Karne heyacanı ile birlikte başlayan eğlence…

0 yorum
Yeni yıl tatili, kar tatili derken yarı yıl tatili de geldi çattı.

Çocuklar bu tatil işini çok seviyorlar. Onlar için tatil, evde bilgisayar, televizyon başında özgürce geçirebilecekleri saatler demek. Ebeveynlerin aynı düşüncede olmadıklarına eminim. Yarı yıl tatilinde birçok, sinema ve tiyatro dışında Rahmi Koç Müzesi, İstanbul Oyuncak Müzesi , Pera Müzesi gibi müzelerin çocuklar için düzenlediği sanatsal etkinlikler var. Akbank Sanat ve İşbank Sanat da yarı yıl tatiline çeşitli etkinliklerle katılıyor.

Önemli olan size ve çocuğunuza zaman ve mekan olarak hangisi veya hangileri uyuyorsa onu takip etmek . Malum İstanbul yol, trafik ve hava şartlarında 45 dakikalık bir etkinliğe ulaşmak için en az üç saat harcanıyor.

Herkese keyifli seyirler dilerim. Anı yaşayarak keyif almak dileğiyle…

Türkiye Sirki

Hayvansız sirk olur mu? Bal gibi de olur. Canlıların dostu Türkiye Sirki, hayvanları sahnede
görmekten değil kendi yaşam alanlarında görmekten mutlu olan bir kuruluş. 3.000 kişilik kurulup sökülebilir amfi tiyatroda gösteri sanatları ve sahne oyunları üzerine kurulu programlarında yok yok.

Jonglörler, palyaçolar, İplerin üstünde cambazlar, trapezler, hava gösterileri, akrabot ve sihirbazlar.

“Hayvanlara eziyet etmeden de insanları mutlu edebileceğimizi ispatladık” diyor Türkiye Sirki’nin kurucusu Melike Cankurt.

Türkiye’de il il geziyorlar. Bu seferki durakları İstanbul. Iki hafta buradalar. Kaçırmayın derim…

16 - 17 - 18 Ocak 2015
 ve 23 - 24 - 25 Ocak 2015 
Cuma - Cumartesi ve Pazar

Ataşehir/Kayışdağı 80.Yıl Cumhuriyet Parkında kurulu Türkiye Sirki’nin çadırı (Fenerbahçe Koleji Yanında) Çadırın içi ısıtmalı.

Seanslar ve ayrıntılı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.

Tiyatrolar

Alis Harikalar diyarında, Kırmızı Başlıklı Kız, Bremen Mızıkacıları, Küçük Balık Bambam ve daha bir çok oyun yarıyıl tatili ile çocuklarla buluşmaya can atıyor.

Tiyatro Mie’nin çocuklar için hazırladığı oyunları Kadıköy Halk Eğitim, Ortaköy Kültür Merkezi, Göztepe Halis Kurtça Kültür Merkezi ve daha birçok mekanda izleme şansına sahip olacaklar.

Bir de Tiyatro Mie’nin çocuklara süprizi var. Karne hediyesi tüm oyunlar yarıyıl tatili boyunca %25 indirimli.
 

Oyunların ve oynandığı sahnelerin detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.

Aslan ile Fare, Kaplumbağa ile Tavşan, Korkuluk ile Karga , Yıldız Çalan Kurbağa ve Korsan Ana ve Geveze Papağan … hepsi birbirinden güzel ve eğitici oyunları İstanbul Kumpnayası’nın deneyimli ekibi çocuklar için hazırladı.

Yarı yıl tatili boyunca çeşitli mekanlarda oyunlarını sergileyecekler.

Caddebostan Kültür Merkezi, İdris Güllüce Kültür Merkezi ( Tuzla ) , Sefaköy Kültür Merkezi ve Bahçelievler Kültür Merkezi (Yenibosna). Oyunların saatleri ve diğer sahneler için daha ayrıntılı bilgiye buradan ulaşabilirisniz

İstanbul Şehir Tiyatroları

İstanbul Şehir Tiyatrolarının çocuk oyunları yarıyıl tatilinde de oyunları sergilemeye devam ediyor. 12.00 de ve 15.00 de olmak üzere pazar günleri iki kere oynanıyor.

Kadıköy Haldun Taner Sahnesinde “Bir gün Ayakkabımın Teki” adlı oyun 1 Şubat ve 8 Şubat Pazar günü oynuyor.

Aziz Nesin’in “Pırtlatan Bal” adlı oyunu 1 Şubat Pazar günü Harbiye Muhsin Ertuğrul Sannesinde; 8 Şubat Pazar günü Gaziosmanpaşa Sahnesinde oynayacak.

Diğer oyunlar saatler, sahneler ve bilet için detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.

İş Sanat Kültür Merkezi

Sahne Denilen Büyülü Kutu

Bu sene ilk defa sahnelenecek olan “Sahne denilen Büyülü Kutu” çocuklara  müzikli bir oyunun sahnede her yönüyle nasıl hayat bulduğunu gözlemleyip yaşayacakları bir deneyim sumayı amaçlıyor. Bilinmeyen diyarlara yapılan bu serüvende danslar, şarkılar, farklı sahne sanatları, renklerle bezeli eğlenceli bölümler ve her oyunda sahnedeki büyülü kutudan çıkan bir sürpriz var. Çocuklara sahne büyüsünü yaşatan, yetişkinlere onların gözünden tiyatroyu anlamaya yardımcı olan Sahne Denilen Büyülü Kutu şarkı, dans, oyunculuk ve sürprizlerle karşılaşmak isteyen herkesi bekliyor.

25 Ocak 2015 Pazar günü 15.00 de sahnelenecek bu oyunun biletleri biletix ve İşsanat gişesinde.

Keloğlan

"Bir Varmış Hiç Yokmuş" meddah, orta oyunu, Hacivat ve Karagöz gibi geleneksel Türk tiyatrosunun öğeleri ile Anadolu'nun zengin tekerleme, masal ve karakterlerini bir araya getirerek çocuklara eşine az rastlanır bir hikâye anlatıyor.

Işıl Kasapoğlu'nun yazıp sahnelediği oyunun dekor, kostüm ve kuklalarını Karina Cheres tasarladı. Müziği Alper Maral'a ait oyun aynı zamanda bir müzikal.

8 Şubat 2015 Pazar günü 15.00 de sahnelenen oyunun biletleri biletix ve işsanat gişesinde

Kukla Tiyatrosu
Semaver Kumpanyası’nın çocuklar için hazırladığı bu kukla tiyatrosunun bu yılki konusu Nasreddin Hoca. Işıl Kasapoğlu’nun yazıp yönettiği kukla tiyatrosunun dekor tasarımı ve uygulaması Karina Cheres ‘e ait.

İzlerken Nasreddin Hoca fıkralarında anlatılan, ince zeka ürünü espiriler, hazır cevaplılık, ders verici bilgileri sahnede canlı olarak görmek de eğlenceli. Kahkaha tufanına hazırlıklı olun.

17-18 Ocak Ocak Cumartesi pazar ve 1 Şubat Pazar günü Caddebostan Kültür Merkezinde etkinlik biletlerine CKM gişelerinden ulaşabilirisiniz.

