Bende uyumak istiyorum, kesintisiz birkaç yıl...

“Beni neden götürüyorsunuz? Ben burada yatmak istiyorum.” 

Bugünlerde çok güzel bir kitap okuyorum yada benim isteklerime karşılık verdiği için kitap bana güzel geliyor. “Ferrari’sini Satan Bilge” yazan Robin S. Sharma. Hayatınızın düzene girmesi için bir çok öneride bulunuyor.

Her gün odaklanmış olarak on dakika düşünün,

Gülümseyin, her gün mutlaka hayatınızda gülecek bir şeyler bulun,

Düşüncelerinizi hep olumluya çevirin, her koşulda pozitifi arama alışkanlığını geliştirin,

Zihniniz ve bedeniniz için vakit ayırın, taze meyve ve sebze yiyin, sabahları erken kalkın güne güzel sözler ve güzel düşüncelerle başlayın.

Sabah erken kalkmak için altı saat kesintisiz uyumak gerekirmiş. Altı saatlik kaliteli ve kesintisiz uyku, on saatlik kesintili uykudan daha iyiymiş ve insanı zinde tutarmış.

Kesintisiz uyku, kesintisiz uyku ….. düşündüm bulamadım en son ne zaman kesintisiz bir uyku uyumuştum.

Oğlum 5 yaşında gece uykuya yatmadan önce ona kitap okuyorum ve uykuya dalana kadar da başında bekliyorum. Genellikle önce herkes kendi yatağında yattığı için uykuya dalışta bir sorun yok. Ben diyeyim 02.30 siz deyin 03.00, önce parkede çıplak ayak sesi duyuluyor. Yatağın ayak ucundan biri girip tam ortamıza yerleşiyor. Birde anne üstümü ört diye beni uyandırıyor. Tabi ben onun biraz uykuya dalmasını bekliyorum. Daha sonra onu yatağına götürüyorum ama artık o kadar ağırlaştı ki yatağına yatırırken tekrar uyanıyor. “Anne yanımda kal” diyor, uykuya dalana kadar bekliyorum. Kendi yatağıma gittiğimde belim ve boynum tutulmuş oluyor. Kendi yatağımın ve yastığımın üstünde yatmanın keyfini sürerken, renkli rüyaların birinden diğerine koşarken bir ayak sesi ….. olamaz, gene ayak ucundan, tam ortadan biri bizim yatağa tırmanıyor üstelik bu sefer yüksek sesle söylenerek.

“Beni neden götürüyorsunuz? Ben burada yatmak istiyorum.”

Bu gürültüye eşim de uyanıyor. Oğlumuzun uykuya dalmasını bekliyoruz, eşim onu odasına götürüyor. Tekrar huzura erdik, herkes kendi yerinde ancak hava aydınlanmak üzere, perdeleri kapatıyorum tekrar karanlık olsun diye. Gece boyu çok sıcak olduğundan içtiğim suların içimde durmak gibi bir istekleri olmadığını fark edip tuvalete gidiyorum. Odaya döndüğümde karanlıkta yastığımda birinin yattığını hissediyorum. O da ne oğlum gene gelmiş, inanmıyorum. İki kişilik bu yatakta üç kişi yatmak eziyetine katlanıp, onu odasına götürmekten vazgeçiyorum. Bu zaferi oğlum kazanıyor, tabi şimdilik ve sabah ailecek yataktan sürünerek kalkıyoruz. Bu yaklaşık 3 yıldır böyle devam ediyor ve daha ne kadar devam edecek merak ediyorum.

Kitabı okurken gece kesintisiz uyuyan, sabah erken kalkan ve güneşin doğuşunu seyreden insanlara çok imrendim. Bende uyumak istiyorum, kesintisiz birkaç yıl.


Sevgiyle kalın
Hüma Oktay
Annelerin kaleminden



0 yorum :