Rusya'dan İstanbul'a gelen notaların büyüsü

Piyano Öğretmeni Liza Karakoç ile yaşam, anne olmak, çocuklar ve müzik dolu bir söyleşi



1) Bize kendinizden bahseder misiniz?

Rusya’nın Güney Ural bölgesinde doğdum. Küçük bir şehirde büyümeme rağmen istediğim ve sevdiğim alanlar da maksimum eğitim alma şansım oldu. 4 yaşım’dan 6 yaşıma kadar bale çalıştım, ayrıca basket, satranç ve buz pateni yaptım. Bunlardan bazıları, bütün yaşamım boyunca sürdürdüğüm hobilerimdir.


2) Piyanoya kaç yaşında başladınız?

7 yaşım’ dan başlayarak ,7 yıl müzik okulu, 4 yıl profesyonel müzik kolleji, sonra 5 yıl pedagoji Üniversitesinde müzik bölümünü bitirdim. 14 yaşımda kollej’de okurken pedagoji pratiği yapmaya başladım.


3) Kaç yıldır Türkiye'desiniz?

10 yıldır Türkiye de yaşıyorum. Eşim opera sanatçısı ve Türk Halk müziği yorumcusu. 7 yaşında bir oğlumuz var.

4) Doğduğunuz yerde belli bir kültür ile beslenerek büyüdünüz, şimdi Türkiye'de başka bir zengin kültürde mesleğinize devam ediyorsunuz. Bu size bakış açısı zenginliği kazandırdı mı?

Rusya her yönden değişik bir ülke. Bizdeki iklimin yelpazesi çok geniştir: kışın – 40’a kadar düşebilir, yazın ise + 40’a kadar çıkabilir. Geleneksel kültürü çok zengindir çünkü bir çok farklı halkın dini, mentalitesi ve yaşam tarzı ile yoğrulmuştur. Böylesine yoğun bir kültürden iyi şeyler almak ve yapmak isteyen bir insan çok şey bulabilir. Farklı dinlerden komşularımızla, her zaman birbirimize saygı göstererek yaşadık. Ayrıca ben şuna inanıyorum ki hangi din olursa olsun iyi insan dinde iyi şeyleri görür, kötü insan da dini çıkarları için kullanır.

Türkiye ilk geldiğim de, piyano dersi vermekten ürktüm çünkü başka gelenek, dil, kültür ve yaşam tarzı, öğretmeyi zorlaştıracak diye düşündüm. Bir süre sonra anladım ki çocuklar bütün dünya da aynı.

Türkiye ikinci vatanım olduğu için zengin kültürünü anlamak istedim. Ve tanıdıkça insanlarınızın sıcak, samimi ve yetenekli olduğunu gördüm ve piyano öğretmenliği yapmaya karar verdim.

5) Anne olmanın sanatınıza nasıl bir yansıması oldu? Oğlunuz Ediz Doğan henüz 7 yaşında ama çocuğunuzdan birşeyler öğreniyor musunuz?

Oğlum doğduktan sonra hayata bakış açım değişti, hayatım daha renkli oldu, ben daha hassas oldum. Onunla birlikte geçirdiğim her andan mutluluk duydum.

Zaman çok hızlı geçiyor, çocuklar hızla büyüyorlar hayatın her anından keyif almak, tadına varmak gerekiyor.

Çocuklar çok doğallar ve bizler büyüdükçe doğallığı yitiriyoruz. Oğlumdan doğallığı kaybetmemeyi öğrendim.

6) Çocuklara ve yetişkinlere piyano dersleri veriyor ve onlarla konserler düzenliyorsunuz. Bu konserlerden sonuncusunda çocuğunuzun da sizinle birlikte sahneye çıkması sizi nasıl etkiledi? Neler hissettiniz?

Her konser de çocuklar sahneye çıkarken her biri için ayrı ayrı heyecanlanırım ve korkarım ama bu kez kendi oğlumla sahneye çıkarken daha fazla korktum, heyacanlandım. Birlikte piyanonun başına oturup tuşlara basmaya başladığımızda bütün korkularım geçti ve keyif aldım, gururlandım.

7) Piyanoya başlamak için hangi yaşlar daha uygundur?