Gösteri Sanatları

Buz Devri 

Dünyanın en sevilen karakterlerinin canlı aksiyon gösterisi "Buz Devri Canlı", buz pisti koreografisiyle 6-7-8 Şubat tarihlerinde Pozitif Live imzası ile Volkswagen Arena'da çocuklarla buluşuyor. 
Cirque du Soleil'in ilk artistik direktörü olan Guy Caron'un yaratıcısı olduğu müzikal şov, toplamda 40 sanatçı ile buz üstünde etkileyici bir gösteri vaadediyor. Yekta Kopan'ın sesiyle, Türkçe dublajlı olarak yarı yıl tatilinde çocuklara unutulmaz bir karne hediyesi daha.

Buz Devri gösterisinin biletlerine buradan ulaşabilirsiniz 


Garfield ve Sihirli Masal Kitabı 

TİM Fettah Aytaç Salonunda 8 Şubat 2015 13.00 de sahnelenecek olan “Garfield ve Sihirli Masal Kitabı” zengin oyuncu ve dansçı kadrosuyla eğlenceli bir performans sergiliyor.

Garfield ve sevimli arkadaşı Odie’nin birdenbire kendilerini sihirli masal kitabının içinde yer alan masallarda bulmaları ile başlayan eğlenceli bir yolculuğunun hikayesi bu. 

Bremen Mızıkacıları'ndaki kedi ile köpek onlardır artık. Sonrasında Kırmızı Başlıklı Kız'ın sepetindeki kurabiyelerin peşine düşen Garfield, Odie ile birlikte şekerden, pastadan yapılmış bir evle karşılaşırlar. Fare dolu bir köyü kurtaran Garfield, Fareli Köyün Kavalcısı'yken birdenbire kendisini Çizmeli Kedi olarak bulur. Oyunun sonunda büyük bir sürprizle karşılaşır, Garfield ve Odie...

Garfield ve Sihirli Masal Kitabı gösterisinin biletlerine buradan ulaşabilrisiniz

Atölyeler

Sarkis su içinde suluboya atölyesi 

Akbank Sanat, suluboyadan baskıya, oyuncak heykelden yaratıcı dramaya kadar eğitici ve eğlenceli çocuk atölye çalışmalarına ev sahipliği yapıyor.

Atölyeler ile ilgili ayrıntılı bilgiye buradan ulaşabilirisiniz

Matematik Atölyesi / Arım Balım Peteğim
8-12 yaş çocuklara yönelik hazırlanan bu atölye çalışması Faber Castell’in desteğiyle Rahmi Koç Müzesi’nde Renkli Matematik Dünyası bölümünde gerçekleşiyor. Veeeee amaçları;

"Arıların dahiyane zekalarına akıl sır erdiremiyorsak eğer biz de bir arı olup kendi peteğimizi kendimiz örelim. Sayıların sonsuzluğunu, renklerin göz yanıltıcılığını bir oyuna dönüştülerim. Matemetiğin hayatımızda ne kadar büyük bir oyun olduğunu sonsuz örüntülerde birlikte keşfedelim. Renkli Matematik Dünyası Eğlen-Öğren bölümüyle başlayacağımız serüvenimizde örüntülerle dans edecek, sabun köpüklerine saklanacağız."

Rahmi Koç Müzesi’nde bütün bir gününüzü geçirebilirsiniz oğlum ve arkadaşı ile geçirdiğimiz “müzede bir gün” hakkında ayrıntılar Müzeler bölümünden ulaşabilirsiniz.

Rahmi Koç Müzesinde ki çocuklar için hazırlana Renkli Matematik Dünyası, Fen ve Teknoloji Atölyesi ve Bakım -Onarım Atölyeleri ve yarı yıl etkinlikleri hakkında ayrıntılı bilgiye buradan ulaşabilirisiniz.

Oyuncak Müzesi çocuk atölyeleri
Kukla Tiyatrosu, Gölge Oyunu, Mim Gösterisi, tahta oyuncak boyama, kuş yuvası ve yetenekli eller atölyeleri gibi çocuklar için her güne bir, bazen iki etkinlik hazırlamış İstanbul Oyuncak Müzesi.

Hem atölye çalışmalarına katılıp, hemde her katı ayrı bir dünya olan İstanbul Oyuncak Müzesini gezebilirsiniz Yarı yıl tatilindeki hafta içi ve hafta sonu etkinlikler hakkında detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.

Pera Müzesi çocuk ve gençlik atölyeleri

Pera Eğitim, çocuklara yarı yıl tatilinde 27 Ocak – 8 Şubat 2015 tarihleri arasında 4-6 ve 7-14 yaş gruplarına yönelik yaratıcı eğitim atölyeleri düzenliyor. Bu atölyeler ve ayrıntılı bilgi için buraya tıklayınız

Sergideyiz…


Bilim Tüneli Sergisi, 1 Aralık 2014 - 12 Şubat 2015 tarihleri arasında Mall Of İstanbul - 1'de son buluşları teknoloji severlerin beğenisine sunuyor.

Bilim ve teknolojinin geleceği nasıl değiştireceğini gösteren Bilim Tüneli Sergisi, büyüleyici bir deneyim yaşatmak ve evren, madde, yaşam, karmaşıklık, beyin, sağlık, enerji ve toplum konularında gelecekte neler olacağını bugünden öğretmeyi hedefliyor.

Bilim Tüneli Sergisi için biletler biletixde


Çocuk Dünyası

Çocukların farklı meslek guruplarını tanımalarına ve öğrenmelerine yardımcı olan . eğlence dünyası KidzMondo ve KidZania yarı yılda çocuklara keyifli anlar yaşatmayı vaadediyorlar.

Hem eğlenip hemde öğrenme, para kazanma ve kazandığı parayı nasıl harcıyacağına karar verme hepsi bir arada. Avrupa Yakasında Trump İstanbul’da KidzMondo ve Anadolu Yakasında Akasya AVM’de KidZania İstanbul ‘da ayrıntılar için ismin üstünü tıklayınız


Doğa ile Başbaşa

Kampa gidelim mi baba?

24-25-26 Ocak Sömestr Tatili Kurşunlu Köyü Çocuk Kampı Bilecik Kurşunlu köyünde Kerpiç Köy Evlerine Çoluk Çocuk kampa gidiyorlar. Eğer ekmek, peynir yapmayı öğrenmek, hasır, patik örmek isterseniz bunu bir düşünün. Köylüler sizleri misafir etmek için kerpiç evlerinin, imkanlarının elverdiği şekilde odalar hazırlamışlar. Odalarda odun sobası ile ısınmak, yemek için ev sahibinizin sofrasına oturmak ve anı paylaşmak için bu kampa gitmeye ne dersiniz?

Ayrıntılı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz


Farkındalık… Hayatı yaşamaya değer kılmak için farkındalık…

Karanlıkta Diyalog

Sanılanın aksine bu sergide konuşmak ve herşeye dokunmak serbest...
Gerçek hayattan bir farkı bu sefer sizin rehberleriniz görme engelli. Sizin dokunarak, koklayarak, tadarak ve duyarak "yeni, hemde çok yeni ve farklı" bir biçimde görmenizi sağlayarak, duyularınızı uyandırarak ve farkındalığınızı derinleştirerek… sizi unutulmaz bir yolculuğa çıkarıyorlar.

Dünya üzerinde 135 kentte 8 milyondan fazla insana "dokunmuş" olan "Karanlıkta Diyalog", yeni dönemde de sizlerle...

