Park Güell |
Barselona denince akla ilk gelenler bitmeyen kilise La Sagrata Familia, Mimar Gaudi ve Flamenko…
İlk baharda keyifli bir gezi olsun istiyorduk bu sefer yolumuz Barselona’ya düştü. Geniş caddeleri, sıcak insanları ile şehri tanımaya, tarihi dokuyu gözlemlemeye gittik.
Şehrin mimarisindeki düzen çok dikkat çekici. Dolayısıyla şehir haritası ile yol bulmak kolaylaşıyor.
Park Güell |
Park Güell; Mimar Gaudi’nin 1900-1914 yılları arasında Güell ailesi adına yaptığı eşsiz bir eser. Parkın girişinde iki kulube ve hemen karşısında kültürel ve toplumsal etkinliklerin gerçekleştirildiği büyük bir meydan var.
İçeri girdiğinizde kendinizi masal diyarındaymış gibi hissedeceğiniz bir mekan. İlk göze çarpan, kulesi şekerden yapılmış gibi gözüken kulübeler, tam karşıda merdivenin ortasında duran rengarenk dev kertenkele, ağzından su akan mozaik yılan ve üst katta dalga görünümünde renkli seramiklerden yapılmış mozaik desenli balkonun manzarası görülmeye değer.
Gerçekte planlanan, parkın içine evler yapmakmış bu fikirle tarihteki ilk site olabilirmiş. Ancak sonradan maddi sebeplerden dolayı bu fikirden vaz geçiliyor ve ilk yapılan eserlere ilave 1931 de bir okul binası yapılıyor ve park halkın kullanımına açılıyor.
Sagrada Familia; Halk arasında bitmeyen kilise diye bilinen La Sagrata Familia (Kutsal Aile) bazilikası Mimar Antonio Gaudi tarafından 1882 yılında yapılmaya başlanmış.
Ancak Antoni Gaudi'nin 1926 yılında beklenmeyen ölümü ardından yarım kalan bazalikanın yapımına Mimar Gaudi’nin projeleri doğrultusunda öğrencileri tarafından ve halkın maddi yardımlarıyla hala devam edililiyor.
La Sagrata Familia |
Kilisenin dış yüzüne baktığınızda, her cephesindeki figürler en küçük ayrıntıya kadar inceleme isteği uyandırıyor.
İçerisi büyüleyici, yüksek tavan baharda çiçek açmış ağaç dallarının enerjisini hissettiriyor. Rengarenk vitraylar dikkat çekici. Kilisenin alt katı aynı zamanda Mimar Gaudi’nin çalışma atölyesi, bazı eskizleri ve minyatürleri burada gezebilirsiniz.
La Pedrera Casa Mila; Gaudi'nin Barselona’ya kattığı eserlerinden biri, Rezidans olarak kullanılıyor. Çatısı turistik gezilere açık, en üst katta müze var, sadece çatısı için bile görülmeye değer.
Casa Batllo; Gaudi’nin Barselonaya kazandırdığı görmeye değer eserlerden birtanesi. Dış yüzündeki, süslemeler insan iskelet yapısından esinlenerek yapılmış. Yer yer kemik şekilli sütünları seçebiliyorsunuz. İçi gezilebiliyor.
![]() |
Casa Batllo |
Palau de la Musica Catalana
Antik Tiyaro, Tarihi Opera binası 1905-1908 yılları arasında yapılmış. Bina gece ışıklandırıldığında, heykel, Mozaik ve vitray üclemesinde Dekoratif Sanatın yansıması, sihirli bir müzik kutusu adeta…
İçerisini gündüz turlarla gezmek mümkün. Dilerseniz gittiğiniz tarihte Flamenko gösteris varsa kaçırmayın derim.
Alış Veriş La Rambla Caddesi üzerinde H&M , Mango, Zara, hem alışveriş hem de kafe tarzı yeme içmenin olduğu bir cadde. Alışverişte seçenek çeşitliliği için Catalunya meydanında iki adet Corte Ingles var. Bunlardan büyük olanı 10 katlı ve Portal de I’Angel caddesi üzerinde. Alışveriş yapmak istemeseniz bile ilk katında Barselonaya özgü hediyelikler mevcut. İspanyol markalarının fiyat olarak Türkiye den farkı yok. Tek avantajınız tax free olabilir. Onun için de 180 Euro üzerinde alışveriş yapmanız gerekir.
Mercat de la Boquria ; Taze meyva satılan bir yer, soyulmuş, doğranmış hemen yemelik tropikal meyvalar var. (La Rambla caddesi üzerinde)
Kristof Kolomb |
Caddenin sonunda Museu Maritim (denizcilik müzesi ) bulunuyor. Eskiden ticaret gemileri için kullanılan eski antirepo binaları şimdi denizcilik müzesi olarak kullanılıyor. Müzede İnebahtı savaşında Osmanlı’yı yenen komutan Don Juan’ı taşıyan geminin birebir ölçekteki modeli görülebilir.
Marinada büyük bir Akvaryum var. Forum İstanbul alışveriş merkezinde ki Turkua Zoo’ya benziyor.
Plaça Reial; La Rambla caddesi üzerinde dar bir sokaktan girdiğinizde karşınıza büyük bir meydan çıkıyor. Ortada havuz çevresi Kafelerle dolu. Keyifli bir mekan.
Palau Nacional de Montjuic ; Eski saray, merdivenleri havuzları çok ihtişamlı. Cuma ve cumartesi geceleri 19.00- 21.00 arası havuzda ışıklı gösteri yapılıyor. İçerisi sergi alanı olarak kullanılıyor.
