Nihal'in Sofrası

1 yorum
Hani bazen içinize çektiğiniz bir koku, damağınızda ki bir lezzet, iz bırakır ya hafızalarda...

Yeniden o tadı damağınızda hissettiğinizde yada kokuyu içinize çektiğinizde, işte o an başlar zamanda yolculuğunuz.

Bu tatlardan birine “Nihal’in Sofrası”ında rastlıyorum. Mardin’e özel damağımda Ansonlu Çörek tadı, cebimde hoş sohbetlerle eve dönerken tarifini de almayı unutmuyorum.

Anasonlu Çörek

-1Kaşık terayağı,

-1Tatlı kaşığı yenibahar

-1Yemek kaşığı tarçın

-2 yemek kaşığı anason

-1Su bardağı süt

-1Su bardağı toz şeker

-1Su bardağı  ( 1/4 su, 3/4  sıvıyağ )

-1Paket kabartmatozu

-700gr un

Yapılışı

Malzemelerin hepsi birden tepsiye alınıp yoğurulur, hamurun kulak memesi kıvamında olması önemli Daha sonra saç örgüsü gibi yapılıp iki uç birleştirilir.  Tepsiye dizip üstüne yumurta sarısı sürüldükten sonra 180 derecelik fırında pişirilir. (yaklaşık 30 adet çıkıyor)

Afiyet olsun.

Devamını Oku »

BAOBAB

0 yorum
Baobab ağacının Dünya'da yaşayan en eski bitki türlerinden biri olduğuna inanılıyor

Çok uzun ömürlü bir ağaç olduğu için sizin ektiğiniz fidelerin ağaç nitelemesini kazanabilmesi, ne yazık ki bir ömrün sınırları içinde mümkün olmayacaktır. Hatta kimi kaynaklara göre miras bıraktığımız çocuklarımız da onun ağacına değil fidanlarına bakacaklar, belki torunlarımız bir Baobab ağacına sahip olacaktır. 

Baobab ağacının bir diğer etkileyici yönü, ağacın her bir parçasından birşeyler üretiliyor olmasıdır. 

Kabuğundan ve yapraklarından "adasonina" adı verilen ateş düşürücü madde elde ediliyor. Tohumundan, kozmetik ürünleri, banyo yağları ve losyonlarda kullanılmak üzere yağ elde ediliyor. Ağacın kabuğu kağıt, kumaş ve ip yapmak için, kullanılıyor. Meyvesinde B, C vitamini ve protein vardır.

Bir çok kaynakta Baobab ağacı sanki ters büyüyor görünümlü olarak tanımlanmaktadır. Bunun sebebi de ağacın tepesinde büyüyen çarpık dalların genellikle ağacın köklerine benzetiliyor olmasıdır.






Devamını Oku »

ALBATROS

0 yorum
Albatroslar açık deniz kuşları olup suda uyur ve beslenirler. Ancak yumurtlamak ve kuluçkaya yatmak için karaya çıkarlar.

Hayatlarının çoğunu açık denizlerde saatlerce avlanmakla geçirebilen Albatroslar, uzun müddet kanat çırpmadan süzülerek uçabilirler. Kanatlarını oluşturan kemiklerin yapısında, uzun süre açık tutmalarını sağlayan bir çeşit kanat sistemi vardır. Bu sistem sayesinde aylarca en az düzeyde enerji kullanarak hiç dinlenmeden uçabilirler. Ayrıca uçarken uyuyabilme özellikleri de vardır.

Dişi Albatros senede bir tek beyaz yumurta yumurtlar. Yumurtalara olan düşkünlük Albatros kuşlarında hayli dikkat çekicidir. Çünkü Albatroslar, özenle hazırlanan yuva içerisinde yumurtaların üzerinde hiç kımıldamadan yaklaşık 50 gün boyunca durabililer.

