Yemekhane gotik sanatının kusursuz örnekleri ile dolu. Yemekhane Kapısının mermer üst sövesinin üzerinde sırayla Kıbrıs, Kudüs ve Lüzinyan krallıklarının armaları asılı. Yemekhane kapısının karşısında üst üste duran Roma dönemi’ne ait iki muhteşem mermer lahit var.
Beni en çok etkileyen avlunun etrafını çeviren revakların muhteşemliği oldu. Gündüz güneşin aydınlığında, gece ışıklar altında her anı ayrı güzeldi.
Kıbrıs’a her iki gelişimde de Girne Kalesi’ni ve Bellapais Manastırı’nı tekrar gezdim. Birdaha gitsem yine gezerim. Atmosferi beni çok etkiledi. Her ayrıntıda başka bir dönemi yakalabiliyorsunuz. Tarihler arası bir gezi yapılabilir.
Bugün dar bir sokak arasında sıkışıp kalmış gibi gözüksede tarihi caminin ziyaretçisi çok.
Tek şerefesi bulunan ve tek minareli kesme taştan yapılmış cami dikdörtgen planlı. Caminin duvarındaki ahşap kafesler dikkat çekiyor.
Mavi Köşk
İtalyan asıllı Rum olan Paulo Paolides tarafından 1957 yılında yaptırılmış bu köşk içinde konuşulanlarda, yapılanlarda tarihe imza atmış.
Köşkü dışarıdan kimsenin göremeyeceği ancak tepeden bakıldığında her tarafa hakim Çamlıbel Mevkiinde dağlık bir bölgede 20. yy modern mimari teknikler kullanılarak yapılmış. Köşk içinde kullanılan bir çok mermer, karo taşı, fayans vb. malzemeler İtalya’dan gelmiş.
Evin bu kadar özel olması sahibinden kaynaklanıyor elbet. Köşkün sahibi bir avukat ve aynı zamanda dönemin Kıbrıs Cumhurbaşkanı Baş piskopos Makarios'un avukatlığını yapıyormuş. Buraya kadar herşey normal. Normal olmayan şey ise Paolides’in Avukatlık mesleğinin yanı sıra Ortadoğunun en büyük silah tüccarı olması. Bölgedeki çetelere silah sağlayarak 1963
Kanlı Noel olaylarının başlamasına yardım ettiği söyleniyor.
Köşkün bahçesinde cephanelik deposu ve gözetleme merkezi var. Silahların deniz yolu ile geldiği, katırlarla yukarı çıkarılıp, depolanıp daha sonra sevkedildiği söyleniyor.
Biz eve vardığımızda içeri gezmek için sıra bekledik. 10’ar kişlik guruplar halinde alıyorlar. Evin içinde fotoğraf çekmek yasak. Günümüzde evin bulunduğu bölge Askeri bölge sınırları içinde, Türk Silahli Kuvvetleri'nin himayesinde. Ev hakkında söylenecek söz çok, fotoğraf yok.
Ev’in odalarında renkler hakim Kırmızı oda Mafya görüşmelerinin yapıldığı, Mavi oda genel misafirlerin ağırlandığı, Yeşil oda yatak odası, Sarı oda misafir çocuklar için hazırlanmış. Çocuklar için olan odanın, binanın içinde ama binadan ayrı olarak depreme dayanıklılığı yapılmış. Kendi odasında yatağının baş ucunda geçite çıkan bir kapı var. Baskın günü buradan kaçmış. Geçitin nereye çıktığı bilinmiyor. Çıkarken tüneli havaya uçurduğu söyleniyor.
Paolides sanata düşkün bir kimse olarak biliniyor. Evin içindeki tablolar çok özel bunlardan biri Fransız bir resam tarafından kendisine hediye edilen Meryem Ana tablosu. Tablonun özelliği halesinin som altından elindeki tas ve gerdanlığın ise altın suyuna batırılarak resmedilmiş olması. Tablonun bir diğer özelliği ise odanın neresinden bakarsanız bakın elleri, dizleri ayak ucları ve gözlerinin size dönük olması. Oda biraz küçüktü bu denemeyi odanın en uzak noktalarından bakarak denedik. Gerçekten de gözler bizi takip ediyor gibiydi.
Misafir odasında bulunan içki dolabı bukalemun derisinden yapılmış. İtalya’dan gelen özel bir solisyonla bakımı yapılıyormuş. Her mevsim renk değiştirme özelliği olan bu içki dolabının, Paolides’in ölümünden sonra bakım için solisyonu gelmediğinden en son Sonbahar renginde kalmış.
