Sultanahmet Meydanı

Yedi tepe üstünde zaman bir gergef işler! 

Yedi renk, yedi sesten sayısız belirişler... 


Eyüp öksüz, Kadıköy süslü, Moda kurumlu, 

Adada rüzgar, uçan eteklerden sorumlu. 


Her şafak Hisarlarda oklar çıkar yayından 

Hala çığlıklar gelir Topkapı Sarayından. 


Ana gibi yar olmaz, İstanbul gibi diyar; 

Güleni şöyle dursun, ağlayanı bahtiyar...

Gecesi sünbül kokan 

Türkçesi bülbül kokan, 


İstanbul, İstanbul…
Canım İstanbul / Necip Fazıl Kısakürek


Adına şarkılar bestelenen, şiirler okunan şehir İstanbul.
Eski İstanbul'u gezmek denilince akla gelen ilk yer "Tarihi Yarımada". Gezmek için bir günün yetmediği, Tarihi Yarımada adeta bir açık hava müzesi. Altında binlerce yıllık medeniyetlerin kalıntıları var.

Meydana adını veren Sultanahmet Camii mavi renkli iznik çinileri ile bezendiği ve kubbelerinin içi de mavi ağırlıklı kalem işleri ile süslendiği için turistler tarafından Mavi Cami ( Blue Mosque) adı ile anılmaya başlanmış.

Hemen hemen yılda bir gezerim tarihi yarımadayı, her gezdiğimde farklı bir bölümü daha çok dikkatimi çeker. Sultanahmet camii’ni en son gezişimde İznik çinilerini daha detaylı inceleme fırsatatını yakaladım. Çiniler sarı ve mavi tonlarında bitki motifleri ile süslenmiş, her biri el emeği göz nuru birer tarihi eser ve bu süsleme için 20 bini aşkın çini kullanılmış.
İçerisi 260 pencereyle aydınlatılmış olan caminin Türkiye’nin ilk altı minareli camii olduğunu biliyor muydunuz?

Sultanahmet Meydanında eskiden Hipodrom varmış, şimdi o günlerden kalan tarihi simge olarak Antik Mısır dikilitaşı, Örme dikilitaş ve Yılanlı Sütun boy gösteriyor.

Örme Dikilitaş, 32 metre olan dikilitaş kaba kesilmiş taştan yapılmış. Yapım tarihi tam olarak bilinmemekle beraber resmi kaynaklara göre VII. Konstantin'in dedesi I.Basil'in zaferlerini resmeden yaldızlı tunç plakalarla kaplıymış, ayrıca dikilitaşın üstünde bir küre bulunmaktaymış.
Ancak söylentilere göre IV Haçlı Seferleri sırasında yaldızlı tunç plakalar haçlılar tarafından çalınmış ve eritilmiş. Söylentinin aslı astarı varmı bilinmez ama gerçek olan, Örme Dikili taşın üzerinde bugün tunç plakaların olmadığıdır.

Antik Mısır Dikilitaşı, MS 390 yılında Roma İmparatoru I. Theodosius, Mısır'dan gemi ile İstanbul'a getirterek Hipodrom'da şimdiki yerine diktirmiş.

Yılanlı Sütun, MÖ 479'da Pers ordusu karşısında birleşen Yunan şehirlerinin kazandığı zafer anısına yapılmış ve Delfi'deki Apollon mabedine dikilmiş. Eser İstanbul’a İmparator Konstantin tarafından MS 324 yılında getirtilmiş. Bugün eserin günümüze gelebilen kısmı 5m. Birbirine dolanmış üç yılan kafasının ikisi kayıp biri İstanbul Arkeoloji Müzesi'nde sergileniyor.

Meydanın başında, Sultan I. Ahmet Türbesi’nin karşısında Alman Çeşmesi bulunuyor. 1901 yılında Alman İmparator II. Wilhelm tarafından Sultan’a hediye olarak gönderilmiş. Alman Çeşmesi Almanya’da yapılıp İstanbul’a getirilerek burada monte edilmiş.

İmparator Wilhelm İstanbul’u iki kez ziyaret etmiş aslında ticaret desek daha iyi olur. İlk ziyareti 1898 Osmanlı ordusuna Alman tüfeklerini satmak için, ikinci ziyaret İstanbul-Bağdat Demiryolu’nun Alman firmalarına verilmesi vaadini almak için.

E tabi küçük bir hediyeyi çok görmemek lazım Alman Çeşmesi o günlerin anısı olarak Sultanahmet Meydanındaki yerini almış.

0 yorum :