Ancak yavrulara karşı gösterilen özen sadece yumurtaların korunması ve bakımı ile sınırlı kalmaz. Nitekim Albatroslar çoğu zaman yalnızca yavrularına yiyecek bulabilmek için gerekirse bir seferde 1,5 kilometreden fazla yol katedebilirler.




Devamını Oku »

25 Aralık 1921

0 yorum
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin, Bakanlar Kurulu Başkanı ve Milli Savunma Bakanı Fevzi Çakmak meclis başkanlığına bir önerge sundu: 

“Antep livası merkezi olan Antep Kasabasının namı “Gaziantep”’e tahvil olunması.”

Bu kanun teklifi, T.B.M.M’nin 6 Şubat 1921 günlü 147’inci toplantısında oy birliği ile ve alkışlarla kabul edildi, 8 Şubat 1921 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girdi. 
20 Ekim 1921’de Ankara İtilafnamesi ile Fransızlar Antep’i terk etmeyi resmen kabul etmişlerdir. 25 Aralık 1921’de Ankara’ya bağlı kuvvetler Antep’e girmişlerdir. Her yıl 25 Aralık Antep’in kurtuluş günü olarak kutlanmaktadır.

25 Aralık 1937’de Gaziantep’in 16. kurtuluş yıldönümü dolayısıyla Ankara Halkevi’nde düzenlenen toplantıya katılmış, Gaziantepliler’e de bir telgraf çekmişti. Bu telgrafta:

"Eğer bir gün millet, vatan ve Cumhuriyetin yüksek çıkarları gerekirse, o çevre kahramanlarının geçmişte olduğundan daha yüksek kahramanlıklar göstermeye hazır olduklarına şüphem olmadığı bilinmelidir"
Gazi Mustafa Kemal Atatürk

Gaziantep hakkında ayrıntılı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz

Devamını Oku »

"Altın Şehir" namı diğer "Masal Şehri"

0 yorum
Siz ne dersiniz bilemem ama Prag benim için adeta "Canlı Müze"...

Sokaklarında gezerken her yerde tarihin izlerini görebilirsiniz. ilk günkü haliyle korunmuş, kollanmış. Tarihi dokunun her santimetre karesini bilmek istiyor insan. Şehre vardığınızda Prague Post almayı ihmal etmeyin, Müze ve sanat galerileri, konserler, restaurant adres ve telefonları, 

Prag hakkında öğrenmek istediğiniz A'dan Z'ye herşey bu dergide, gerisi size kalmış... 


Nisan ve Mayıs ayı boyunca "Prazske jaro-Prag'da Bahar" eğlenceleri ve Uluslararası Prag Kitap Fuarı ve Eylül ayında Mozart festivali düzenleniyor. Prag'da kukla tiyatrosu oldukca popüler. 


Petrin Kulesi

Petrin Kulesi çok fazla tur programlarında adı geçmeyen bir yer. Füniküler ile bir tepeye çıkıyorsunuz. Orada karşınıza küçük bir Eiffel Kulesi çıkıyor. Burası Prag’ın en yüksek noktası ve inanılmaz bir şehir manzarası var… Kuleden indikten sonra da harika bir ormanın içinden yürüyerek şehre inebilirsiniz.

Kuleye çıkışta asansör seçeneği var isteyen yürüyerek de çıkabiliyor. 

Old Town Hall Tower & Astronomical Clock (Astronomik Saat Kulesi)

Şehrin eski meydanında ( Old Town city hall) bulunan saat kulesi, dünyadaki en eski üçüncü astronomik saat olma özelliğine sahip. 1410 yılında kurulan bu saat her saat başı izleyenleri büyüleyen, renkli gösterilere sahne olur.


Çevresinde ki kafelerde oturup kuleyi dıştan seyredebildiğiniz gibi saat kulesinin tepesine çıkıp manzaranın tadını da çıkarabilirsiniz.

Saat mekanizması üç ana bileşenden oluşuyor. Astronomik kadran, (Güneş, ay ve gökyüzünde çeşitli astronomik ayrıntıların gösterildiği kadran), “Havariler yürüyüşü” figürleri ile saat başı gösteri, takvim kadranı ve saat kadranı. 


