Devamını Oku »
Bir kitabın adı yazarının adını geçer mi? Geçmiş gerçektende...
1857 yılında İvan Aleksandroviç
Gonçarov tarafından yazılan “Oblomov”
Rus edebiyatında bir devrim yaratmış.
Oblomov ve Oblomovluk kelimeleri bütün Rusya da bilinir
olmuş ve yeni bir terim olarak Rus dilinde yerini almış.
Oblomov’luk Rusya’da yıkılmakta olan bir düzenin içinde var
oluyor. Çifliği olan, köleleri olan bir düzende onları kahyaya bırakıp büyük
şehre, devlet kapısına sığınan, ekmeğini kendi kazananların arasında ne yapacağını
şaşıran, çevresine sıkı sıkıya bağlı,
kendi içindeki ataletini yenememiş bir insanın, insanlığın hikayesi…
Kitapta en sevdiğim ve eğlenerek okuduğum bir bölümü sizinle
paylaşacağım.
“Mektup elden ele geçti. Mektubun ne olacağı, kimden gelebileceği
üzerinde herkes bir fikir yürüttü. Kimse işin içinden çıkamıyordu.
İlya İvanoviç gözlüklerini istedi; bir buçuk saat aradılar.
Nihayet gözlüklerini taktı ve mektubu açmaya davrandı. Karısı telaşla durdurdu:
_ İlya İvanoviç, sakın açma! Kim bilir neyin nesidir bu
mektup. Belki de korkunç birşey, bir felaket haberidir. İnsanlar çok değişti,
biliyorsun. Vakit var, yarın yada öbür gün okursun; mektup elinden kaçacak
değil ya…
Mektup gözlüklerle beraber dolaba kilitlendi; herkes çaya
oturdu. Bu kadar beklenmedik bir olayla herkesin zihni allak bullak olmasaydı
mektup dolapta yıllarca bekleyebilirdi. Çayda ve bütün ertesi gün yalnız
mektuptan söz edildi.
En sonunda dayanamadılar, dördüncü gün bir araya gelerek
mektubu heyecanla açtılar.”
Sonunda hüzün ile karşılaşsam da yer yer yüzümden gülümseme eksik olmadı.
Kitap 619 sayfalık.
Sayfa sayısı gözünüzü korkutmasın,
İvan Aleksandroviç Gonçarov bu romanı bir ay gibi kısa bir sürede
yazmış.
Yazar bu durumu ; “Bu
büyük romanın bir ay içinde yazılması imkansız gibi görünür. Ama unutmayın ki,
bu eseri yıllarca kafamda taşıdım ve onu ancak kağıda geçirmek kalmıştı.” sözleri ile açıklar.
“Oblomov” Türkiye de 1945 yılında M.E.B. klasikleri
arasında 3 cilt halinde yayımlanmış. 2000
yılından bu yana Türkiye
İşbankası Kültür Yayınları “Hasan Ali Yücel Klasikler Dizisi” 'nin yayımladığı eserler arasında yer alıyor.
Devamını Oku »
Diyelim ki evde salyangoz beslemeye karar verdiniz yada parkta bulduğunuz ilginç böcekleri kolleksiyon yapmak için kutuda saklamaya.
Sevdiğiniz içeceklerin boşalmış teneke kutularını biriktiriyor da olabilirsiniz yadaaaa yediğiniz balıkların gözlerini kolye yapmak için saklamaya karar verdiniz.
Biz iki kız kardeş çocukken ve benim çocuklarımda dahil hepsini yaptık. Farketmiyor, kolleksiyon yapmaya karar verdiğiniz şey her ne olursa olsun inanın bana anneniz kesin çıldırıyor. Küçük bir kız çocuğuyken tüm bunları yapmış olsa bile...
“Annem Neden Çıldırdı?” Çocukların hayatlarındaki normal şeylerin biz yetişkinleri nasıl çıldırttığını gösteren, günlük yaşam içindeki komik olaylar dizisinden oluşuyor.
Aytül Akal’ın kaleminden “Annem Neden Çıldırdı?” Uçanbalık Yayınevi aracılığıyla hem çocuklara hemde içimizdeki çocuğu korumaya devam eden biz yetişkinlere keyifli anlar yaşatmaya devam ediyor.
Kitabı satın almak isteyeneler buradan ulaşabilirler.
Devamını Oku »
Sevdiğiniz içeceklerin boşalmış teneke kutularını biriktiriyor da olabilirsiniz yadaaaa yediğiniz balıkların gözlerini kolye yapmak için saklamaya karar verdiniz.
Biz iki kız kardeş çocukken ve benim çocuklarımda dahil hepsini yaptık. Farketmiyor, kolleksiyon yapmaya karar verdiğiniz şey her ne olursa olsun inanın bana anneniz kesin çıldırıyor. Küçük bir kız çocuğuyken tüm bunları yapmış olsa bile...
“Annem Neden Çıldırdı?” Çocukların hayatlarındaki normal şeylerin biz yetişkinleri nasıl çıldırttığını gösteren, günlük yaşam içindeki komik olaylar dizisinden oluşuyor.
Aytül Akal’ın kaleminden “Annem Neden Çıldırdı?” Uçanbalık Yayınevi aracılığıyla hem çocuklara hemde içimizdeki çocuğu korumaya devam eden biz yetişkinlere keyifli anlar yaşatmaya devam ediyor.
Kitabı satın almak isteyeneler buradan ulaşabilirler.
Devamını Oku »
Yollar beni hep heyacanlandırmıştır. Mavrovo gölü çevresinden Kayak merkezine gidene kadar ki manzarayı hafızamın hatıralar başlığında “unutulmaz manzaralar” bölümüne kaydettim daha sonra yazıya dökmek üzere. Zira fotoğraflara yansımayan an ve an değişimleri canlı seyretmek istedim.
Bu seneki kayak maceramız Makedonya’nın başkenti Üsküp’e (Skopje) bir saatlik mesafede ki Mavrovo gölü çevresinde bulunan Kayak merkezindeydi.
