Yaşam Kitabı / Alışkanlıklar

0 yorum
Geçmişten kurtuluş olmadıkça özgürlük olamaz, çünkü zihin hiçbir zaman yeni, taze ve masum değildir.


Yalnızca taze, masum zihin özgürdür. Özgürlüğün yaş ile deneyim ile ilgisi yoktur. Ve bana öyle geliyor ki özgürlüğün ruhu, bilinç ve bilinç dışındaki alışkanlık düzenini anlamakta yatıyor. Alışkanlığı sona erdirmekten değil, alışkanlığın yapısını anlamaktan söz ediyorum. Alışkanlıkların nasıl doğduğunu, birisini reddederken veya ona direnç gösterirken nasıl diğerinin ortaya çıktığını
izlememiz gerekiyor. Önemli olan alışkanlıkların tümüyle bilincinde olmak; işte o zaman artık alışkanlık oluşmadığını göreceksiniz. Alışkanlığa direnç göstermek, onunla boğuşmak, onu reddetmek onu yalnızca yaşatır. Belirli bir alışkanlıkla savaşırsanız onu güçlendirirsiniz, bu da ayrı bir alışkanlık haline gelir. Ama alışkanlığa direnmeden basit bir şekilde onun yapısının farkında olursanız ondan kurtulduğunuzu görürsünüz ve bu özgürlükte yeni bir şey oluşur.

Yalnızca durgun ve uyuşuk bir zihin alışkanlık yaratır ve ona yapışır. Her an dikkatli olan bir zihin, ne söylediğine, ellerinin, düşüncelerinin, hislerinin devinimine dikkat eden bir zihin, alışkanlıkların artık oluşmadığını keşfeder. Bunu anlamak çok önemlidir, çünkü zihin bir alışkanlıktan vazgeçerken bu süreç içinde bir diğerine geçiyorsa hiçbir zaman özgür olamaz ve yalnızca özgür bir zihin kendi ötesinde bir şeyleri algılayabilir.

Krishnamurti (Yaşam Kitabı - Alışkanlıklar)

Devamını Oku »

26 KASIM

0 yorum

20 Aralık 1930’da Atatürk fabrikayı ziyaret etmiştir.



Alpullu Şeker Fabrikası açılışı 26 Kasım 1926


 500 bin lira sermayeyle oluşturulan “İstanbul ve Trakya Şeker Fabrikaları Türk AŞ. tarafından kurulmuştur. Türkiye’de ilk şeker üreten fabrikamızdır. Hisse dağılımı yüzde 68 T. İş Bankası T.C. Ziraat Bankası ve Trakya illerinin Özel İdareleri yüzde 10 ve Trakya köylülerinin dahil olduğu özel şahıslar ise yüzde 22 oranındadır. Fabrika, Almanya kökenli Maschinenfabrik Buckau R. Wolf Şirketi tarafından kurulmuştur. 22 Aralık 1925 yılında temeli atılmış 26 Kasım 1926 yılında işletmeye açılmıştır.

20 Aralık 1930’da Atatürk fabrikayı ziyaret etmiştir. Büyük kurtarıcı Cumhuriyetin ilk fabrikası kabul edilen Alpullu Şeker Fabrikası'nı zevk ve gururla gezdikten sonra Şeker sanayi hakkındaki düşüncelerini anı defterine şöyle yazmıştır:

“ Alpullu Şeker Fabrikası'nı gezdim. Gördüğüm vaziyetten çok memnun kaldım. Müessesenin daha tevsii etmesini ve şimdiye kadar olduğundan fazla muvaffak olmasını dilerim. Memleketimizin her müsait mıntıkasında şeker fabrikalarının çoğalması ve bu suretle memleketin şeker ihtiyacının temini mühim hedeflerimiz arasında tanınmalıdır.”