Karluv Köprüsü
 (Charles) 


Vltava nehri üzerine kurulmuş, 13. yy yapımı olan bu köprü; özellikle ilkbahar ve yaz aylarında turistlerin ve yöre halkının en çok gittiği yerlerden biridir. Güneşli günlerde köprü hediyelik eşya satanlar, kukla tiyatroları, müzisyenler, ressamlar ve sanatçılarla ziyaretçilere pekçok seçenekleri sunmaktadır.

Kral IV. Karluv (Charles'in) köprüsünün yapımı 1357-1400 yılları arasında tamamlanmıştır. 516 m uzunluğunda, 10 m genişliğindeki köprü, günümüzde yaya trafiğine açıktır ve şehrin turistler tarafından en çok ilgi gören yeridir. Yapıldığı dönemde köprü kalesi olarak da kullanılan yapının iki ucunda birer kule yer alır. Köprünün üstünde 30 tane heykel vardır. Aziz John Nepomuk heykeli en ünlü olanıdır.

Günümüzde köprü üzerinde bulunan heykelleri çoğu kopyadır çünkü şehrin geçen yıllar zarfında yaşadığı kötü hava şartları heykellere oldukça büyük zararlar vermiştir. 

Mucha Müzesi 


Alfonse Mucha 'nin hayatına ve çalışmalarına adanmış müze. Mucha Vakfı tarafından Mucha'nın litografları, tabloları, çizimleri, heykelleri, fotografları, şahsi eşyaları sergilenmektedir. Giriş ücreti: 120Kc. 



Stranova Sinagogu
 

Parizska ve Cervena caddelerinin kesiştiği noktada bulunan Stranova Sinagogu bugünkü Yahudi Müzesinin bir parçasıdır. Prag'daki erken Gotik mimari özelliklerini tasiyan en eski yapıdır.

Zidovska radnice
 

Hemen yanında bulunan Zidovska Radnice karakteristik kulesi ve bunun üzerinde bulunan ibranice dilindeki saatiyle dikkat çekmektedir. 16.yy sonlarında yapılmış¸ olan bina daha sonraları Yahudi bölgesi belediye başkanı olan Mordechai Maiselin topladığı yardımlarla 1763 yılında tamir edilmiş ve bugünkü stilini elde etmistir.



Zizkov Anıtı
 

Buradaki at heykeli, dünya üzerindeki en büyük at heykeli olma özelliğini taşir. Heykeli bulundugu bölge genellikle Zizkov adıyla anılsa da gercek adı Vitkov'dur. Prag civarındaki en iyi manzaranın bu bölgede olduğu söylenebilir.



Saint Nicholas Kilisesi
 

Bu kilise 1673 yılında Barok sitilinde inşa edilmiş. Kilise içinde Barok sanatının en güzel örneklerini barındırır. Saint Nicholas (Noel Baba) yolcuların, kadınların ve çocukların koruyucusu idi. Bugün de Çek Cumhuriyeti'nde büyük bir azizdir.

Saint James Kilisesi
 

Bu kiliseyi fark etmeden geçebilirsiniz ancak iç mekan itibariyle Prag'daki en güzel kiliselerden biri. Kırmızı, yeşil ve siyah mermerler, melekler, ağaç oymalar ve resimler.... Bina eşsiz bir akustiğe sahip. 



Narodni Müzeum ( Ulusal Müze)
 

Salı hariç her gün 9-17 arası ziyaret edilen bu müzeyi salı günleri 16'ya kadar gezebilirsiniz. Giriş katında genelde sergiler yer almaktadır. Geçmişten günümüze dünya tarihini gözler önüne seren sergiler, dünyanın tüm bölgelerinden toplanmış minerallerle ile ilgili sergiler oluyor. İkinci katında paleontolojik sergilerin yanısıra, bir balina iskeletinin de bulundugu sergi yer almaktadır. 