Poble Espanyol |
Poble Espanyol ; Eski sarayın hemen yanında bulunan Poble Espanyol, tüm İspanyol kültüründen mimari örnekler barından küçük bir ispanyol köyü. İçerisindeki her bina İspanyanın bölgelerinde bulunan tarihi binaların küçük birer kopyası. Hepsi dükkan olarak kullanılıyor, el sanatları satışı hakim, yöresel yemekler mevcut.
Picasso’nun çok önemli bir dönemi olarak bilinen 1930’lara tarihlenen, tema ve teknik açıdan ilginç bir çeşitliliği yansıtan gravürlerde genel olarak, aşk, çıplaklık, erotizm, tutku, kaos, portre, mitolojik temalar ve yaşam öyküsel göndermeler görülüyor.
Carrer del Bisbe Irurita |
Girona girişteki Aslan heykeli |
Girona ; Girona, Barselona'nın kuzeyinde bir şehir. Bölgenin sakinleri İberler. 1492 de İspanyadan kovulan Yahudilerin tüm baskılara rağmen gizlenerek, yaşamlarını sürdürdükleri, yahudi mahalleleri bulunuyor. Barselona’ya uzaklığı 105 km yaklaşık 1 saat. Şehir Onyar nehri üzerinde üçgen biçiminde kurulmuş. Nehrin diğer yakası ile bağlantılarda köprüler hakim. Eyfel kulesini yapan kişilerce yapılan bir köprüye de eyfel köprüsü adı veriliyor.
Eski Şehrin merkezinde bulunan kale ve katadrel gezilecek tarihi mekanlardan biri. Bir rivayete göre kuşatma sırasında
Girona Eyfel Köprüsü |
O dönemde şehri kötü niyetlilerden korumak için halk kendi içinde bir parola hazırlar. Şehrin kapıları açılmadan önce kenarda bulunan aslan heykelinin poposunu öpen, şehri bilen zararsız biridir. Ona kapılar açılır. Şimdilerde ise bu aslan heykelinin poposunu öpen Grinoya tekrar gelecek demektir.
Dali Müzesi |
Figueres; Salvador Dali bir zamanlar yaşadığı evi, henüz hayatta iken müze haline getirmiş ve öldükten sonra da evin alt bölümünde bulunan odaya kendisi için yaptığı yere gömülmüş. Evin içi kadar en az dışıda ilgi çekici. Dış yüzünde duvarlarda ekmek figürleri var, duvarların tepesinde ise yumurtalar…
“Madde kesinlikle göründüğü gibi değildir” demiş Dali…
İlk girişte bulunan avluda Dali’nin arabası var. Avluyu çevreleyen duvarlara Oskar heykelcikleri koymuş. Arabanın içine 1 Euro karşılığı yağmur yağdıracak bir düzenek var.
İçeride her odada sizi süprizler bekliyor. Benim en çok beğendiğim “Mae West Room” burundan şömine, dudaktan koltuk… ve “Palace of the Wind” tavanda kendisi ve eşi Gala’nın göğe yükselişini tasvir ettiği tavan resmi.
Palace of the Wind |
Sadece Yağlı boya tabloların olduğu bir müze değil, dolayısıyla her girdiğiniz odadan şaşırarak çıkıyorsunuz. Bazı tablolarda optik ilizyon var, fotoğraf makinelerinin objektifinden baktığınızda gerçek halini görebiliyorsunuz.
Meraklısı için
Plaça de Catalunya’da şehrin en önemli sokak ve caddeleri ile buluşuyor. Bunlardan en bilinenleri yukarıda Passeig de Gracia ( Casa Mila ve Casa Batllo’nun olduğu cadde) Rambla de Catalunya (Tapas restaurantların olduğu cadde), aşağıda La Rambla (alışveriş ve kafelerin olduğu cadde) vePortal de l’Angel, (Bari Gotik bölgesine giden cadde) ve onun paralelinde Via Laietana caddesi ( Tarihi Opera binasının olduğu cadde).
Plaça de Catalunya’dan herhangi bir yere taksi, otobüs, metro ya da diğer toplu taşıma araçları ile gidebilirsiniz.
Figueres, Barselona’ya 1.5 saat uzaklıkta. Barselona’dan birçok tur Dali Müzesi için organizasyon yapıyor. (Enjoy Barcelona) Otelinizde kalan turların ayarladığı günübirlik Dali turlarına da katılabilirsiniz. Tur dışı münferit gidecekseniz mutlaka biletinizi önceden almanız gerekiyor. Kapıda turlara öncelik veriyorlar. Tren ile gitmek isterseniz yolculuk aktarmalı oluyor. Zaman kısıtlamanız varsa tavsiye etmem.
La Sagrata Familia kilisesinin içini görmek için gitmeden bilet almanızı tavsiye ederim. Kapının önünden bilet alamıyorsunuz çok kalabalaık ve biletler hep 3-4 gün sonrası için satılıyor. Gitmeden biletleri alıp yazıcıdan QR kodlarınıda elinize alırsanız. Bilet saatinden yarımsaat önce gidebilirsiniz. Giriş ücreti 18.5 Euro biletlere buradan ulaşabilirsiniz.
Palau de la Musica Catalana, tarihi opera binasında Flamenko seyretmek isterseniz biletleri alırken tavsiyem balkon ama en ön. Balkonlar her zaman daha uygun fiyatlı oluyor ancak görüş alanı kısıtlı Balkonda en önde oturanın görüş alanı daha iyi. biletlere buradan ulaşabilirsiniz.
Picasso Müzesi için metro da sarı L4 hattı üzerinde Jaume durağında inerek Carrer del la Princesa caddesi üzerinden müzeye ulaşılabilir.
Devamını Oku »