Turlar, İngilizce ve Türkçe olmak ayrı seanslarda yapılıyor.
"Karanlıkta Diyalog", 1988’de Almanya’da Prof. Dr. Andreas Heinecke tarafından oluşturulup, hayata geçirilmiş.

Sergiye Gelmeden Önce Ziyaretçiler için ipuçları, ayrıntılar ve bilet satış noktalarna buradan ulaşabilrisiniz










Devamını Oku »

Hayvan Çiftliği

0 yorum
Bir Peri Masalı...


Bir çiftlikte yaşayan hayvanların, kendilerini sömüren insanlara başkaldırıp çiftliğin yönetimini ele geçirme hikayesi bu.

Aslında hayvanların amaçları daha eşitlikçi bir topluluk oluşturmak. Aralarında en akıllı olan domuzların kısa süre içinde önder bir takım oluşturarak devrimi ele aldıkları gözlenir. Ancak insanlardan daha acımasız ve baskıcı bir diktatörlük kurulmuştur artık sevimli kahramanlarımızın yaptıklarını okurken bazen hüzün bazen kızgınlık duyabilirsiniz tıpkı dünya haberlerini okurken yaptığınız gibi....

Alt başlığı her ne kadar "Bir Peri Masalı" olsada George Orwell bu romanında tarihsel gerçekleri gözler önüne serer. Hikayede adı geçen hayvan dostlarımız bize, tarih sayfalarındaki liderleri çağrıştırken aynı zamanda içinde çarpıcı politik taşlamalar barındırır.
Hayvan Çiftliği, Celal Üster'in çevirisi ile George Ozwell 'in kaleminden Can yayınları ile okuyucuyla buluşmaya devam ediyor.


Kitabı satın almak isteyenler buradan ulaşabilirler

Devamını Oku »

Büyülü Parmak

0 yorum
Onun, doğayı korumayı ilke edinmiş iyiliklerle dolu dünyasında kötü niyetlilere yer yok.


 Kitabımızın kahramanı sihirli parmaklara sahip küçük bir kız. O parmaklarını iyilik için kullanıyor mesela kuşları avcılardan koruyabiliyor.

Aslında yok olan doğal güzellikleri korumak için hepimize düşen görevler var.  Sadece içimizdeki sihiri ortaya çıkararacak yüreklere ihtiyacımız var.

Roald Dahl'ın eğlenceli ve eğitici kaleminden "Büyülü Parmak" Can Çocuk yayınları ile çocuklarla buluşmaya devam ediyor.
Çeviri  Gönül Çapan  ve Resimleyen Quentin Blake.

Kitabı satın almak isteyenler buradan ulaşabilirler.


Devamını Oku »

Dubai ve Abu Dhabi

0 yorum

“Anneeee bak, beyaz elbise giymiş adamlar var burda!” 

Dubai Mall / Souk Al Bahar

Havaalanında gümrükten herkesin gözü üstümüzde geçiş yaptık. Zira 8 yaşındaki oğlum beyaz elbise giymiş adamları çok ilginç buldu. Üstelik hepsinin terlikleri vardı, bizde kışlık botlar varken.…

Yıl boyunca hiç kar yağmayan bir ülkedeyiz. Teknolojinin ve turizmin göz bebeği, alış veriş cenneti Dubai...

Herkes için böyle olabilir ama ben Dubai de Alışveriş merkezlerinin dışında da gezilecek görülecek yerler olduğu kanısındayım tabi kışın gitmek şartıyla. Yazın 50 dereceyi bulan sıcaklıklarda kimse dışarı çıkamıyormuş.

En iyi gezme zamanı, Kasım- Şubat ayları arası hem denize girip hemde rahat rahat sokakta dolaşabilirsiniz.

Sokaklarda, binaların etrafında, içinde dolaşırken tarihin dokusunu, izlemek dokunmak isterim. Kim bilir kimler yaşadı yüzyıllar önce bu saraylarda, kalelerde, evlerde diye düşünürüm… 

Tarih dolu sokaklar hep ilgimi çeker. Dubai de bundan bahsedemeyeceğim ancak beni çok şaşırtan şey; son 15 yıl gibi kısa bir zamanda çölü gökdelenler, parklar, bahçeler, 6 şeritli oto yollar, yolun üstünden giden metro sistemi, tüp şeklindeki klimalı yaya geçitleri ve yapay göller, yapay adalarla bir turizm merkezine dönüştürmüşler, hepsi birer teknoloji harikası. Bu arada su olmayan bir şehirden bahsediyoruz. Herşey yoktan var olmuş gibi… 

Şehirde üretim yapan elektrik santrali ve iki fabrika var biri aliminyum diğeri deniz suyunu içme suyuna çeviren fabrika. Geri kalan herşey ithal.

Mutlaka Görülmeli

Gezilecek yerler arasında, Palm Jumeriah (palmiye şeklindeki ada) bizim için birinci sırada idi. Palm Jumeriah haritadan bakıldığında küçük bir adaymış gibi görünüyor ama gezmeye başlayınca işler değişiyor.
Atlantis Hotel / Akvaryum
Adayı gezmek için ayrı bir raylı sistem var. Tren ile yukarıdan etrafı seyrederek gezilebilir. Trenin son durağı ise denizin üzerinden köprüden geçerek Atlantis Hotel’deki Akvaryum.

Palmiyenin gövdesinden en uç noktasındaki Atlantis Hotel’e araba ile 20 dakika sürüyor. Biz araba ile gittik uzun bir süre sağlı sollu yüksek apartmanlar ve yeşillikler vardı, sonrasında Atlantis Hotel’in olduğu yere gelmek için suyun altına inen tünele girdik. Bu ada ayrı bir dünya sanki…

Akvaryumu, su kaydırakları ve spa merkezi olan olan harika bir yer Atlantis Hotel.

Biz içerideki akvaryumu gezdik. Balık çeşitliliği dışında etrafta ilginç yapıtlarla düzenleme yapmışlar, herkesin ilgisini çekiyor.

Skyscraper City / Marina
Deniz doldurularak yapılan yerlerden bir diğeri de Marina bölgesi. Biz Palmiye adasından buraya taksi ile geldik, bir aktarma ile raylı sistemde kullanılabilir.

Çok yüksek binaların arasında oluşturulan yat limanı var. Küçük teknelerin demirlediği bir liman. Bu bölgenin adı Skyscraper city.
Marina Beach
Gerçekten o kadar çok gökdelenin arasından denize ulaşmak ilginç oldu bizim için. 

Deniz kenarında çok güzel bir plajı var, su kaydırakları, çocuk oyun alanı, duşlar, giyinme kabinleri ve çeşitli restaurantların, kafelerin bulunduğu bir alan. 

Cuma günleri her yerde olduğu gibi burası da kalabalıktı. Dönüşte boş taksi bulamadık. Metronun 37 nolu durağı Jumeriah Lakes Towers yürüyerek çok yakın, bizde metro kullandık. Yürürken, gökdelenlerin arasında bulunan göl ve göldeki lüks yatları görebilme imkanımız da oldu.


En yüksek bina Burj Khalifa / Alış Veriş / Yemek 

Metronun 25 nolu durağı Burj Khalifa ve Dubai Mall ‘a gittik.  Metrodan indikten sonra o kadar çok yürüdük ki daha gideceğimiz yere varmadan yorulduk. 