Museum Antonia Dvoraka ( Antonin Dvorak Müzesi)
 

Pazartesi hariç her gün 10-17 arası hizmet vermektedir. Villa Amerika adıyla da bilinen, Barok Michna yazlık evi içinde yer alır. Ünlü besteci Antonin Dvorak'in hayatı ve yarattığı eserlere adanmıştır. 



Hradancy Namesti (Hradancy Meydanı)

Meydanın tam ortasında Meryem Ana ve Bohemya'nin 8 azizin heykeli bulunmaktadır. 



Televiznivysilac Praha (TV Kulesi ) 

100 metre uzunluğundaki kule, Prag'ın her yerinden görülebiliyor. 1970 yılında inşaa edilen ve modern mimarinin örneği olan bina, batıdan gelen TV sinyallerini bozmak amacıyla yapılmış. Kulede bir de restoran bulunuyor.



John Lennon Duvarı 

Beatles'in efsanevi üyesi John Lennon 1980 yılında vurulduğunda, gençler bu duvarı renkli ve sanatsal boyamalarla, şiirlerle anıtlaştırdılar. John Lennon bir barış sembolü ve sisteme karşı savaşan bir kişiydi. Polis, bu projeyi durdurmak istedi ancak sonuçta barış ve sevgi kazandı.



Müzik Dinlentisi 


Prag'a gidipte konserlere gitmeden olmaz. Klasik müziğin en güzel örneklerinden, jazz ve rock'a kadar pek çok seçeneği ile konser salonları sizleri bekliyor, Özellikle astronomik saatin bulundugu meydanda, öğle saatlerinden sonra eski kostümler içerisindeki gençler bilet satışına başlıyorlar.

Karlovy Vary
Karlovy Vary mükemmel bir doğası, pasta evler gibi görünen harika mimarisi, ucuz alışveriş yapma imkanları ile dolu, her adım başı şifalı suların fışkırdığı, içinden nehir geçen küçük bir termal kasaba… Burayı görmediyseniz, Prag’ı görmüş sayılmazsınız denildiğini duymuştum.. Haklılarmış.. Turlar genellikle kişi başı 50 euro civarında ücret alıyorlar buraya götürmek için.. Kaldığınız otelden tur programı sorabilirsiniz. Kristal alışverişi için ideal.





Meraklısına not: Prag'ı bir başka gezimde anlattığım yazıma buradan uşlaşabilirsiniz.







Devamını Oku »

Mustafa Kemal Atatürk'ün Okulunda, O'nun Sınıfındayım

0 yorum
Mustafa Kemal Atatürk'ün Sınıfında sıra arkadaşları ile oturup, kara tahtada ders dinlemek ister misiniz? 


Şimdinin Harbiye Askeri Müzesi, eskilerin Mekteb-i Harbiye adıyla andığı Mustafa Kemal Atatürk'ün Harb Okulunu okuduğu okul bugün müze olarak gezilebiliyor.

1848 yılında Osmanlı padişahı I. Abdülmecid'in  fermanı ile kurmay subay yetiştirmek amacıyla, kurulan Mekteb-i Harbiye  1921 yılına kadar eğitim vermeye devam etti.
Günümüzde müze olarak gezilen binada;  Atıcı ve kesici silahlardan ateşli silahlara; Fatih ve Yavuz Köşesinden Atatürk Dersanesine; Çanakkale ve Kurtuluş Savaşı salonundan Somali-Bosna-Kosava- İç güvenlik Salonuna  kadar her biri birbirinden değerli  28 ayrı sergi salonu bulunuyor.

Şimdi sınıftayız

Müzede en çok gezilen yer, Mekteb-i Harbiye ( Harb Okulu ) olarak kullanıldığı yıllarda Mustafa Kemal ve arkadaşlarının okuduğu derslik.  Sınıf, kara tahtasından sıralarına, perdelerden pirinç sobaya kadar  aynen korunduğu için ilgi çekiyor. Kendinizi  bir anda 1899 - 1902 yılları arasında Mustafa Kemal Atatürk'ün yanında ders dinlerken buluyorsunuz.