Köşkte, Paolides’in bayan misafirleri için yaptırdığı bir süt havuzu var. Dönemin ünlü aktristlerinden Sophia Loren'inde köşke gelerek süt banyosu yapan misafirlerden olduğu söyleniyor.
Köşkte, çalışır durumda olan 1957 yapımı Westinghouse marka merkezi klima sistemi, içinde gizemli bir altın anahtar bulunan gizli kasası, özel olarak uzakdoğudan gelen dokuz boyutlu güvenlik aynası, kuş tüyü yastıklı stres koltukları, istenirse 24 saat şarap akan aslanlı çeşmesi, özel sirtaki taverna bölümü, köşkün bir çok yerinde bulunan günah çıkarma noktaları, deprem uyarı cihazı, sesyalıtımlı perdeler, bahçesinde dilek havuzu, Paolides’in konuşma öncesi sesini ayarlamak için çalışma yaptığı akustik özelliği olan küçük meydan var ve köşkün özellikleri saymakla bitecek gibi değil.
Köşk hakkında daha fazla bilgi için
buraya tıklayınız.
Barış ve Özgürlük Müzesi
1974 Kıbrıs Barış Harekatı'nın başladığı 20 Temmuz gecesi, karargah olarak kullanılan evin girişinde çıkan patlama sonucunda birçok asker şehit olmuş.
Bu ev daha sonra tarihi belgelerle yaşatmak, aktarmak, Kıbrıs Barış Harekatı'nı ölümsüzleştirmek adına müzeye çevrilmiş.
50. Piyade Alay Komutanı Albay H.İbrahim Karaoğlanoğlu ile Pilot Binbaşı Fehmi Ercan’ın şehit düştüğü ev ile askeri araç ve silahların, açık havada sergilendiği bu müze ile birlikte Boğaz Şehitliği, Deniz Şehitleri Anıtı, Karaoğlanoğlu Şehitliği, Taşkent Şehitler Anıtı, Limasol Şehitler Anıtı'da Girne' de ziyaret edebileceğimiz ve saygıyla anacağımız şehitlikler arasında.
Girne’de ziyaret edilecek yerler arasında;
Girne Kalesi, Limanı, Bellapais Manastırı, Archangelos Michael Kilisesi ve İkon Müzesi, Barış ve Özgürlük Müzesi, Mavi köşk’den başka Girne çevresinde gidebileceğiniz diğer yerler;
Sokaklarının, evlerinin ve bahçelerinin güzelliği ile ünlü İngiliz Köyü Karmi, Antik Lambousa Şehri Lapta, Beşparmak Dağlarının hakimi St. Hilarion Kalesi ve Esentepe Köyündeki Antiphonitis Manastırı’nın içerisinde yer alan kainatın hakimi İsa freski oldukça etkileyici.
Yeme İçme
 |
Gırbaç Tatlısı |
Balık seviyorsanız Girne Liman caddesi üzerinde her bütçeye her damak tadına uygun restaurantlar var. Konu deniz ürünleri olunca birde Akdeniz mutfağı mezeleri ile kendinizi evinizde gibi hissedebilirsiniz. Tabiki ızgara Hellim tadına bakılması gerekenler arasında birinci sırada.
Tatlı olarak bizim çok beğenerek yediğimiz Gırbaç tatlısı, geceye damgasını vurdu diyebilirim. Nor peyniri (tadı lor peynirine benziyor) ve pekmez üzerine muz, kivi ve ceviz ile servis yapılıyor.
İkinci akşam, Beylerbeyi’nde bulunan Bellapais Manstrırına akşam üzeri çıkmıştık. Hemen yanındaki Kybele Restaurant’ta atıştırmalık olarak seçtiğimiz kuşkonmaz çok lezzetliydi. Sunum ve fiyatlar çok uygun ve akşam serinliğinde Girne manzarası da harika.
Girne merkezde, sahile inen yolun sağ köşesinde kalıyor Akpınar Pastanesi. Yemek servisi de var ancak bizim en çok sevdiğimiz ev yapımı reçelleri. Ceviz macunu, patlıcan macunu en favori olanları bizim için. Küçük boy kavanozlarda satıyorlar paketlemede yapıyorlar, biz hediyelik olarak almıştık bavulda sorunsuz geldiler.