Çoğu ülkede metrolar ve duraklar arası bağlantıları hep yer altında olur burada şanslıyız metrolar yukarıdan gidiyor, klimalı tünelden hiç çıkmadan, etrafı seyrederek Alışveriş Merkezinin içine
Dubai Mall
giriyorsunuz.

Dubai Mall’ın içinden geçerek Burj Khalifa’nın olduğu meydana çıktık. Yapay bir gölün ortasında 3 katlı sadece restaurantların, kafe ve hediyelik eşyaların satıldığı dükkanların bulunduğu bir mekan Souk Al Bahar.
İçeride her damak tadına uygun restaurant var. Urbano ve Bice Mare‘de İtalyan tarzı pizza, Sammach da balık yada Shake Sack de hamburger yiyebilirsiniz.

Caribou ve Starbucks kafede kahve keyfi için ideal mekanlar. Sadece burada değil Dubai Mall’ın içerisinde The Cheesecake Factory de lezzetli yemeklerin yanında mutlaka onların klasik cheesecake’nin tadına bakmanızı öneririm. Bir diğer restaurant ise Texas Road House. Özellikle T-Bone, porsiyonu büyük yeme konusunda kendine güvenenler için ideal.

Dubai Fountain
Akşamları gölde Dubai Fountain da ışıklı, müzikli su gösterisi oluyor. Her akşam 6.00 da başlayıp 10.00 kadar her yarım saat aralıklarla gösteri oluyor. 

 Biz havuz kenarından, köprünün üstünden, metro tünelinden, Dubai Mall’ın arka bahçesinden her yerden seyretme şansını yakaladık.

  Burj Khalifa’nın 124. katından seyretmek için biletleri önceden almanızı tavsiye ederim. En çabuk biten zaman dilimi akşam saatleri. 



Farklı hayatlar farklı mekanlar

Dubai’ye gidilirde çöl safarisi yapılmaz mı? Biz safari için rezarvasyonumuzu gitmeden önce  yaptığımız Knight Tours ‘dan memnun kaldık.
Şanslıydık 6 kişilik arabada 4 kişiydik .

Kumun üstünde hoplaya zıplaya, kumları savura savura giderken arada verdiğimiz kısa molalar olmasa benim içim dışıma çıkmıştı ama çocuklar çok eğlendiler doğrusu.

Safari sonrası çeşitli aktivitelerin yapıldığı kamp alanımıza Shamsi Village’e geldik. Kamp alanında bizi bekleyen develere bindik, kumda motorsikletle gezdik ve benim için en önemlisiydi kollarıma, ellerime kınadan çiçek desenleri yaptırdım, yazılar yazdırdım. Her ne kadar ellerimdeki ilk beşgünde çıksada benim için çok keyifliydi.

Akşam kamp alanında yemek ve dans gösterisi vardı. Gündüz kısa kollular ile terlerken, akşam üstümüze kalın birşeyler giyme ihtiyacı hissettik. Dönüşümüz neyseki normal yoldan oldu. O kadar yemek üstüne tekrar çöl yolları…  Düşünmek bile istemiyorum.

Ertesi sabah Dubai’nin en büyük plajlarından biri Jumeriah Beach’e gittik. Plajın neresine giderseniz gidin 7 yıldızlı Burj Al Arab otelini görmeniz mümkün.
Burj Al Arab

Burj Al Arab‘ın tabanı deniz doldurularak yapılmış. Konum ve şekilden dolayı otel, sanki denizin ortasında giden bir yelkenliyi andırıyor. En üstünde helikopter pisti var. Bu 7 yıldızlı oteli kısa bir gezi ile tanımak, en tepesinden manzara seyretmek ve sabah kahvaltı yapmak isterseniz kişi başı 499 AED / 136 USD gözden çıkarmanız gerekiyor.

Hemen yakınındaki Jumeriah Oteli var içerisindeki su parkı eğlenceli gözüküyordu. Yol kenarları yeşillik dolu, çiçekler, palmiye ağaçları, görüntü süper. Aralık ayında dışarısı 25 derece iken tamam da Temmuz-Ağustos arasında 50 derecede düşünemiyorum, bu çiçekleri…

Çevreyi gezmek için alternatiflerden biri de Big Bus Dubai (kırmızı tur otobüsleri) Geniş bir güzergahı var. Aynı gün içinde in bin yapılabiliyor. Ve en güzeli gece boyunca turlamaya devam etmesi. Malum yazın hava çoooook sıcak.


Yakın Çevre

Dubai’ye bir saatlik mesafede bulunan Abu Dhabi'yi de gezme şansımız oldu.  Burası Dubai’ye göre daha düzenli, temiz ve daha yeşil. Burada da denizi doldurarak yapılan adalar var.  Yas Island bunlardan biri ve sadece eğlence, spor ve alışveriş merkezi olarak planlanmış. 

Sheikh Zayed Camii
Biz önce Sheikh Zayed Camii’ni gezdik. Sabah 9-10 arası en sakin dönemdi biz çıkarken bir çok turist otobüsü geliyordu.

Sheikh Zayed Camii
Otobüsten inen turistlere kıyafet kontrolu yapan bir görevli var. Şortlu, kısa kollu veya başı açık kimseyi almıyor, doğal olarak. 

Sheikh Zayed Camii 2009 yılında yapılmış, Birleşik Arap Emirliklerindeki en büyük ikinci camisi.



Sheikh Zayed Camii



Hergün yüzlerce turist ziyarete geliyor ve her namaz saatinden önce ve sonra ziyarete kapatılarak temizlik yapılıyor. 

İçerideki taş zemin, camlar, sütunlar ve halı çiçek desenleri ile bezenmiş. Her şey beyaz zemin üzerine, pastel tonlarında renklerle süslenerek tasarlanmış. Bu da mekanı çok ferah ve aydınlık yapıyor. 

İçerisi kadar dış mekanda çok güzeldi. Sabah gitmemize sevindim fotoğraf çekerken insanların uzaklaşmasını beklemek zaman alıyor.

Bizim şansımıza sabah hava sisliydi. Dış mekan fotoğrafları çok net olmasa da esrarengiz ve gizemli bir mekan olma özelliğini koruduğunu söyleyebilim. 

Sonraki durağımız, Emirates Palas Hotel çok görkemli bir yer. Kristal avizeler hemen dikkat çekiyor. Bir söylentiye göre 1000 den fazla kristal avizesi varmış. 

Sadece konaklamak için değil görüp, incelemek için de turistlerin uğrak merkezi haline gelmiş bir otel. Konaklamanın dışında içeriyi gezmeye gelen turistlere yapılan bir uygulama terlik, şort ve askılı tişörtlerle içeri girmek yasak, fotoğraf çekmek serbest. 

Şehri gezerken deniz kenarında yol boyunca sıralanmış bir çok lüks otel vardı. Abu Dhabi de denize girmek için Corniche Beach tavsiye ediyordu rehberimiz ama biz deniz yerine vaktimizi Ferrari World’a sakladık.

Abu Dhabi den Dubai’e dönüşte Yas Island’a uğradık. Bu ada eğlence, alışveriş ve spor merkezi olarak tasarlanmış. Küçük bir yat limanı var ve sahil şeridinde konaklayabileceğiniz şık oteller mevcut.