Gündüz kayak, akşam keyifli bir yemeğin ardından dinlenmek isterim ben hep. Öyle şamatalı, çalgılı eller havaya eğlence, gündüz yorgunluğumu iki katına çıkarır. Mavrovo Kayak merkezi tam da benim istediğim gibiydi. Pistler sakin, çok fazla sıra beklemeden yukarı çıktık., Kalabalığın getirdiği kazalar da yok. Çocuklar için (12 yaşa kadar ) kayak kiralama, öğretmen ile ders (sabahları 2 saat ) ücretsizmiş. Kaldığımız otelden yazı götürdük, hem kayakları aldığımız yere hemde yukarı çıkmak için günlük bilet aldığımız yere gösterdik. Keyifli ve ekonomik bir tatil oldu bizim için.
Memnuniyet kişiye göre değişiyor tabi. Aramızda usta kayakçılarda vardı. Siyah pistlerin yan taraflarında olması gereken güvenlik şeritlerinin olmadığını, yol düzenleme ve işaretlerin yetersiz olduğunu, yer yer ortaya çıkan toprağın tehlike yarattığını söylediler. Biz sarı ve yeşil pistlerde gezinirken ustalar Mavi pistle yetindiler.
Mavrovo kayak merkezi ile ilgili daha ayrıntılı bilgiye buradan ulaşabilirisiniz.
Son gün uçağımız akşam olduğu için biz Üsküp’ü gezmek istedik.
Şehir 1392'den 1912 Balkan savaşlarına kadar Osmanlı hakimiyetinde kalmış. Yenilenme çalışmaları tam gaz devam ediyor. Tadilat yapılan binaları ve meydanları perdelerle kapatmışlar. Her yerde devasa heykeller var. Meydanlar, köprüler ve hatta binaların tepelerinde bile bu heykelleri görmek mümkün. Üsküp bu yeni yüzüyle bir Avrupa başkenti olma özelliğini koruyor.
Ancak aynı özeni şehrin “Old Bazaar” bölümünde göremedim. Burada Osmanlı döneminden kalan, cami, han, hamam ve eski evlerin olduğu mahallelere rastlamak mümkün. Umarım tamir bakım sırası onlarada gelir. Zira 16.yy yapılmış Kursumli An (Kurşunlu Han) ‘ın içi boşaltılmış ve kapılarına zincir vurulmuş, artık kullanılmıyor.
Şehrin merkezine, Vardar nehrinden karşıya geçmek için kullanılan en eski köprü Fatih Sultan Mehmet tarafından 1421-1451 yılında yapılan Taş Köprü.
Hemen yakınında yeni yapılan Arkeoloji Müzesinin önünde her biri birbirinden güzel heykellerle süslü yeni köprü gözüküyor. Gece ışıklar altında her iki köprüde çok güzel bir görünüme sahip.
Biz yemeğimizi Eski Çarşı içinde tarihi bir restaurant olan Destan’da yedik. Yoğurt, turşu ve kurufasülye var. Türkçe menü mevcut. Menüde köfte için kebap diye yazıyor. Hem lezzetli hemde ekonomik.
Üsküp de gezilecek yerlerin ayrıntılarına Skopje başlıklı yazıdan ulaşabilirsiniz.
Devamını Oku »
Avrupa'nın yenilenen şehri Üsküp...
Şehir 1392 den 1912 Balkan savaşlarına kadar Osmanlı hakimiyetinde kalmış. Şehri gezerken bir yanda yeniden inşaa edilen müzeler, tiyatro binaları ve anıtlar diğer yanda bakımsız kalmış tarihi han, hamam, cami ve kiliseler dikkat çekiyor
Yenilenme çalışmaları tam gaz devam ediyor. Tadilat yapılan binaları ve meydanları perdelerle kapatmışlar. Her yerde devasa heykeller var. Meydan , köprü, hatta binaların tepelerinde bile bu heykelleri görmek mümkün. Üsküp bu yeni yüzüyle bir Avrupa başkenti olma özelliğini koruyor.
Vardar nehrinden karşıya geçmek için kullanılan en eski köprü Fatih Sultan Mehmet tarafından 1421-1451 yılında yapılan Taş Köprü, her yönüyle görmeye değer.
Arkeoloji Müzesi |
Biz yemeğimizi Eski Çarşı içinde tarihi bir restaurant olan Destan’da yedik. Yoğurt, turşu ve kurufasülye var.Türkçe Menüde mevcut. Menüde Köfte için Kebap diye yazıyor. Hem lezzetli hemde ekonomik.
Üsküp’te gezilecek yerler denince ilk akla gelenler
Makedonya Meydanı: Şehir merkezinde Vardar Nehrinin hemen yanında bulunuyor. şehrin kalbi adeta burada atıyor, denebilir tüm festivaller, kültürel ve politik olaylar burada düzenleniyormuş. Biz gezerken meydanda yenileme çalışmaları vardı, perdelerle kapatılmıştı. dolayısıyla fotoğraf çekmekte biraz zorlandım. Ama ortada Büyük İskenderin anıtı bulunuyordu.
Makedonya Meydanı: Şehir merkezinde Vardar Nehrinin hemen yanında bulunuyor. şehrin kalbi adeta burada atıyor, denebilir tüm festivaller, kültürel ve politik olaylar burada düzenleniyormuş. Biz gezerken meydanda yenileme çalışmaları vardı, perdelerle kapatılmıştı. dolayısıyla fotoğraf çekmekte biraz zorlandım. Ama ortada Büyük İskenderin anıtı bulunuyordu.
Makedonya Takı |
Makedonya Takı : Pella Meydanında bulunan zafer anıtı çatı katında seyir terası mevcut. Yanında iki kocaman devasa heykeller var.
