Sevgili Arsız Ölüm
“Köylüler, hayatlarında ilk kez gördükleri bu garip şey karşısında ilkin dehşetle irkildiler. Bu şaşkınlık anında dua okuyup sağa sola üfürenlerin, korkudan donuna kaçıranların yanı sıra, otobüsün sağını solunu elleme cesareti gösterenler de çıktı.
Huvat Aktaş otobusün köylüler üzerinde yarattığı etkiden öyle çocuksu bir sevinç duydu ki, sonunda duman rengi elbisesinin, foter şapkasının fark edilmemesine içerlemeyi bir yana bıraktı.”
Latife Tekin’in masalsı anlatımı ile yaşadığı dönemi, duygularını, geleneklerini, gördüklerini ve o günkü toplumsal gerçekleri ortaya koyan büyülü gerçeklik kavramıyla yazdığı romanı “Sevgili Arsız Ölüm”, okurken güldüren, güldürürken düşündüren, beni anılarıma götüren harika bir roman.
1983 den beri "Sevgili Arsız Ölüm" Edebiyat Fakülteleri tarafından çok araştırılmış olması, toplumsal denetim, evlilik, bağlılık, kadına bakış açısı, kent yoksulluğu, yazım dili, edebiyata uygunluğu gibi birçok konuda hakkında yazılmış tez, makale gibi çalışmaların var olduğunu duymak beni şaşırttı. Ama bugün de hala etki yaratıyor olmasından mutluluk duydum, açıkçası.
Yazım dili ile bazı yönleriyle şiirsel, bazı yönleriyle Dede Korkut Hikayesi tadında, mizahi yönü ise güçlü. Kitaptaki her kahraman içinden geldiği gibi konuşuyor. “Sevgili Arsız Ölüm” de açıklayamadığı her şeyi cinlere bağlayan bir köy halkından, onların yaşamlarındaki birçok inanç ve değerlerden bahsediliyor.
Aslında bilgi ve bilim insan hayatına girdikten sonra toplumda batıl inançların zaman içinde azaldığını gözlemliyoruz. Sosyal ve pozitif bilim sayesinde gereksiz olanlar hayattan ayıklanırken geriye sadece hoşumuza gidenler kalıyor.
“Gelin kaynana sarılıp koklaştılar. Atiye, Zekiye’nin ağzına bir parmak bal çaldı. Zekiye eşikten atlamadan bir tahta kaşık kırdı.”
Latife Tekin’in masalsı anlatımı ile yaşadığı dönemi, duygularını, geleneklerini, gördüklerini ve o günkü toplumsal gerçekleri ortaya koyan büyülü gerçeklik kavramıyla yazdığı romanı “Sevgili Arsız Ölüm”, okurken güldüren, güldürürken düşündüren, beni anılarıma götüren harika bir roman.
1983 den beri "Sevgili Arsız Ölüm" Edebiyat Fakülteleri tarafından çok araştırılmış olması, toplumsal denetim, evlilik, bağlılık, kadına bakış açısı, kent yoksulluğu, yazım dili, edebiyata uygunluğu gibi birçok konuda hakkında yazılmış tez, makale gibi çalışmaların var olduğunu duymak beni şaşırttı. Ama bugün de hala etki yaratıyor olmasından mutluluk duydum, açıkçası.
Yazım dili ile bazı yönleriyle şiirsel, bazı yönleriyle Dede Korkut Hikayesi tadında, mizahi yönü ise güçlü. Kitaptaki her kahraman içinden geldiği gibi konuşuyor. “Sevgili Arsız Ölüm” de açıklayamadığı her şeyi cinlere bağlayan bir köy halkından, onların yaşamlarındaki birçok inanç ve değerlerden bahsediliyor.
Aslında bilgi ve bilim insan hayatına girdikten sonra toplumda batıl inançların zaman içinde azaldığını gözlemliyoruz. Sosyal ve pozitif bilim sayesinde gereksiz olanlar hayattan ayıklanırken geriye sadece hoşumuza gidenler kalıyor.
“Gelin kaynana sarılıp koklaştılar. Atiye, Zekiye’nin ağzına bir parmak bal çaldı. Zekiye eşikten atlamadan bir tahta kaşık kırdı.”
İstanbul Oyuncak Müzesi'nin büyülü ortamında Latife Tekin ile sıcacık ve samimi bir sohbet gerçekleştirdik. Yasemin Sungurla Kitap İle Sohbet'in konuğu oldu Latife Tekin bizimle paylaştığı bu güzel anlar için ona çok teşekkür ederiz.
ilk kez 1983 de yayımlanan Latife Tekin’in romanı “Sevgili Arsız Ölüm" İletişim yayınları ile yeniden okuyucuyla buluşuyor.
0 yorum :