Biz ilk önce Ferrari World’a girdik. Her yaşa uygun hızda araçların olduğu eğlence dünyası burası. 

Bunlardan en hızlısı Formula Rossa, 240 km hızla gidiyor, rayların üstünde baş aşağı turlar atabiliyorsunuz. Yer çekimine karşı koymak eğlenceli… 




Daha sonraki durağımız Yas Marina Circuit. Yarış arabaları ile piste çıkıp hız denemesi yapmaya ne dersiniz? 

Bu alanda seçenek çok, gönlünüzdeki Ferrariyi seçerek öğretmenle veya tek başınıza hız denemesi yapabilirsiniz.

Dubai’ye dönme vakti geldiğinde gün içinde yaşadıklarımızı ve gördüğümüz herşeyi düşününce iyi ki Abu Dhabi’ye gelmişiz dedim.






Yol boyu gördüğüm inşaatlar ve yol kenarındaki reklam panolarından bir şeyi hatırladım. EXPO 2020 yi Kasım 2013 de Paris’te yapılan bir oylama ile Dubai kazanmıştı. 4 Ocak-3 Haziran 2020 de gerçekleşecek bu etkinliğe hazırlık tam gaz sürüyor. Reklam panolarından gördüğüm kadarıyla Legoland, Dubailand, Motion Gate Theme Park, Bollywood ve daha bir çok eğlenceli ve lüks otel yapılması planlanıyor. Onlar 2015’e 2020’nin projeleri ile girdiler.

Bizim için de 2015 değişim, dönüşüm, gelişim yılı olsun.




Meraklısı için Aktiviteler


Uçaktan paraşütsüz atlamışım gibi havada süzülmek istiyorum ama aynı hissi kapalı alanda bir denemek isterim derseniz Sky High Fun.  Ayrıntılar

Burj Khalifa’nın 122. katında bulunan Atmosfer Bar/ restaurant etrafı seyretmek ve romantik bir akşam için ilginç olabilir. Fiyatlar ve rezarvasyon için buradan ulaşabilirsiniz

Köpek balıklarının yanına dalmak  ister misiniz? Ayrıntılar 

Yaz ortasında karlar içinde kayak yapmak nasıl olur?  Ayrıntılar 


Birde Helikopter ile 20 dakika şehir turu var. Ayrıntılar 

Balon ile gezi yapmak isteyenler için ayrıntılar

Atlantis Otel içindeki Akvaryum’da balıkların arasına dolaşmak isterim diyenler tecrübeli dalgıçlar size bekler.  Ayrıntılar




























Devamını Oku »

Büyü Dükkanı

0 yorum

Hayal edebildiğiniz herşeyi isteme ve alma hakkına sahip olduğunuzu biliyor muydunuz? Tabii bedelini ödediğiniz takdirde...  

Büyü Dükkanı, hayatta istenebilecek her şeyin varolduğu, mucizevi alışverişlerin gerçekleştiği bir mekan. Dükkanın sahibi yaşlı adam, hergün gelen müşterileriyle onların istediklerini verebilmek için, karşılığında ödeyecekleri bedelin pazarlığını yapıyor. Bedel ne mi oluyor?

Aslında bizler hayatımızda aldığımız her kararın, yaptığımız her seçimin ardından bir bedel ödüyoruz, tek sorun ödediğimiz bedelin farkında olmamamız. Farkına vardığımızda yaptığımız seçimler daha anlamlı hale geliyor.


Kitaptaki öyküler, bir psikoterapi yaklaşımı olan psikodramanın, "Büyü Dükkanı" isimli tekniğinden esinlenerek kurgulanmış. Psk. Dr. Yeşim Türköz'ün kaleminden Büyü Dükkanı'nın 18. baskısı Epsilon yayınları aracılığı ile okuyucuyla buluşuyor.

Büyü Dükkanı'ndan Cesaret isteyip yerine kaybetme korkusunu bırakmak isteyen bir müşteriye yaşlı adamın cevabı düşündürücü;

"Ancak unutmamalıyız ki, tedbirsiz alınan risklerin çoğu, arkasından bazı kayıplar getirir. İşte bu yüzden, sık sık kaybetmenin acısıyla baş başa kalabilirsiniz. Söylediğim gibi, Büyü Dükkanı'ndan istediğiniz cesaretin karşılığında, yalnızca kaybetme korkusunu burada bırakabileceksiniz. Kaybetmenin acısını değil... Biliyorsunuz, korku ile acı bambaşka duygulardır."

Kitabı satın almak isteyenler buradan ulaşabilirler.

Devamını Oku »

Şibumi

0 yorum


"Korkaklar her zaman cesur insanlardan daha tehlikeli olurlardı."

"Bir kere sayıları daha fazlaydı. Sonra, arkadan vururlardı. Vurdukları zaman da kötü vururlardı. Çünkü sağ kalırsanız öç alacağınızdan korkarlardı."

Macera, polisiye, siyaset, mistik yaşam, aşk, tutku, hırs, intikam, adalet, vicdan, sadelik, huzur, Şibumi ve Go oyunu daha nasıl anlatılır bilemiyorum.

Beni en etkileyen bölüm kahramanımız Hel’in hapiste fiziksel ve ruhsal acılar içinde aciz durumda iken bile doğasında var olan gücü kullanarak dezavantajı avantaja çevirmesi.

3 yıl türlü işkencelerle hapiste bir hücrede tek başına kalan Hel’in bir gün CIA Ajanı tarafından ziyaret edilmesi ve aralarında geçen ilginç diyalog.

“Sanırım sizi buradan çıkarabilirim Bay Hel”

“Bana neye mal olacak ?”

“Yapılacak bir işimiz var. Siz bunu yapabilecek yetenektesiniz. Karşılığını özgürlüğünüzle ödeyeceğiz”

“Özgürlüğüm zaten var.  Siz herhalde serbestlikle ödeyeceksiniz”
“Ne?”

“Ne yapmakta serbest olacağım?”

“Bu sözünüzü anlamadım. Serbestlik işte. Özgürlük. Ne isterseniz yapabilir, nereye isterseniz gidebilirsiniz.”

“Şimdi anlıyorum. Bana bir vatandaşlık ve oldukça yüklü bir para öneriyorsunuz yani.”

“ Şeyy… Hayır demek istediğim…Ben size özgürlüğünüzü vermeye yetkiliyim.”

“Sizi doğru anladığımdan emin olmak istiyorum. Sizin bana önerdiğiniz serbestlik, Japonya’da başıboş dolaşmak, her an tutuklanma tehlikesiyle yüz yüze kalmak, hiç bir ülkenin vatandaşı olmadan yaşamak ve para gerektirmeyen her yere gidebilmek ve her şeyi yapabilmek… Doğru mu?”

“Şeyy.. Benim demek istediğim, para ve vatandaşlık konularının görüşülmemiş olduğu.”

“Anlıyorum” dedi Hel. “O halde önerinizin ayrıntılarını saptadıktan sonra gelseniz daha iyi olur.”


Kitabın kahramanı Hel kendi sevdikleri için birşeyler yapabilme çabası gösteren, onları kurtarmak için canını tehlikeye atan biri. Hem fiziksel hemde düşünsel olarak kendini kontrol edebiliyor. Bu güç;  azim, irade ve zeka ile tüm zor koşullardan ortaya çıkıyor.

