İNAT

Anahtar kelime; "Sabırlı olmak"

Çocuklar da 2,5 yaş, gelişimin en büyük kriz dönemlerinden biri olarak kabul ediliyor. Bu zorlu dönemde çocuklar dengesiz, olumsuz, kararsız ve isyankardır. Büyüklerin sözlerini dinlemez, hatta tersini yaparlar, eylemleri kısıtlandığında öfkelenirler. Aslında bu dönem her çocukta görülebilen doğal bir geçiş evresidir. Biz anne- babalar bu değişimleri kötü huyluluk olarak yorumlamaz ve sabırlı olabilirsek, çocuklarımızın olgunlaştıkça, davranışlarının olumlu yönde değiştiğini gözlemleme şansımız olur.
 "Sabırlı olmak" anahtar kelime. Herkes, her an sakin olup, sabrını koruyamıyor malesef. Büyük oğlumun  2.5 yaş döneminden son hatırladığım sahne;  Bitez sahilinde gece yürürken, yani biz yürümeye çalışıyoruz, oğlum yüz üstü yere yatmış ayaklarını çırpıyor, ellerini kurbağlama yüzüyor gibi yapıyor. Biz yerden kaldırmaya çalıştıkça "Hayır ben yürümicem, yüzücem" diyor. İnsanlar çocuğun üstüne basmamak için adeta sek sek oynuyorlar, yolda yürüyen köpekler yerde yatan oğlumu kokluyor.  Ben ağlamaklı artık dayanamacağım, kaç dakika orada inatlaştığımızı hatırlamıyorum ama bana çok uzun gelmişti. Sonunda  eşim ve ben elele tutuştuk "Biz gidiyoruz, bizim aramıza girip elimizden tutma sakın" dedik. Bir iki adım attık ama benim içim içimi yiyor, gerçekten peşimizden gelecek mi? yoksa yerde mi kalacaktı?  Biz yavaş adım ilerliyoruz, arkamızdan koşarak gelip ellerimizi ayırdı ve ortamıza geldi. Artık üçümüz elele yolda yürüyorduk. Anlatırken sanki hemen olayı kontrol altına almışız gibi gözükmesin aslında bayağı bir dil döktük. Hatta ablam ve eniştem de bizimleydi onlarda ayrı ayrı dil döktü ama bizim ki inadına sadıktı.  Arabaya vardığımızda üstünü değiştirdim, ellerini ve yüzünü ıslak mendillerle temizledim. Eve gittiğimizde yıkanmayı neyse ki reddetmedi.   

İkinci oğlumun inat dönemi daha uzun sürdü. 2,5 yaşta  başlayan inat 3,5 ve hatta 4 yaşına kadar azalan oranlarda devam etti. Her söylenene itiraz ediyordu. Cevap hep "Hayır ,Olmaz, Asla" oluyordu. Olumsuz cevap sayısından inadın gücünü görüyordum. İkna etmesi çok zordu. Bazen ben vaz geçtim, bazen o vazgeçti. Bir gün  parkta oyun oynadık eve geldik, banyo yapsın istiyorum güzellikle ikna edeceğim aklım sıra ... "Seni yıkayayım temiz sularla, pırıl pırıl parla" dedim. Cevap hemen geldi "Hayır ben temiz olmak istemiyorum, beni pis suyla yıka". "Tamam pis suyla yıkacağım" dediğimde de "Hayır pis suyla yıkanmayacağım" diyordu.   Bir başka gün yemek yedirmeye çalışıyorum, "Yemeğini ye, seni çok güzel bir yere götüreceğim" dedim. Ağlamaya başladı "Beni güzel bir yere götürme, kötü bir yere götür."  Mutfaktan fırlayıp babasının yanına gitti ağlamaklı "Baba, annem beni kötü bir yere götürsün." ....... 

Bu süreç azalmaya başladı. Artık daha az "Hayır" diyor, en azından "Hayır ,Olmaz, Asla" üçlemesini kullanmıyor. Daha az çatışmaya giriyoruz. Çocuk psikolojisiyle ilgili okuduğum tüm kitaplardan farklı ip uçları aldım, hepsini uyguladım. Ama bu geçen zaman içinde anne ve baba olarak bizlerin sabrımızı koruyarak, sakin kalmanın her şeyden daha önemli olduğunu, bunu uygulamanın ise zor olduğunu öğrendim.

Geçen haftalarda küçük oğlumun okulunda bir seminere katıldım. Konusu "Çocukların inat döneminde sınırlar ve sorumluluklardı." Konu anlatımı sonunda soru - cevap şeklinde devam ettik. Velilerden biri çocuğuyla ilgili bir anısını paylaştı. Arabada giderken anne çocuğa yoldaki Jandarma arabasını göstererek  "Aaa bak Jandarma" diyor çocuktan gelen cevap ise çok açık " Hayır Jandarıcam işte !! "  

Şimdilerde ise bu 2,5 yaş inat dönemi bizim hayatımız da  tatlı birer anı olarak yerini aldı. 

Tüm annelere ve babalara bol sabır diliyorum. 
Sevgiyle Kalın
Hüma  


 Not: Prof. Dr. Haluk Yavuzer  "Çocuk Psikolojisi" (doğum öncesinden ergenlik sonuna...)  tavsiye ederim. 





0 yorum :