Halka Açık Mehter Konserleri

500 kişilik modern Atatürk salonunda müzenin açık olduğu günlerde (Pazartesi-Salı dışında) her gün 15.00 ila 16.00 saatleri arasında Mehterin tarihçesini anlatan İngilizce ve Türkçe multivizyon ile 20’şer dakikalık iki seans halinde verilen konser çok ilgi çekiyor. 

Ziyaret Gün ve Saatleri: 
Dini bayramların birinci günü, yeni yılın ilk günü ile Pazartesi ve Salı günleri dışında her gün 09:00-17:00 saatleri arasında ziyarete açıktır. Saat 15:00-16:00 mehter takımı gösterisi vardır.
İletişim ; Askeri Müze ve Kültür Sitesi Komutanlığı, Valikonağı Caddesi Harbiye Şişli İstanbul

Telefon: 0212 233 27 20 ( 4 Hat )






Devamını Oku »

Şişli'deki Atatürk'ün Evi

0 yorum
ŞİŞLİ'de bulunan  ATATÜRK'ün Evi Müze olarak geziliyor


Şişli de yürürken yüksek apartmanların arasında sıkışıp kalmış bu tarihi binayı görmemek mümkün mü?

Mustafa Kemal Paşa, Aralık 1918-16 Mayıs 1919 tarihleri arasında kaldığı bu evde asker ve sivil arkadaşlarıyla birlikte vatanın kurtuluş planlarını hazırlamış.

Çalışma arkadaşları arasında, İsmet (İnönü) Paşa, Ali Fuat (Cebesoy)Paşa, Kazım (Karabekir) Paşa ve Rauf Orbay gibi önemli isimler vardı.

Pazartesi hariç hergün gezebileceğiniz bu tarihi binada Mustafa Kemal Atatürk'e ait eşyalar sergileniyor.

10 Kasım'da ziyaret etme şansınız varsa orada yapılan törene eşlik ediyorsunuz. Yanınızda çiçek götürmeyi ihmal etmeyin.

Ev ile ilgili tarihi ayrıntıları buradan okuyabilirsiniz

Adres: Adresi: Halaskargazi Cad. No: 140 Şişli/ İSTANBUL

Telefon: 0212 233 47 23

Devamını Oku »

23 Aralık 1930

0 yorum
DEMOKRASİ VE LAİKLİK ŞEHİDİ 23/ARALIK/1930 Şehit Asteğmen Mustafa Fehmi Kubilay'ı saygı ile anıyoruz...

Menemen'de ahiren vukua gelen irtica teşebbüsü esnasında Zabit Vekili Kubilay Bey'in vazife ifa ederken duçar olduğu akıbetten Cumhuriyet ordusunu taziyet ederim.

Kubilay Bey'in şehadetinde mürtecilerin gösterdiği vahşet karşısında Menemen'deki ahaliden bazılarının alkışla tavripkâr bulunmaları, bütün cumhuriyetçi ve vatanperverler için utanılacak bir hâdisedir.

Vatanı müdafaa için yetiştirilen; dahilî her politika ve ihtilâfın haricinde ve fevkinde muhterem bir vaziyette bulunan Türk zabitinin mürteciler karşısındaki yüksek vazifesi vatandaşlar tarafından yalnız hürmetle karşılandığına şüphe yoktur.

Menemen'de ahaliden bazılarının hataları bütün milleti müteellim etmiştir. İstilânın acılığını tatmış bir muhitte genç ve kahraman Zabit Vekilinin uğradığı tecavüzü milletin bizzat cumhuriyete karşı bir suikast telâkki ettiği ve mütecasirlerle, müşevvikleri, ona göre takip edeceği muhakkaktır.

Hepimizin dikkatimiz bu meseledeki vazifelerimizin icabatını hassasiyetle ve hakkile yerine getirmeğe matuftur.