Kitabın ilerleyen bölümlerinde, “Ekonomi mi siyaseti yönetir, siyaset mi ekomomiyi yönetir”i gözlemliyoruz.

İlk defa okuduğum kitabın yazarını çok merak edip tanışmak istedim. Ne yazık ki Rodney William Whitaker 14 Aralık 2005 yılında hayata veda etmiş. Trevanian takma adı ile bir çok kitap yazmış. yaşamı süresince hiç ortaya çıkmayarak kendisini gizlemeyi başarmış.

Trevanian'ın kaleminden Şibumi E Yayınları'nın 8. basımı ile tekrar okuyucuyla buluşuyor. 
Kitabı satın almak isteyenler buradan ulaşabilirler.






Devamını Oku »

Poşetto

0 yorum
Bir değişim yolculuğu... 

Hiç düşündünüzmü evde kullandığımız ama çöp olarak gördüğümüz atıklarımızın aslında çöp olmadığını?

Soda içiyoruz cam şişe çöpe.

Meyva suyu içiyoruz kutusu çöpe.

Toz detarjan kullanıyoruz poşeti çöpe.

Aslında hepsi yeniden dönüştürülebilir meteryallerden yapılıyorlar. Tekrar tekrar kullanılabilir.

Tetrapak kutular (süt, meyva suyu vb. kutu içecekler) 

Cam şişeler,

Metal kutular,

Naylon poşetler,

Plastik deterjan kutuları,

Pet şişeler,  daha saymakla bitmez.

Ceren Kerimoğlu’nun kaleminden Poşetto evlerde yapabileceğimiz basit bir işlemle doğaya , ekonomiye, hayata bir değer katabileceğimizi gösteriyor.

Bir naylon poşetin geri dönüşüm yolculuğu bu , o şimdi hayatına minik mavi bir araba olarak devam edecek kimbilir kaç çocuk onunla severek oynayacak.

Elma Çocuk yayınevi aracılığla okurlarla buluşan Poşetto okurken düşündürüyor.

Kitabı satın almak isteyenler buradan ulaşabilirler.

Devamını Oku »

Mavi Tüy

0 yorum
Bilgisizliğinin belirtisi,

Adaletsizlik ve trajediye olan

İnancının derinliğidir.

                      Tırtılın dünyanın sonu

                      dediğine

                      usta

                      kelebek der.

Tesadüfleri severim zira onların planlanmış gelecek olduğuna inanırım. Bu düşüncelerimin benzerlerini Mavi Tüy’ü okurken görünce çok mutlu oldum.

Kitabın ön sözünde şöyle demiş yazar ; “ Belki de bu kitabı elinizde tutuyor olmanız bir rastlantı değildir; belki bu serüvenlerde sizin buraya hatırlamak için geldiğiniz bir şeyler vardır.”

Richard Bach’ın kaleminden “Mavi Tüy” Epsilon yayınlarından okuyucu ile buluştu. Gönülsüz bir mesihin serüvenlerini anlatıyor. Kitaptan etkilendiğim bir kaç cümleyi paylaşmak istiyorum.

“Mutluluğun bir başkasının yapacağı şeye dayanırsa sorunun vardır.”

“Yaşamının her olayı ve bütün insanları sen onları oraya çektiğin için oradadırlar. Onlarla ne yapacağın sana kalmış bir şey.”

“Ben dünyayı etkilemek için var olmuş değilim. Ben yaşamımı beni mutlu edecek biçimde yaşamak için varım.”

Veeee en çarpıcı cümle…

“İşte sana yeryüzündeki görevinin tamamlanıp tamamlanmadığını anlamak için bir test : Eğer yaşıyorsan, tamamlanmamış demektir.”

Kitabı satın almak isteyenler buradan ulaşabilirler.






Devamını Oku »

Diyeceğim o ki, değişim kaçınılmaz.

0 yorum
Çocuklar… Ah bu çocuklar!

Onların öğrenme sürecinde biz de öğreniyoruz aslında. Geleceği öğreniyoruz…

Son iki haftadır çocuklarımla etkinliklere katılıyoruz. Onlar istediği için götürüyorum ve ben aracıyım diye düşünüyordum. Etkinlik ile ilgili hiç bir duygum yoktu. Önce “BLAM” daha sonra “Çocuklar ile Müzik” ve “Alis Yıldızların Altında” etkinliğine katıldık. Çocuklar arası 6 yaş olunca etkinlik yelpazesi genişliyor tabii.

BLAM “Nefes kesen fiziksel gösteriler… ve enerji dolu Slap-Stick komedyası”

BLAM’ı seyrederken 13-14 yaş ergen gurubunu getiren anneler olarak bizde sadece tebessüm varken onlar gülmekten katıldılar.

Önce duygum, oğlumu mutlu görmenin verdiği mutluluktu. Ama ya sonra…

Objektif olmak gerekirse BLAM ekibinin sahne performanları beni etkiledi. Sıkıcı ofis düzeninden , uzaylıları, süper kahramanları ve klasikleşmiş filmlerin kötü karakterlerini bir anda sahnede görünce, müzik ve efektler ile tam bir görsel şölene dönüştü.

Yorucu bir günün sonunda tesadüfen orada bulunup bu komediyi seyretmek bana iyi geldi. Aslında tesadüf diye birşey yok.

Çocuklarla Müzik etkinliğine 8 yaşındaki oğlumla katıldım.

Dr. Erman Türkili’nin hazırlayıp sunduğu çocuklara enstrümanları, çok sesli müziği ve bestecileri tanıtmayı amaç edinen bir programdı. Bir saat boyunca çocuklarında kendilerini ifade edebildikleri interaktif bir çalışmaya döndü.  Çocukların aslında algılarının nasıl açık olduğunu ve her an öğrenmeye hazır bulunduklarını gördüm.

Alis Yıldızların Altında ise Süreyya Operası'nda sahnelenen modern dans. İngiliz sanatçı Michael Popper’in ilk defa 1998 de sahneye koyduğu bu dans gösterisi 2014-2015 sezonu için yeniden sahnelenmiş. İsmini duyunca çocuklara hitap ediyormuş gibi düşündürüyor ama Alis Harikalar Diyarında kitabını hangimiz okumadık ki. 7’den 70’e herkese hitap eden bir gösteriydi.

Diyeceğim o ki, değişim kaçınılmaz. Çocuklarımızla, çevremizdeki çocuklarla yeni nesil ile aynı dili konuşmak, onlarla aynı yerde olmak için esnek olmayı, farklılıklara hoşgörü ile bakmayı, farklıyı sevebileceğimi fark ettim, yapabileceğimi gördüm.

Duygum onları mutlu görmenin verdiği mutlulukken bende orada bulunmaktan mutlu olabileceğimi gördüm. Öğrenmenin yaşı yok. Yeni şeyler öğrenmenin keyfi çok.

En çok ta bunu BLAM’ı seyrederken düşündüm. 13-14 yaş ergen gurubunu getiren anneler olarak bizde sadece tebessüm varken niye onlar gülmekten katılıyorlardı ? Biz neyi kaçırıyorduk?

Bizim geçmiş tecrübemiz var onlarla birlikte geleceği öğreniyoruz.