Makedonya Mücadele Müzesi : (Museum of the Macedonian Struggle) Ulusal müze, Vardar Nehri kıyısında Arkeoloji Müzesi ve Tiyatro Binasının arasında çok merkezi bir yerde.
Balmumundan yapılan heykeller çok ilgi çekiciydi. Müzede bir çok görsellik kullanılarak Makedon mücadelesinin anlatıldığı ve 1991 Bağımsızlık Bildirgesi’nin önünde biten 13 sergi alanı var.
Rahibe Terasa'nın evi |
Rahibe Teresa Evi: Rahibe Terasanın yaşadığı ev günümüze kadar ulaşmadığı için evin yerine yapılan şapel ziyaretcilere açık. Avluda Rahibe Terasa’nın yaptığı çalışmaların fotoğrafları bulunuyor.
Makedonya Ulusal Müzesi : eski şehir bölgesinde çarşı içinde kalan müze Kale’ye yakın bir konumda. Müzede Makedon tarihsel ve kültürel mirası sergileniyor.
Üsküp Kalesi: MS 6. yüzyılda inşa edildiği düşünülen yapı bir çok kez depremler ve saldırılar sonucu hasar görmüş, tekrar inşa edilmiş. Ancak 1963 deki büyük depremde gördüğü ciddi hasar ne yazıkki tamir edilememiş. Ancak bugün hala kalenin büyük bir bölümü gezilebilir konumda.
Eski Tren İstasyonu: ( Skopje City Museum ) Günümüzde sanat galerisi olarak kullanılan eski Tren İstasyonu, 1963 de ki büyük depremde çok hasar görmüş. O günün anısına depremin olduğu an 05.17 de saat durduğu haliyle bırakılmış tekrar çalıştırılmamış.
Eski Tren İstasyon'u |
Üsküp Arkeoloji Müzesi : Müze artık yeni yerinde Vardar nehrinin kıyısında ziyaretcilerini bekliyor. Müzenin hemen önüne yapılan heykellerle bezenmiş köprüden Taş köprüyü seyretme şansınız var. Müze içinde yaptığımız tarihi gezinti sırasında o dönemin insanını tasvirleyen balmumu heykelleri çok gerçekciydi. En alt katta İskender Lahti’nin bir kopyasını ziyaret ettik. Orjinalini daha önce İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde görme şansımız olmuştu.
Çifte Hamam : 15. yüzyılda İsa Bey denetiminde yapılan hamam 1915 yılına kadar kullanılmış. 1963 depreminde ciddi hasar almış ve yeniden onarılarak Modern Sanat Galerisi olarak hizmet vermeye başlamış. Deprem sonrası bir çok ülke ünlülerinin eserlerini müzenin kurulumu için bağışlamışlar.
Taş Köprü: Vardar Nehri üzerinde yer alan yapı 1421 -1451 yılları arasında II. Mehmet himayesinde yapılmış. (Fatih Sultan Mehmet) bir çok kere depremden zarar gördüysede yeniden onarılmış, bugün halen kullanılabilir durumda.
Taş Köprü |
Aziz Savior Kilisesi: Mustafa Paşa Camisine yakın küçük bir kilise. Bahçesinde Goce Delchev’in mezarı ve kilise içinde Delcehev ile ilgili küçük bir müze bunuyor.
Mustafa Paşa Camisi : 1492 yılında inşaası tamamlanan cami, Yavuz Sultan Selim’in veziri Mustafa Paşa tarafından yaptırılmış. Cami eski çarşı içinde Üsküp Kalesine yakın bir konumda.
Ulusal Tiyatro: (National Theatre Skopje) Vardar nehrinin kıyısına yapılan Opera ve Tiyatro binası dışındaki heykeller kadar çatısındakilerle de ilgi çekiyor. Bizim için zaman kısıtlıydı bir gün daha kalıp burada bir eser seyretmeyi isterdim doğrusu.
Şehir Parkı: Üsküp merkezindeki göller, spor alanları, lunaparklar, hayvanat bahçesi, kafe ve
restauranların bulunduğu büyük yeşillik alan. Bahar ayları için gezilebilecek en gözde mekan.
Milenyum Haçı : Millennium Cross 2002 yılında Vodno dağına inşa edilen haç 66 metre yüksekliğinde. Gece ışıklandırıyorlar, şehirden çıplak gözle görülebilmesi için tasarlanmış, 2008 de içine asansör, restaurant ve hediyelik eşya dükkanı ilave edilerek ziyarete açılmış.
Ulusal Tiyatro |
restauranların bulunduğu büyük yeşillik alan. Bahar ayları için gezilebilecek en gözde mekan.
Milenyum Haçı : Millennium Cross 2002 yılında Vodno dağına inşa edilen haç 66 metre yüksekliğinde. Gece ışıklandırıyorlar, şehirden çıplak gözle görülebilmesi için tasarlanmış, 2008 de içine asansör, restaurant ve hediyelik eşya dükkanı ilave edilerek ziyarete açılmış.
Kurşunlu Han (Kursumli An): Eski şehir bölümünde çarşı içinde bulunan Hanlardan en büyük olanı ve günümüze kadar ulaşanı Kurşunlu Han. 16.yy yapılmış. Çatısının kurşunla kaplı olmasından dolayı Kurşunlu Han olarak anılan Han’ın I.Dünya Savaşı sırasında kurşunları sökülmüş.
Biz gittiğimizde kapısı kilitliydi, artık kullanılmıyor. Seviyorum bu eski kapıları kilitleselerde mutlaka içeriyi görecek bir aralık bulunuyor. Kemerli sütunlardan oluşan iki katlı bir yapı. Avlusunda küçük bir çeşme bulunuyor.
Murat Paşa Camisi, İsa Bey camisi, İshak Bey Camisi ve Yahya Paşa Camisi Üsküp’te görülecek camilerden bir kaçı. Hepside tarih boyu yaşanan depremlerden nasibini almış ve tadilatlar geçirerek bugünkü hallerine kavuşmuşlar.