Büyük ordunun kahraman genç zabiti ve Cumhuriyetin mefkûreci muallim heyetinin kıymetli uzvu Kubilay Bey, temiz kanı ile cumhuriyet hayatiyetini tazelemiş ve kuvvetlendirmiş olacaktır.

Reisicumhur
Gazi Mustafa Kemal
28.12.1930

Devamını Oku »

Ural Ataman Klasik Otomobil Müzesi

0 yorum
Her erkek çocuğunun hayalidir oyuncak arabalar, biraz büyüdüğünde de hayallerin yerini alır gerçek arabalar...


Gelin bu hafta sonu hayallerinizi ve çocuklarınızı yanınıza alarak  Ural Ataman Klasik Arabalar Müzesini ziyaret edelim.

Yılların eskitemediği arabalar, herbiri birbirinden efsane, birbirinden güzel,  zamana karşı yarışan arabalar bunlar. 60 tan fazla araba sergileniyor. Eski arabalar demek istemiyorum, öyle bakımlılar ki anahtarı çevirsen hemen şimdi trafikte bir tur atabilirsin...

Arabaların arasında gezinirken 1939 Model Mercedes Benz, 1960 Model Rolls Royce, 1947 Model Ford V8 İtfaye arabası, 1926 Model Fort yada 1947 model Harley Davidson'a rastlamak mümkün. Her biri birbirinden güzel, bakımlı ama bir o kadar da tarihi.

Sadece Cumartesileri halka açık olan müze hafta içi okullar ve toplu rezervasyonlar için randevulu açılıyor.


Keyifli geziler

Müze iletişim 0212.299.45.39
http://www.atamanmuseum.com


Devamını Oku »

Venedik Karnavalı keki

0 yorum
 2012 Şubatında Kızkardeşim ile kostüm ve peruk kiralayarak Venedik karnavalına gittik.....herşeyi önceden uygun fiyatlı olması için iyice araştırdık. Otel uçak ve orada katılacağımız küçük organizasyonları internetten satın aldık.Otel (2 gece 3 gün)uçak (gidiş dönüş) feribot (gidiş dönüş)ve gün içindeki 2 mini tur olan bu organizasyon kostümler hariç kişi başı 1750 tl ye geldi.Turla gitseydik eğer bunun iki katı para ödeyecektik....

İlk gün saat 14:00 da operanın önünde grubumuz ve rehberimiz ile buluştuk, Kostüm şartı vardı ve herkes tepeden tırnağa venedikli gibi giyinmişti.... birsürü fotoğraflar çektik sanki o yüzyılda yaşıyorduk ...ambians çok güzeldi.... iki saatlik yürüyüş ile gezindiğimiz venedik sokaklarını tanıdık, kumar sanat,ticaret ve eğlence hikayelerini dinledik...sonunda bir pastahanede bize ayrılan köşede Venedik karnaval keklerimizi sıcak çikolata eşliğinde bir güzel yedik.....Akşam üstü San Marco meydanında diğer bir etkinliğimiz olan tarihi bir pastanede otantik karnaval müzikleri eşliğinde karnaval keki ve sıcak çikolata.....hala kokusu burnumda.... bu arada biz keklerimizi yerken 17.yy klasik müzik durdu aniden veee kapılardan 4 dansöz çıktı, İbrahim Tatlısesin Tabii Tabii (aşağıda sözlerini paylaşıyorum:)şarkısı eşliğinde dans ettiler....biz şoktayız ve hemen kameramıza saldırdık ve kameramıza görüntüledik, çünkü hiç kimse bize inanmazdı. Sonradan şöyle bir yorum yaptık; o yıllarda Osmanlı Venedik ticareti çok meşhurdu heralde eğlenceler için ortak kültürden herkes oluyordu!!!! (St.Marco kilisesinin duvarında Osmanlı Venedik ticaretini anlatan fresk var)