Çocuklarımızla iletişim kurmak onları anlamak, onların zevklerini, hobilerini, ilgi alanlarını anlamaya çalışmak demek; onlar büyürken iyi birer birey (özgüvenli, saygılı, paylaşımcı…) olarak yetişmelerine katkı sağlamak demek…

Sevgiyle Kalın






Devamını Oku »

Kyrenia / Girne

0 yorum
Dinlendirici bir tatil için Akdeniz’in incisi Girne.

Sıcağı sevmediğimi göz önünde bulundurursak en güzel zaman bahar, bana göre ilk bahar da son bahar da ayrı ayrı güzel.

İlk Ağustos sonunda gitmem gerekti Girne’ye, deniz –kum- güneş üçlüsünden gezmeye vakit kalmayacak diye düşünürken, denizin en az dışarısı kadar sıcak olmasından dolayı gezmeye daha fazla vakit ayırmış olduk.

Girne denince akla ilk gelen yer Limanı ve Kalesi. Roma dönemi ile başlayarak ve ardından Bizans, Lüzinyan, Cenevizlilerin ve Venediklilerin hakimiyetine geçmiş Girne Kalesi.
1570 yılında ise Kıbrıs’ın Osmanlılar tarafından fethi sırasında Girne savaşsız olarak teslim alınmış. Kalenin günümüze kadar gelmesinde bunun payının büyük olduğunu düşünüyorum.  Kıbrıs’a bir başka gidişimde Mağosa kalesi ve kale içi tarihi binaların savaştan sonra kalan hallerini görmüştüm. Girne Kale’si İngiliz Sömürgesi döneminde (1878-1960) polis okulu ve hapishane olarak kullanılmış.


Girne‘nin tarihi çok eski M.Ö. 10. yy kadar gidiyor. Zamanla bu ıssız sahil kasabası denizciler tarafından keşfediliyor ve her liman kentinin yaşadığı zorluklar neticesinde MS. 7.yy da Girne Kalesi inşaa ediliyor. Her dönem kaleye hakim olan milletler, ihtiyaçlar neticesinde Girne Kalesine ilaveler yapmışlar.

Kaleyi gezerken her köşede tarihin bir başka boyutuna geçiyorsunuz adeta. Kalenin dört biryanında yükselen Venedik kuleleri, Venedik savunma platformu, sarnıç, cephanelik ve top mazgalları. Lüzinyan dönemine ait bekçi odası, Bizans dönemine ait kule ve Bizans Kilisesi.

Bir Bizans Kilisesi olan St. George Kilisesi 12. yüzyılda yapılmış. Bu yapı Bizans ve Lüzinyan zamanlarında kalenin dışındaymış. Venedik döneminde ise bazı değişiklikler yapılarak kalenin içine dahil edilmiş. Girne Kalesin’e girerken sağda küçük bir kapı ve tabelası var.

Ben, Girne Kalesinde ki en güzel yerlerden birinin Batık Gemi Müzesi ve diğerinin ise Girişin üstündeki Manzara terası olduğunu düşünüyorum. Seyir terasına çıktığımızda o eşsiz güzellikteki Girne Limanını bir kez daha fotoğraflama şansımız oldu.

Batık Gemi Müzesi

Bu güne kadar ele geçen en eski batık gemiler arasında olan bu gemi Helenistik Dönem’e aitmiş. Yaklaşık 2300 yıllık olduğu söylenen bu geminin gövdesi Halep çamından yapılmış, gemide bulunan 413 adet anforanın Rodos ile Sisam kaynaklı olduğu tahmin ediliyormuş. Gemiyi 1965 yılında bir sünger avcısı tespit etmiş. Daha sonra Pennsylvania Üniversitesi araştırmacıları tarafından yapılan çalışmalarla su yüzüne çıkarılmış.

Biz Batık Gemi müzesini Ağustos sıcağında geziyorduk. Her ne kadar saat, akşam üzeri beş olsada havanın sıcaklığını tahmin edersiniz. Geminin iskeletinin olduğu oda özel klima ile soğutuluyor. Camlı bir bölmenin ardından ona bakabiliyorsunuz. Gemi çok titiz bir koruma altında.

İkon Müzesi

1860 yılında yapılmış Archangelos Michael Kilisesi ve İkon Müzesi Girne limanına çok yakın, Kilisenin yapımından 25 yıl sonra ilave edilen çan kulesi, Girne'nin her yerinden görülebiliniyor.

Kilise günümüzde Girne ve çevresinden toplanan 17.-19. yüzyıllar arasında yapılmış çeşitli örneklerden ikonların sergilendiği bir İkon Müzesi olarak kullanılıyor.


Bellapais

Girne’ye tepeden bakmak için ayrı bir fırsat olduğunu düşündüğüm bir yer. Semtin adı Beylerbeyi olarak geçiyor. 12.yy da kurulmuş olan Manastır tepeden Girne’ye hakim.

1158-1205 yılları arasında Kudüs’ten göç eden Augustinian meshebi rahipleri tarafından yapılmış.

Günümüzde ayakta kalan kısım ise Fransa Kralı III. Hugh(1267-1284) tarafından inşaa ettirilmiş. Adanın Osmanlılar tarafından ele geçirilmesinden sonra Kilise, ibadet amacıyla kullanılmak üzere Ortodoks Rumlara verilmiş.

Kilise ve yemekhane bugüne kadar korunabilmiş durumda. Hatta Yemakhane bölümünde yerli yabancı virtiyözlerin mini konserleri olabiliyor.

Ekim-Kasım aylarında Uluslararası Kuzey Kıbrıs Müzik Festivali’nin 12’incisi yapılıyordu.

Yemekhane gotik sanatının kusursuz örnekleri ile dolu. Yemekhane Kapısının mermer üst sövesinin üzerinde sırayla Kıbrıs, Kudüs ve Lüzinyan krallıklarının armaları asılı. Yemekhane kapısının karşısında üst üste duran Roma dönemi’ne ait iki muhteşem mermer lahit var.

Beni en çok etkileyen avlunun etrafını çeviren revakların muhteşemliği oldu. Gündüz güneşin aydınlığında, gece ışıklar altında her anı ayrı güzeldi.

Kıbrıs’a her iki gelişimde de Girne Kalesi’ni ve Bellapais Manastırı’nı tekrar gezdim. Birdaha gitsem yine gezerim. Atmosferi beni çok etkiledi. Her ayrıntıda başka bir dönemi yakalabiliyorsunuz. Tarihler arası bir gezi yapılabilir.

 

Ağa Cafer Paşa Camii

Kalenin yanında, limandan kent merkezine doğru, taş döşeli dar yoldan yokuş yukarı ağır ağır çıkarken aynı ada sahip sokağın arasında gördüğümüz Camii Kıbrıs Valisi Ağa Cafer Paşa tarafından 1589 yılında yaptırılmış.

Bugün dar bir sokak arasında sıkışıp kalmış gibi gözüksede tarihi caminin ziyaretçisi çok.

Tek şerefesi bulunan ve tek minareli kesme taştan yapılmış cami dikdörtgen planlı. Caminin duvarındaki ahşap kafesler dikkat çekiyor.




Mavi Köşk

İtalyan asıllı Rum olan Paulo Paolides tarafından 1957 yılında yaptırılmış bu köşk içinde konuşulanlarda, yapılanlarda tarihe imza atmış.