Kurşunlu Han |
Biz gittiğimizde kapısı kilitliydi, artık kullanılmıyor. Seviyorum bu eski kapıları kilitleselerde mutlaka içeriyi görecek bir aralık bulunuyor. Kemerli sütunlardan oluşan iki katlı bir yapı. Avlusunda küçük bir çeşme bulunuyor.
Murat Paşa Camisi, İsa Bey camisi, İshak Bey Camisi ve Yahya Paşa Camisi Üsküp’te görülecek camilerden bir kaçı. Hepside tarih boyu yaşanan depremlerden nasibini almış ve tadilatlar geçirerek bugünkü hallerine kavuşmuşlar.
Devamını Oku »
Ben kız kardeşim,
Anneyim,
Anneanneyim;
Ben balerinim, piyanistim,
Ben balerinim, piyanistim,
ressamım, ben sanatçıyım;
Ben eczacıyım, doktorum,
Ben eczacıyım, doktorum,
mühendisim, öğretmenim;
Biz Özgecanız, Biz 13 yaşındaki N.Ç. yiz,
Biz Özgecanız, Biz 13 yaşındaki N.Ç. yiz,
Biz gazeteci Zeynep Kuriş’iz,
Biz Çocuk Geliniz, tacize uğrayan, tecavüze,
Biz Çocuk Geliniz, tacize uğrayan, tecavüze,
cinayete kurban giden milyonlarca kadından biriyiz
Biz kadınız,
Biz insanız.
Kadın olmamız insan olmamıza engel değil.
Yaşama hakkımız var.
Gülmeye, istediğimiz gibi giyinmeye, hamile dolaşmaya hakkımız var.
Öğrenmeye, okumaya, dilediğimiz mesleği seçmeye hakkımız var.
Karar vermeye ve kendi kararlarımızı uygulamaya hakkımız var.
Biz kadınız herşeyden önce insanız.
Biz insanız.
Kadın olmamız insan olmamıza engel değil.
Yaşama hakkımız var.
Gülmeye, istediğimiz gibi giyinmeye, hamile dolaşmaya hakkımız var.
Öğrenmeye, okumaya, dilediğimiz mesleği seçmeye hakkımız var.
Karar vermeye ve kendi kararlarımızı uygulamaya hakkımız var.
Biz kadınız herşeyden önce insanız.
Sorun kadın olmak mı?
Peki bu bir sorunsa eğer, bu olaylara zemin hazırlayan diğerleri çok mu masum?
Bu erkek çocukları, bu adamlar tek başlarına gelmediler bu dünyaya. Onların eğitimlerinden anneleri kadar babaları da sorumlu.
Eğitim ve öğretimi onlara sunacak devlet de sorumlu.
Çevresindeki, mahallesindeki esnaf, konu komşu, eş dost, akraba da sorumlu.
Sürekli ülkemizin “Kadın Sorunları" olduğu vurgulanıyor. Kadına, sorun yaratan gözüyle bakılmaya başlandı günümüzde. Eteğini kısa giymeseydi, dekoltesini açmasaydı, gülmeseydi, otururken, bacak bacak üstüne atarken, konuşurken “gel bana” der gibi bakmasaydı, annesinin dizinden … daha uzatılabilir.
Asıl sorun şu insan olmanın verdiği erdemleri tam olarak yerine getirme becerisinde olmayan erkekler kadar kadınlarında bu ezici çoğunlukta yer alması, bazen korkudan bazen cehaletten...
Önemli olan bu sorumluluklarımızı görmek ve görevleri üstlenmek. Yılda bir gün "kutlu, mutlu, uğurlu" olsun diyerek değil.
Sevgiyel Kalın
Daima...
Not: Aklınızda bulunsun diye yazıyorum Kadınlar için kurulan dernek, vakıf ve yardım kuruluşlarından birkaçı.
KAHDEM (Kadınlara Hukuki Destek Merkezi)
BİZ KADINIZ (Kadın Haklarını Koruma Derneği)
MORÇATI (Kadın Sığınağı Vakfı)
İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi
KDF Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu
En kısa zamanda yenilerini eklemeli, üyeleri ise her cinsiyetten olmalı yeterki insan olmanın verdiği erdemlere sahip olsunlar.
Nefsine Sahip Çık Derneği, Empati Kurma Derneği, Aklını ve Bedenini Kontrol Et Derneği,
Önce Kendini Eğit Vakfı...
En kısa zamanda yenilerini eklemeli, üyeleri ise her cinsiyetten olmalı yeterki insan olmanın verdiği erdemlere sahip olsunlar.
Nefsine Sahip Çık Derneği, Empati Kurma Derneği, Aklını ve Bedenini Kontrol Et Derneği,
Önce Kendini Eğit Vakfı...
Devamını Oku »
Taş Beşik mi? Beşiktaş mı? Tahte’l –Kale nasıl Tahtakale oldu?
Laleli’nin Lale kokan hikayesini mi dinlemek istersiniz yoksa Cibali’nin garip efsanesini mi?Caddebostan’ın eskiden bostanlık bağlık bahçelik olduğunu biliyor muydunuz? Ya adının Cadı Bostan’ı olduğunu?
Cihangir’in ve Nişantaşı’ın ormanlık olduğunu padişahların,
sultanların buraya avlanmaya ve ok
atmaya geldiğini biliyor muydunuz?
Sara Gürbüz Özeren’in kaleminden İstanbul Semt
Öyküleri. Genç Damla Yayınevi aracılığı
ile her yaştan okuyucuyla buluşmaya
devam ediyor.
Devamını Oku »
“Köylüler, hayatlarında ilk kez gördükleri bu garip şey karşısında ilkin dehşetle irkildiler. Bu şaşkınlık anında dua okuyup sağa sola üfürenlerin, korkudan donuna kaçıranların yanı sıra, otobüsün sağını solunu elleme cesareti gösterenler de çıktı.