Şimdi gelelim meşhuuuur buram buram heryerde kokan Venedik Karnaval keki tarifine......
Küçük bir tencereye 1 su bardak suyu ve 125 gram margarini koyarak kaynatın. Daha sonra 1 su bardağı unu ekleyerek iyice karıştırın. 2-3 dakika karışımı sürekli karıştırarakpişirin. Ocağı kapatarak 10-15 dakika hamurun soğumasını bekleyin.Hamur biraz dinlendikten sonra 3 adet yumurtayı teker teker hamura yedirin Yumurtaları hamura iyice yedirdikten sonra hamuru 10 dakika dinlendirin.Yapışkan bir hamur elde etmiş olduk. Hamurun içine az tarçın ve bir çaybardağı kuru üzümüde ekledikten sonra , hamurun kabarması için iyice karıştırın. Yağlanmış tepsiye, kaşık yardımı ile hamurdan ceviz büyüklüğünde parçalar alarak aralarında 2-3 cm boşluk bulunmasına dikkat ederek yerleştirin.Daha önceden 180 derecede ısıttığımız fırında üzeri kızarana kadar yaklaşık 40 dakika pişirin. Pişen hamurlarını içine krema ile doldurun. Ben 2,5 bardak süte 3 yemek kaşığı mısır nişastası 1,5 çay bardağı şeker, 1adet yumurta 1 paket vanilya ve Migrosun bu aralar çok kullandığım labne yerine geçen peynir kremasını katıyorum haaa bide rom katıyorum azıcık.....üzerine pudra şekeri serpin....yanındada sıcak çikolata iyi olur derim:)
Afiyet olsun

Seyyar Gurme 

Not: şarkının sözleri

Yanıyorum söndürelim mi
Tabi tabi
Çıktı ateşim indirelim mi
Tabi tabi
Bak bu sözlerin lafta kalırsa senin o tabini tabini yerim

Bulmadı kalbim dengine dengi
Belki sende bulur gel yakına
Eskide kalmış köle efendi
Kölelerde aldatır sen sakın ha

Devamını Oku »

Yaşam Kitabı / Alışkanlıklar

0 yorum
Geçmişten kurtuluş olmadıkça özgürlük olamaz, çünkü zihin hiçbir zaman yeni, taze ve masum değildir.


Yalnızca taze, masum zihin özgürdür. Özgürlüğün yaş ile deneyim ile ilgisi yoktur. Ve bana öyle geliyor ki özgürlüğün ruhu, bilinç ve bilinç dışındaki alışkanlık düzenini anlamakta yatıyor. Alışkanlığı sona erdirmekten değil, alışkanlığın yapısını anlamaktan söz ediyorum. Alışkanlıkların nasıl doğduğunu, birisini reddederken veya ona direnç gösterirken nasıl diğerinin ortaya çıktığını
izlememiz gerekiyor. Önemli olan alışkanlıkların tümüyle bilincinde olmak; işte o zaman artık alışkanlık oluşmadığını göreceksiniz. Alışkanlığa direnç göstermek, onunla boğuşmak, onu reddetmek onu yalnızca yaşatır. Belirli bir alışkanlıkla savaşırsanız onu güçlendirirsiniz, bu da ayrı bir alışkanlık haline gelir. Ama alışkanlığa direnmeden basit bir şekilde onun yapısının farkında olursanız ondan kurtulduğunuzu görürsünüz ve bu özgürlükte yeni bir şey oluşur.

Yalnızca durgun ve uyuşuk bir zihin alışkanlık yaratır ve ona yapışır. Her an dikkatli olan bir zihin, ne söylediğine, ellerinin, düşüncelerinin, hislerinin devinimine dikkat eden bir zihin, alışkanlıkların artık oluşmadığını keşfeder. Bunu anlamak çok önemlidir, çünkü zihin bir alışkanlıktan vazgeçerken bu süreç içinde bir diğerine geçiyorsa hiçbir zaman özgür olamaz ve yalnızca özgür bir zihin kendi ötesinde bir şeyleri algılayabilir.

Krishnamurti (Yaşam Kitabı - Alışkanlıklar)

Devamını Oku »