Çocuğun yapısına bağlı olarak genellikle 5-6 yaşında piyano derslerine başlamak uygundur denenebilir. Ben oğlum 4 yaşındayken denemelere başladım, çünkü müziğe olan merakını ve ilgisini farkettim. Ama benim için çocuğumun yetineğinden çok çalışkan olması daha önemli. İnşallah öyle olur. Çocuğuma bu yaşlarda bir çok şey denettirmek istiyorum, umarım bir ya da bir kaç tanesi hayat boyunca yaşamında kalır.

8) Çocukların piyano çalmaya başlaması için yetenekleri mutlaka olmalı mı? İstemeleri yeterli midir?
Bence piyanoyu iyi çalabilmek için yetenek önemli değil. Sevmek, sabırla çalışmak ve en önemlisi de devamlılığı korumak. Bu konu da önlü Rus besteci ve piyano öğretmeni Dmitriy Kabalevski’ nin bir sözünü paylaşmak isterim. Oğluna Kabalevski’ den piyano dersi aldırmak isteyen bir baba, yeteneği olup olmadığını sorar. Kabalevski ise "matematik dersi aldırmak istediğinizde aynı soruyu soruyor musunuz?" der.

Tabiki bütün bunlar küçük yaştaki çocuğun algılayabilcekleri şeyler değil. İşte bu aşamada anne-babalara büyük sorumluluk düşüyor. Öncelikle çocuğun istek ve çalışmasına önemsemek ve bunu ona hissettirmek çok önemli. İkincisi ise, genellikle hobi olarak düşünüldüğü için işin organize yanını önemsemiyor anne-babalar. Mesala, okullar Eylül’de başlamasına rağmen Kasım’dan önce başlanamıyor piyano derslerine. Bu durumda Haziran’da başlayan uzun yaz tatiline kadar ki bu süreçten, nasıl verim alınabilir?

9) Piyano eğitiminin çocuk üzerinde ki etkisi neler olabilir?

Müzik de tıpkı Matematik ya da satranç gibi yüksek beyin fonksiyonları gerektiren bir uğraş. Piyano ise özellikle beyin ve beden arasındaki bağlantıyı kurması bakımından çok önemli bir müzik aletidir.

Dünyada bir çok bilim insanının yaptığı araştırmalar deneyler var bunların sonucu gösteriyor ki; Piyano, beynin notaları algılaması, parmakların tuşlarda gezinmesi ve ayağın pedala basması için emir vermesiyle bir koordinasyon oluşturur. Bu da beyindeki birden fazla bölümün çalışmasını sağlar; çok yönlü düşünceyi geliştirir, görsel dünyayı alglayabilmelerini sağlar, beynin her iki bölümünü de çalıştırır.

Bilim insanları;Çocukların fen ve matematik dallarında başarılı olduklarını ve en önemlisi piyano çalışmanın IQ (zeka katsayısı) ve psikoloji üzerindeki olumlu etkilerini deneylerle kanıtlamışlardır.

10) Bazı çocuklar piyano dersi alır, kimi 3 yıl sonra, kimi 6 yıl sonra bırakır. Profesyonel olarak piyanoya devam etsin etmesin çocukların müzikle ve piyanoyla tanışmalarının onlara hayat boyu sağlayacağı faydalar nelerdir?

Çocuklara piyano dersleri hobi amaçlı aldırılsa bile, en azından kaliteli yaşama geçişte bir alışkanlık olabilmesi sağlanmalıdır. En önemlisi de ilerde hangi işi severek yaparsa yapsın sistemli ve disiplinli olmayı müzik derslerinden düşündüğünüzden daha çok öğrenme şansı vardır.

Bence her çocuk müzik, dans, bir tane grup sporu ve satranç dersleri almalıdır.

Müzik eğitimi beyini yoğurup şekillendirirken daha zeki, daha duyarlı ve daha sosyal bir neslin de tohumlarını atıyor. O yüzden çocuğunuz bir kaç yıl sonra piyano dersleri bırakmış bile olsa kesinlikle çok faydalı olacaktır.

Bütün bunların sonunda. Yıl da en az 2 resital olması gerektiğini düşünüyorum. Sahnede olmak çocukların öz güvenlerini geliştiriyor. Resitale çıkıp 1 parmakla 2 nota çalsa bile sahneye çıkmanın müthiş heycanını yaşamak çok güzel birşey!

Siz de denemek ister misiniz?







0 yorum :