Huvat Aktaş otobusün köylüler üzerinde yarattığı etkiden öyle çocuksu bir sevinç duydu ki, sonunda duman rengi elbisesinin, foter şapkasının fark edilmemesine içerlemeyi bir yana bıraktı.”
Latife Tekin’in masalsı anlatımı ile yaşadığı dönemi, duygularını, geleneklerini, gördüklerini ve o günkü toplumsal gerçekleri ortaya koyan büyülü gerçeklik kavramıyla yazdığı romanı “Sevgili Arsız Ölüm”, okurken güldüren, güldürürken düşündüren, beni anılarıma götüren harika bir roman.
1983 den beri "Sevgili Arsız Ölüm" Edebiyat Fakülteleri tarafından çok araştırılmış olması, toplumsal denetim, evlilik, bağlılık, kadına bakış açısı, kent yoksulluğu, yazım dili, edebiyata uygunluğu gibi birçok konuda hakkında yazılmış tez, makale gibi çalışmaların var olduğunu duymak beni şaşırttı. Ama bugün de hala etki yaratıyor olmasından mutluluk duydum, açıkçası.
Yazım dili ile bazı yönleriyle şiirsel, bazı yönleriyle Dede Korkut Hikayesi tadında, mizahi yönü ise güçlü. Kitaptaki her kahraman içinden geldiği gibi konuşuyor. “Sevgili Arsız Ölüm” de açıklayamadığı her şeyi cinlere bağlayan bir köy halkından, onların yaşamlarındaki birçok inanç ve değerlerden bahsediliyor.
Aslında bilgi ve bilim insan hayatına girdikten sonra toplumda batıl inançların zaman içinde azaldığını gözlemliyoruz. Sosyal ve pozitif bilim sayesinde gereksiz olanlar hayattan ayıklanırken geriye sadece hoşumuza gidenler kalıyor.
“Gelin kaynana sarılıp koklaştılar. Atiye, Zekiye’nin ağzına bir parmak bal çaldı. Zekiye eşikten atlamadan bir tahta kaşık kırdı.”
Latife Tekin’in masalsı anlatımı ile yaşadığı dönemi, duygularını, geleneklerini, gördüklerini ve o günkü toplumsal gerçekleri ortaya koyan büyülü gerçeklik kavramıyla yazdığı romanı “Sevgili Arsız Ölüm”, okurken güldüren, güldürürken düşündüren, beni anılarıma götüren harika bir roman.
1983 den beri "Sevgili Arsız Ölüm" Edebiyat Fakülteleri tarafından çok araştırılmış olması, toplumsal denetim, evlilik, bağlılık, kadına bakış açısı, kent yoksulluğu, yazım dili, edebiyata uygunluğu gibi birçok konuda hakkında yazılmış tez, makale gibi çalışmaların var olduğunu duymak beni şaşırttı. Ama bugün de hala etki yaratıyor olmasından mutluluk duydum, açıkçası.
Yazım dili ile bazı yönleriyle şiirsel, bazı yönleriyle Dede Korkut Hikayesi tadında, mizahi yönü ise güçlü. Kitaptaki her kahraman içinden geldiği gibi konuşuyor. “Sevgili Arsız Ölüm” de açıklayamadığı her şeyi cinlere bağlayan bir köy halkından, onların yaşamlarındaki birçok inanç ve değerlerden bahsediliyor.
Aslında bilgi ve bilim insan hayatına girdikten sonra toplumda batıl inançların zaman içinde azaldığını gözlemliyoruz. Sosyal ve pozitif bilim sayesinde gereksiz olanlar hayattan ayıklanırken geriye sadece hoşumuza gidenler kalıyor.
“Gelin kaynana sarılıp koklaştılar. Atiye, Zekiye’nin ağzına bir parmak bal çaldı. Zekiye eşikten atlamadan bir tahta kaşık kırdı.”
İstanbul Oyuncak Müzesi'nin büyülü ortamında Latife Tekin ile sıcacık ve samimi bir sohbet gerçekleştirdik. Yasemin Sungurla Kitap İle Sohbet'in konuğu oldu Latife Tekin bizimle paylaştığı bu güzel anlar için ona çok teşekkür ederiz.
ilk kez 1983 de yayımlanan Latife Tekin’in romanı “Sevgili Arsız Ölüm" İletişim yayınları ile yeniden okuyucuyla buluşuyor.
Devamını Oku »
Çocuklar bu tatil işini çok seviyorlar. Onlar için tatil, evde bilgisayar, televizyon başında özgürce geçirebilecekleri saatler demek. Ebeveynlerin aynı düşüncede olmadıklarına eminim. Yarı yıl tatilinde birçok, sinema ve tiyatro dışında Rahmi Koç Müzesi, İstanbul Oyuncak Müzesi , Pera Müzesi gibi müzelerin çocuklar için düzenlediği sanatsal etkinlikler var. Akbank Sanat ve İşbank Sanat da yarı yıl tatiline çeşitli etkinliklerle katılıyor.
Önemli olan size ve çocuğunuza zaman ve mekan olarak hangisi veya hangileri uyuyorsa onu takip etmek . Malum İstanbul yol, trafik ve hava şartlarında 45 dakikalık bir etkinliğe ulaşmak için en az üç saat harcanıyor.
Herkese keyifli seyirler dilerim. Anı yaşayarak keyif almak dileğiyle…
Türkiye Sirki
Hayvansız sirk olur mu? Bal gibi de olur. Canlıların dostu Türkiye Sirki, hayvanları sahnede
görmekten değil kendi yaşam alanlarında görmekten mutlu olan bir kuruluş. 3.000 kişilik kurulup sökülebilir amfi tiyatroda gösteri sanatları ve sahne oyunları üzerine kurulu programlarında yok yok.
Jonglörler, palyaçolar, İplerin üstünde cambazlar, trapezler, hava gösterileri, akrabot ve sihirbazlar.
“Hayvanlara eziyet etmeden de insanları mutlu edebileceğimizi ispatladık” diyor Türkiye Sirki’nin kurucusu Melike Cankurt.
