamlarını bisikletle görüyorlar. Bisikletlerin arkalarında çantaları var yada önde sepetleri. Çocukların ve gençlerin dışında, bizim görmeye alışık olmadığımız 60 yaş üstü insanların da bisikletle dolaştığını, alış veriş yaptığını görünce kıskandım, hemde çok ama çok kıskandım…






0 yorum :

“Her ayın ilk Çarşambası”

Ve gün geliyor sizin hayalleriniz başka çocukların hayallerine karışıyor. 


Büyük hayalleriniz var ve onları gerçekleştirdiğinizde yalnızca kendiniz için değil gelecek nesiller için gerçekleştirmiş oluyorsunuz.
Ve gün geliyor sizin hayalleriniz başka çocukların hayallerine karışıyor.

İki yıldır her ayın ilk çarşambasını iple çekiyorum. Bir hafta öncesinden hava durumunu gözlemliyorum. Hava açık ise gökyüzünde neleri görebileceğimi araştırıyorum.  Ay’ın durumu ne? Dolunay mı? Hilal mi? Satürn ne konumda, Mars ne konumda? …

Ve gün geliyor yağmur, kar var; gün geliyor hava açık ama rezarvasyon dolmuş yada tek ben değil ailece gideceğimiz için birimizin mutlaka bir engeli çıkıyor.

Veee sonunda 2 Eylül Çarşamba günü için taaaaa Haziran ayından alınmış bir rezarvasyonumuz var. Koşa koşa gidiyoruz, çocuklardan daha fazla heyecanlıyım.

Gideceğimiz yer Darüşşafaka’nın P&G ile birlikte yürüttüğü “Hayalden Gerçeğe” projesi kapsamında yapılan Fatin Gökmen Planetaryumu ve Gözlem Evi. Mehmet Fatin Gökmen, Türkiye‘de gözlem ve araştırmaya dayalı astronomi çalışmalarının geliştiricisi ve Kandilli Rasathanesi’nin kurucusu.

Okulda bizi Astronom Büşra Hanım karşıladı, ilk 45 dakika Planetaryum sunumunu izledik. Katılan çocukların ve yetişkinlerin sorularını yanıtladı. Mavi Ay’dan Kanlı Dolunaya, Burçlardan Takım Yıldızlarına kadar merak ettiğimiz herşeyi sorduk. Bizi sabırla dinledi, sorularımızı yanıtladı.

Daha sonra Satürn’ü incelemek için yukarı gözlem evine çıktık. İşte bizi orada bir süpriz bekliyor. Şehrin ışıkları, gökyüzündeki her şeyi adeta silmiş. Sadece en parlak yıldızı ve Satürn’ü çıplak gözle zar zor seçebiliyoruz o da çok silik. Biraz zor da olsa bir kaç denemeden sonra tespit edilen yere doğru teleskop ayarlanabildi ve bizde görebilmek için sıraya girdik. 

Çocuklar kadar bende heyecanla sıramın gelmesini bekliyorum. Fotoğraflarda gördüğüm yuvarlak ve çevresinde halkasıyla bildiğin Satürn şimdi karşımda durmuş adeta bana gözkırpıyor. Çok heyacanlıyım sanki hayranı olduğum bir sanatçıyla gerçekte karşılaşmışım gibi…

Turuncu ışıl ışıl parlayan bir halde canlı olduğunu belli eden bir tavırla yavaş yavaş görüş alanımdan uzaklaşınca, Satürn yeni bir hayranıyla buluşmak için Teleskopa yeniden ayar yapılıyor.

Her bakan bir daha kendisine sıra gelsin istiyor. Çok keyifli bir akşamdı biraz daha kalsak ayın doğuşunu da izleyebilirdik. Bu keyifli gözlem için Astronom Buşra Gürbak'a çok teşekkür ediyorum.

Aklınızda olsun, her ayın ilk Çarşambası Fatin Gökmen Planetariumu ve Gözlem Evi’nde Halka Açık Gözlem etkinliği var. Hafta içi okullar için Planetarium da sunumlar da var. Çocuklar kadar yetişkinlerinde ilgisini çekeceğine eminim.

Sınırlı kontenjan ve hava koşulları, her zaman gökyüzünün güzelliğini gözler önüne sermek için sizden yana olsun.

Yeni fırsatlar, yeni bakış açıları…

Sevgiyel Kalın

Rezervasyon ve bilgi için  http://www.darussafaka.k12.tr/ , 


0 yorum :