Köşkü dışarıdan kimsenin göremeyeceği ancak tepeden bakıldığında her tarafa hakim Çamlıbel Mevkiinde dağlık bir bölgede 20. yy modern mimari teknikler kullanılarak yapılmış. Köşk içinde kullanılan bir çok mermer, karo taşı, fayans vb. malzemeler İtalya’dan gelmiş.

Evin bu kadar özel olması sahibinden kaynaklanıyor elbet. Köşkün sahibi bir avukat ve aynı zamanda dönemin Kıbrıs Cumhurbaşkanı Baş piskopos Makarios'un avukatlığını yapıyormuş. Buraya kadar herşey normal. Normal olmayan şey ise Paolides’in Avukatlık mesleğinin yanı sıra Ortadoğunun en büyük silah tüccarı olması. Bölgedeki çetelere silah sağlayarak 1963 Kanlı Noel olaylarının başlamasına yardım ettiği söyleniyor.

Köşkün bahçesinde cephanelik deposu ve gözetleme merkezi var. Silahların deniz yolu ile geldiği, katırlarla yukarı çıkarılıp, depolanıp daha sonra sevkedildiği söyleniyor.

Biz eve vardığımızda içeri gezmek için sıra bekledik. 10’ar kişlik guruplar halinde alıyorlar. Evin içinde fotoğraf çekmek yasak. Günümüzde evin bulunduğu bölge Askeri bölge sınırları içinde, Türk Silahli Kuvvetleri'nin himayesinde. Ev hakkında söylenecek söz çok, fotoğraf yok.

Ev’in odalarında renkler hakim Kırmızı oda Mafya görüşmelerinin yapıldığı, Mavi oda genel misafirlerin ağırlandığı, Yeşil oda yatak odası, Sarı oda misafir çocuklar için hazırlanmış. Çocuklar için olan odanın, binanın içinde ama binadan ayrı olarak depreme dayanıklılığı yapılmış. Kendi odasında yatağının baş ucunda geçite çıkan bir kapı var. Baskın günü buradan kaçmış. Geçitin nereye çıktığı bilinmiyor. Çıkarken tüneli havaya uçurduğu söyleniyor.

Paolides sanata düşkün bir kimse olarak biliniyor. Evin içindeki tablolar çok özel bunlardan biri Fransız bir resam tarafından kendisine hediye edilen Meryem Ana tablosu. Tablonun özelliği halesinin som altından elindeki tas ve gerdanlığın ise altın suyuna batırılarak resmedilmiş olması. Tablonun bir diğer özelliği ise odanın neresinden bakarsanız bakın elleri, dizleri ayak ucları ve gözlerinin size dönük olması. Oda biraz küçüktü bu denemeyi odanın en uzak noktalarından bakarak denedik. Gerçekten de gözler bizi takip ediyor gibiydi.

Misafir odasında bulunan içki dolabı bukalemun derisinden yapılmış. İtalya’dan gelen özel bir solisyonla bakımı yapılıyormuş. Her mevsim renk değiştirme özelliği olan bu içki dolabının, Paolides’in ölümünden sonra bakım için solisyonu gelmediğinden en son Sonbahar renginde kalmış.

Köşkte, Paolides’in bayan misafirleri için yaptırdığı bir süt havuzu var. Dönemin ünlü aktristlerinden Sophia Loren'inde köşke gelerek süt banyosu yapan misafirlerden olduğu söyleniyor.

Köşkte, çalışır durumda olan 1957 yapımı Westinghouse marka merkezi klima sistemi, içinde gizemli bir altın anahtar bulunan gizli kasası, özel olarak uzakdoğudan gelen dokuz boyutlu güvenlik aynası, kuş tüyü yastıklı stres koltukları, istenirse 24 saat şarap akan aslanlı çeşmesi, özel sirtaki taverna bölümü, köşkün bir çok yerinde bulunan günah çıkarma noktaları, deprem uyarı cihazı, sesyalıtımlı perdeler, bahçesinde dilek havuzu, Paolides’in konuşma öncesi sesini ayarlamak için çalışma yaptığı akustik özelliği olan küçük meydan var ve köşkün özellikleri saymakla bitecek gibi değil.

Köşk hakkında daha fazla bilgi için buraya tıklayınız.

Barış ve Özgürlük Müzesi

1974 Kıbrıs Barış Harekatı'nın başladığı 20 Temmuz gecesi, karargah olarak kullanılan evin girişinde çıkan patlama sonucunda birçok asker şehit olmuş.

Bu ev daha sonra tarihi belgelerle yaşatmak, aktarmak, Kıbrıs Barış Harekatı'nı ölümsüzleştirmek adına müzeye çevrilmiş.

50. Piyade Alay Komutanı Albay H.İbrahim Karaoğlanoğlu ile Pilot Binbaşı Fehmi Ercan’ın şehit düştüğü ev ile askeri araç ve silahların, açık havada sergilendiği bu müze ile birlikte Boğaz Şehitliği, Deniz Şehitleri Anıtı, Karaoğlanoğlu Şehitliği, Taşkent Şehitler Anıtı, Limasol Şehitler Anıtı'da Girne' de ziyaret edebileceğimiz ve saygıyla anacağımız şehitlikler arasında.

Girne’de ziyaret edilecek yerler arasında;

Girne Kalesi, Limanı, Bellapais Manastırı, Archangelos Michael Kilisesi ve İkon Müzesi, Barış ve Özgürlük Müzesi, Mavi köşk’den başka Girne çevresinde gidebileceğiniz diğer yerler;

Sokaklarının, evlerinin ve bahçelerinin güzelliği ile ünlü İngiliz Köyü Karmi, Antik Lambousa Şehri Lapta, Beşparmak Dağlarının hakimi St. Hilarion Kalesi ve Esentepe Köyündeki Antiphonitis Manastırı’nın içerisinde yer alan kainatın hakimi İsa freski oldukça etkileyici.

Yeme İçme
Gırbaç Tatlısı
Balık seviyorsanız Girne Liman caddesi üzerinde her bütçeye her damak tadına uygun restaurantlar var. Konu deniz ürünleri olunca birde Akdeniz mutfağı mezeleri ile kendinizi evinizde gibi hissedebilirsiniz. Tabiki ızgara Hellim tadına bakılması gerekenler arasında birinci sırada. 

Tatlı olarak bizim çok beğenerek yediğimiz Gırbaç tatlısı, geceye damgasını vurdu diyebilirim.  Nor peyniri (tadı lor peynirine benziyor) ve pekmez üzerine muz, kivi ve ceviz ile servis yapılıyor. 

İkinci akşam, Beylerbeyi’nde bulunan Bellapais Manstrırına akşam üzeri çıkmıştık. Hemen yanındaki Kybele Restaurant’ta atıştırmalık olarak seçtiğimiz kuşkonmaz çok lezzetliydi. Sunum ve fiyatlar çok uygun ve akşam serinliğinde Girne manzarası da harika.

Girne merkezde, sahile inen yolun sağ köşesinde kalıyor Akpınar Pastanesi. Yemek servisi de var ancak bizim en çok sevdiğimiz ev yapımı reçelleri. Ceviz macunu, patlıcan macunu en favori olanları bizim için. Küçük  boy kavanozlarda satıyorlar  paketlemede yapıyorlar, biz hediyelik olarak almıştık bavulda sorunsuz geldiler.  



Devamını Oku »