Türkiye’de il il geziyorlar. Bu seferki durakları İstanbul. Iki hafta buradalar. Kaçırmayın derim…
16 - 17 - 18 Ocak 2015 ve 23 - 24 - 25 Ocak 2015 Cuma - Cumartesi ve Pazar Ataşehir/Kayışdağı 80.Yıl Cumhuriyet Parkında kurulu Türkiye Sirki’nin çadırı (Fenerbahçe Koleji Yanında) Çadırın içi ısıtmalı.
Seanslar ve ayrıntılı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.
Tiyatrolar
Alis Harikalar diyarında, Kırmızı Başlıklı Kız, Bremen Mızıkacıları, Küçük Balık Bambam ve daha bir çok oyun yarıyıl tatili ile çocuklarla buluşmaya can atıyor.
Tiyatro Mie’nin çocuklar için hazırladığı oyunları Kadıköy Halk Eğitim, Ortaköy Kültür Merkezi, Göztepe Halis Kurtça Kültür Merkezi ve daha birçok mekanda izleme şansına sahip olacaklar.
Bir de Tiyatro Mie’nin çocuklara süprizi var. Karne hediyesi tüm oyunlar yarıyıl tatili boyunca %25 indirimli.
Oyunların ve oynandığı sahnelerin detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.
Aslan ile Fare, Kaplumbağa ile Tavşan, Korkuluk ile Karga , Yıldız Çalan Kurbağa ve Korsan Ana ve Geveze Papağan … hepsi birbirinden güzel ve eğitici oyunları İstanbul Kumpnayası’nın deneyimli ekibi çocuklar için hazırladı.
Yarı yıl tatili boyunca çeşitli mekanlarda oyunlarını sergileyecekler.
Caddebostan Kültür Merkezi, İdris Güllüce Kültür Merkezi ( Tuzla ) , Sefaköy Kültür Merkezi ve Bahçelievler Kültür Merkezi (Yenibosna). Oyunların saatleri ve diğer sahneler için daha ayrıntılı bilgiye buradan ulaşabilirisniz
İstanbul Şehir Tiyatroları
İstanbul Şehir Tiyatrolarının çocuk oyunları yarıyıl tatilinde de oyunları sergilemeye devam ediyor. 12.00 de ve 15.00 de olmak üzere pazar günleri iki kere oynanıyor.
Kadıköy Haldun Taner Sahnesinde “Bir gün Ayakkabımın Teki” adlı oyun 1 Şubat ve 8 Şubat Pazar günü oynuyor.
Aziz Nesin’in “Pırtlatan Bal” adlı oyunu 1 Şubat Pazar günü Harbiye Muhsin Ertuğrul Sannesinde; 8 Şubat Pazar günü Gaziosmanpaşa Sahnesinde oynayacak.
Diğer oyunlar saatler, sahneler ve bilet için detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.
İş Sanat Kültür Merkezi
Sahne Denilen Büyülü Kutu
Bu sene ilk defa sahnelenecek olan “Sahne denilen Büyülü Kutu” çocuklara müzikli bir oyunun sahnede her yönüyle nasıl hayat bulduğunu gözlemleyip yaşayacakları bir deneyim sumayı amaçlıyor. Bilinmeyen diyarlara yapılan bu serüvende danslar, şarkılar, farklı sahne sanatları, renklerle bezeli eğlenceli bölümler ve her oyunda sahnedeki büyülü kutudan çıkan bir sürpriz var. Çocuklara sahne büyüsünü yaşatan, yetişkinlere onların gözünden tiyatroyu anlamaya yardımcı olan Sahne Denilen Büyülü Kutu şarkı, dans, oyunculuk ve sürprizlerle karşılaşmak isteyen herkesi bekliyor.
25 Ocak 2015 Pazar günü 15.00 de sahnelenecek bu oyunun biletleri biletix ve İşsanat gişesinde.
Keloğlan
"Bir Varmış Hiç Yokmuş" meddah, orta oyunu, Hacivat ve Karagöz gibi geleneksel Türk tiyatrosunun öğeleri ile Anadolu'nun zengin tekerleme, masal ve karakterlerini bir araya getirerek çocuklara eşine az rastlanır bir hikâye anlatıyor.
Işıl Kasapoğlu'nun yazıp sahnelediği oyunun dekor, kostüm ve kuklalarını Karina Cheres tasarladı. Müziği Alper Maral'a ait oyun aynı zamanda bir müzikal.
8 Şubat 2015 Pazar günü 15.00 de sahnelenen oyunun biletleri biletix ve işsanat gişesinde
Kukla Tiyatrosu
Semaver Kumpanyası’nın çocuklar için hazırladığı bu kukla tiyatrosunun bu yılki konusu Nasreddin Hoca. Işıl Kasapoğlu’nun yazıp yönettiği kukla tiyatrosunun dekor tasarımı ve uygulaması Karina Cheres ‘e ait.
İzlerken Nasreddin Hoca fıkralarında anlatılan, ince zeka ürünü espiriler, hazır cevaplılık, ders verici bilgileri sahnede canlı olarak görmek de eğlenceli. Kahkaha tufanına hazırlıklı olun.
17-18 Ocak Ocak Cumartesi pazar ve 1 Şubat Pazar günü Caddebostan Kültür Merkezinde etkinlik biletlerine CKM gişelerinden ulaşabilirisiniz.
Gösteri Sanatları
Buz Devri
Dünyanın en sevilen karakterlerinin canlı aksiyon gösterisi "Buz Devri Canlı", buz pisti koreografisiyle 6-7-8 Şubat tarihlerinde Pozitif Live imzası ile Volkswagen Arena'da çocuklarla buluşuyor.
Cirque du Soleil'in ilk artistik direktörü olan Guy Caron'un yaratıcısı olduğu müzikal şov, toplamda 40 sanatçı ile buz üstünde etkileyici bir gösteri vaadediyor. Yekta Kopan'ın sesiyle, Türkçe dublajlı olarak yarı yıl tatilinde çocuklara unutulmaz bir karne hediyesi daha.
Buz Devri gösterisinin biletlerine buradan ulaşabilirsiniz
Buz Devri gösterisinin biletlerine buradan ulaşabilirsiniz

TİM Fettah Aytaç Salonunda 8 Şubat 2015 13.00 de sahnelenecek olan “Garfield ve Sihirli Masal Kitabı” zengin oyuncu ve dansçı kadrosuyla eğlenceli bir performans sergiliyor.
Garfield ve sevimli arkadaşı Odie’nin birdenbire kendilerini sihirli masal kitabının içinde yer alan masallarda bulmaları ile başlayan eğlenceli bir yolculuğunun hikayesi bu.
Bremen Mızıkacıları'ndaki kedi ile köpek onlardır artık. Sonrasında Kırmızı Başlıklı Kız'ın sepetindeki kurabiyelerin peşine düşen Garfield, Odie ile birlikte şekerden, pastadan yapılmış bir evle karşılaşırlar. Fare dolu bir köyü kurtaran Garfield, Fareli Köyün Kavalcısı'yken birdenbire kendisini Çizmeli Kedi olarak bulur. Oyunun sonunda büyük bir sürprizle karşılaşır, Garfield ve Odie...
Garfield ve Sihirli Masal Kitabı gösterisinin biletlerine buradan ulaşabilrisiniz
Atölyeler
Sarkis su içinde suluboya atölyesi
Akbank Sanat, suluboyadan baskıya, oyuncak heykelden yaratıcı dramaya kadar eğitici ve eğlenceli çocuk atölye çalışmalarına ev sahipliği yapıyor.
Atölyeler ile ilgili ayrıntılı bilgiye buradan ulaşabilirisiniz
Matematik Atölyesi / Arım Balım Peteğim
8-12 yaş çocuklara yönelik hazırlanan bu atölye çalışması Faber Castell’in desteğiyle Rahmi Koç Müzesi’nde Renkli Matematik Dünyası bölümünde gerçekleşiyor. Veeeee amaçları;
"Arıların dahiyane zekalarına akıl sır erdiremiyorsak eğer biz de bir arı olup kendi peteğimizi kendimiz örelim. Sayıların sonsuzluğunu, renklerin göz yanıltıcılığını bir oyuna dönüştülerim. Matemetiğin hayatımızda ne kadar büyük bir oyun olduğunu sonsuz örüntülerde birlikte keşfedelim. Renkli Matematik Dünyası Eğlen-Öğren bölümüyle başlayacağımız serüvenimizde örüntülerle dans edecek, sabun köpüklerine saklanacağız."
Rahmi Koç Müzesi’nde bütün bir gününüzü geçirebilirsiniz oğlum ve arkadaşı ile geçirdiğimiz “müzede bir gün” hakkında ayrıntılar Müzeler bölümünden ulaşabilirsiniz.
Rahmi Koç Müzesinde ki çocuklar için hazırlana Renkli Matematik Dünyası, Fen ve Teknoloji Atölyesi ve Bakım -Onarım Atölyeleri ve yarı yıl etkinlikleri hakkında ayrıntılı bilgiye buradan ulaşabilirisiniz.
Oyuncak Müzesi çocuk atölyeleri
Hem atölye çalışmalarına katılıp, hemde her katı ayrı bir dünya olan İstanbul Oyuncak Müzesini gezebilirsiniz Yarı yıl tatilindeki hafta içi ve hafta sonu etkinlikler hakkında detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.
Pera Müzesi çocuk ve gençlik atölyeleri
Pera Eğitim, çocuklara yarı yıl tatilinde 27 Ocak – 8 Şubat 2015 tarihleri arasında 4-6 ve 7-14 yaş gruplarına yönelik yaratıcı eğitim atölyeleri düzenliyor. Bu atölyeler ve ayrıntılı bilgi için buraya tıklayınız
Sergideyiz…
Bilim Tüneli Sergisi, 1 Aralık 2014 - 12 Şubat 2015 tarihleri arasında Mall Of İstanbul - 1'de son buluşları teknoloji severlerin beğenisine sunuyor.
Bilim ve teknolojinin geleceği nasıl değiştireceğini gösteren Bilim Tüneli Sergisi, büyüleyici bir deneyim yaşatmak ve evren, madde, yaşam, karmaşıklık, beyin, sağlık, enerji ve toplum konularında gelecekte neler olacağını bugünden öğretmeyi hedefliyor.
Bilim Tüneli Sergisi için biletler biletixde
Çocuk Dünyası
Çocukların farklı meslek guruplarını tanımalarına ve öğrenmelerine yardımcı olan . eğlence dünyası KidzMondo ve KidZania yarı yılda çocuklara keyifli anlar yaşatmayı vaadediyorlar.
Hem eğlenip hemde öğrenme, para kazanma ve kazandığı parayı nasıl harcıyacağına karar verme hepsi bir arada. Avrupa Yakasında Trump İstanbul’da KidzMondo ve Anadolu Yakasında Akasya AVM’de KidZania İstanbul ‘da ayrıntılar için ismin üstünü tıklayınız
Doğa ile Başbaşa
Kampa gidelim mi baba?
24-25-26 Ocak Sömestr Tatili Kurşunlu Köyü Çocuk Kampı Bilecik Kurşunlu köyünde Kerpiç Köy Evlerine Çoluk Çocuk kampa gidiyorlar. Eğer ekmek, peynir yapmayı öğrenmek, hasır, patik örmek isterseniz bunu bir düşünün. Köylüler sizleri misafir etmek için kerpiç evlerinin, imkanlarının elverdiği şekilde odalar hazırlamışlar. Odalarda odun sobası ile ısınmak, yemek için ev sahibinizin sofrasına oturmak ve anı paylaşmak için bu kampa gitmeye ne dersiniz?
Ayrıntılı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz
Farkındalık… Hayatı yaşamaya değer kılmak için farkındalık…
Karanlıkta Diyalog
Sanılanın aksine bu sergide konuşmak ve herşeye dokunmak serbest...
Gerçek hayattan bir farkı bu sefer sizin rehberleriniz görme engelli. Sizin dokunarak, koklayarak, tadarak ve duyarak "yeni, hemde çok yeni ve farklı" bir biçimde görmenizi sağlayarak, duyularınızı uyandırarak ve farkındalığınızı derinleştirerek… sizi unutulmaz bir yolculuğa çıkarıyorlar.
Dünya üzerinde 135 kentte 8 milyondan fazla insana "dokunmuş" olan "Karanlıkta Diyalog", yeni dönemde de sizlerle...
Turlar, İngilizce ve Türkçe olmak ayrı seanslarda yapılıyor.
"Karanlıkta Diyalog", 1988’de Almanya’da Prof. Dr. Andreas Heinecke tarafından oluşturulup, hayata geçirilmiş.
Sergiye Gelmeden Önce Ziyaretçiler için ipuçları, ayrıntılar ve bilet satış noktalarna buradan ulaşabilrisiniz
Dünya üzerinde 135 kentte 8 milyondan fazla insana "dokunmuş" olan "Karanlıkta Diyalog", yeni dönemde de sizlerle...
Turlar, İngilizce ve Türkçe olmak ayrı seanslarda yapılıyor.
"Karanlıkta Diyalog", 1988’de Almanya’da Prof. Dr. Andreas Heinecke tarafından oluşturulup, hayata geçirilmiş.
Sergiye Gelmeden Önce Ziyaretçiler için ipuçları, ayrıntılar ve bilet satış noktalarna buradan ulaşabilrisiniz
Devamını Oku »
Bir Peri Masalı...
Bir çiftlikte yaşayan hayvanların, kendilerini sömüren insanlara başkaldırıp çiftliğin yönetimini ele geçirme hikayesi bu.
Aslında hayvanların amaçları daha eşitlikçi bir topluluk oluşturmak. Aralarında en akıllı olan domuzların kısa süre içinde önder bir takım oluşturarak devrimi ele aldıkları gözlenir. Ancak insanlardan daha acımasız ve baskıcı bir diktatörlük kurulmuştur artık sevimli kahramanlarımızın yaptıklarını okurken bazen hüzün bazen kızgınlık duyabilirsiniz tıpkı dünya haberlerini okurken yaptığınız gibi....
Alt başlığı her ne kadar "Bir Peri Masalı" olsada George Orwell bu romanında tarihsel gerçekleri gözler önüne serer. Hikayede adı geçen hayvan dostlarımız bize, tarih sayfalarındaki liderleri çağrıştırken aynı zamanda içinde çarpıcı politik taşlamalar barındırır.
Hayvan Çiftliği, Celal Üster'in çevirisi ile George Ozwell 'in kaleminden Can yayınları ile okuyucuyla buluşmaya devam ediyor.
Kitabı satın almak isteyenler buradan ulaşabilirler
Devamını Oku »
Bir çiftlikte yaşayan hayvanların, kendilerini sömüren insanlara başkaldırıp çiftliğin yönetimini ele geçirme hikayesi bu.
Aslında hayvanların amaçları daha eşitlikçi bir topluluk oluşturmak. Aralarında en akıllı olan domuzların kısa süre içinde önder bir takım oluşturarak devrimi ele aldıkları gözlenir. Ancak insanlardan daha acımasız ve baskıcı bir diktatörlük kurulmuştur artık sevimli kahramanlarımızın yaptıklarını okurken bazen hüzün bazen kızgınlık duyabilirsiniz tıpkı dünya haberlerini okurken yaptığınız gibi....
Alt başlığı her ne kadar "Bir Peri Masalı" olsada George Orwell bu romanında tarihsel gerçekleri gözler önüne serer. Hikayede adı geçen hayvan dostlarımız bize, tarih sayfalarındaki liderleri çağrıştırken aynı zamanda içinde çarpıcı politik taşlamalar barındırır.
Hayvan Çiftliği, Celal Üster'in çevirisi ile George Ozwell 'in kaleminden Can yayınları ile okuyucuyla buluşmaya devam ediyor.
Kitabı satın almak isteyenler buradan ulaşabilirler
Devamını Oku »
Onun, doğayı korumayı ilke edinmiş iyiliklerle dolu dünyasında kötü niyetlilere yer yok.
Kitabımızın kahramanı sihirli parmaklara sahip küçük bir kız. O parmaklarını iyilik için kullanıyor mesela kuşları avcılardan koruyabiliyor.
Aslında yok olan doğal güzellikleri korumak için hepimize düşen görevler var. Sadece içimizdeki sihiri ortaya çıkararacak yüreklere ihtiyacımız var.
Roald Dahl'ın eğlenceli ve eğitici kaleminden "Büyülü Parmak" Can Çocuk yayınları ile çocuklarla buluşmaya devam ediyor.
Çeviri Gönül Çapan ve Resimleyen Quentin Blake.
Kitabı satın almak isteyenler buradan ulaşabilirler.
Devamını Oku »
Kitabımızın kahramanı sihirli parmaklara sahip küçük bir kız. O parmaklarını iyilik için kullanıyor mesela kuşları avcılardan koruyabiliyor.
Aslında yok olan doğal güzellikleri korumak için hepimize düşen görevler var. Sadece içimizdeki sihiri ortaya çıkararacak yüreklere ihtiyacımız var.
Roald Dahl'ın eğlenceli ve eğitici kaleminden "Büyülü Parmak" Can Çocuk yayınları ile çocuklarla buluşmaya devam ediyor.
Çeviri Gönül Çapan ve Resimleyen Quentin Blake.
Devamını Oku »
Kaydol:
Kayıtlar
(
Atom
)