Gazi Mustafa Kemal

Devamını Oku »

17 ARALIK

0 yorum

17 Aralık 1934 Mustafa Kemal'e verilen Atatürk Soyadının sadece Mustafa Kemal'e ait olması gerektiği kanunlaştırıldı. 



Soyadı Kanunu’nun çıkmasından 5 ay sonra 24 Kasım 1934 tarihinde TBMM tarafından oybirliği ile kabul edilen 2587 sayılı kanunla Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal’e “Atatürk” soyadı verildi. 
17 Aralık 1934’te çıkarılan yasa ile bu soyadının diğer kişiler tarafından kullanılması yasaklandı. Kızkardeşi Makbule Hanım dahi Atatürk değil, “Atadan” soyadını almıştır.







"Memleketimizin her müsait mıntıkasında şeker ihtiyacının temini, mühim hedeflerimiz arasında tanınmalıdır." Gazi Mustafa Kemal Paşa


17 Aralık 1926 Uşak Şeker fabrikasının açılışı



Çek Skoda firması ile 21 Ekim 1925 tarihinde imzalanan anlaşma ile 6 Kasım 1925 tarihinde temeli atılan şeker fabrikası, 17 Aralık 1926 tarihinde hizmete girmiştir.

"Memleketimizin her müsait mıntıkasında şeker ihtiyacının temini, mühim hedeflerimiz arasında tanınmalıdır", diyen Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın yolunda ilerleyen Nuri Şeker ve arkadaşları, ilk Türk şekerini üretmenin ve Gazi Mustafa Kemal Paşa'ya sunmanın onurunu yaşamışlardır.

1931 yılından itibaren devlet tarafından işletmeye başlanan Uşak Şeker Fabrikası, Türkiye'de şeker sanayinin kurulmasında öncü rol oynamış, kendisinden sonra kurulacak olan şeker fabrikaları için bir okul vazifesi görmüştür.


Nuri Şeker ve Uşak Şeker Fabrikasının Kuruluşu



Mehmet Karayaman
AKY Akademi Yayıncılık / Araştırma İnceleme Dizisi
Basım yılı 2011


http://www.idefix.com/kitap/nuri-seker-ve-usak-seker-fabrikasinin-kurulusu-mehmet-karayaman/tanim.asp?sid=LOJKTMDPS7N2C4XYIKEP














17 Aralık 1273


Mevlânâ Celâleddîn-î Rûmî’nin öldüğü gecedir. Mevlânâ, bu geceyi Rabb'ine, sevgiliye kavuşma gecesi olarak düşündüğünden Şeb-i Arus (Düğün Gecesi) olarak adlandırır.

Mevlânâ Celâleddîn-î Rûmî, İslam ve batı dünyasında tanınmış, şâir ve düşünce adamıdır.
Tasavvufta Mevlevî yolunun öncüsüdür.



Mevlânâ Celâleddîn-î Rûmî'nin Eserleri

Mesnevi

Divan-ı Kebir (Büyük Divan)

Fihi Ma-Fi (Ne Varsa İçindedir)

Mecalis-i Seb’a (Mevlana’nn 7 Vaazı)

Mektubat (Mektuplar)



Doğum: 30 Eylül 1207 Tacikistan
Ölüm : 17 Aralık 1273 Konya

Devamını Oku »

Kitap Aşkına

0 yorum
Okumayı çok seven Memo, bakalım hangi kitap kahramanlarıyla birlikte eğlenecek?


Devlet Opera ve Bale'sinin çocuklar için hazırladığı oyun, Ocak ve Şubat aylarında Kadıköy Süreyya Opera'sında sahnelenmektedir.

Anne ,baba ve çocuktan oluşan - günümüzün deyimiyle- bir çekirdek aile. Öykümüzün kahramanı Memo kitap okumayı çok sevmekte, zamanının çoğunu kitap okuyarak, dahası hayalinde kitap kahramanlarının arasına karışarak geçirmektedir. Kimler yoktur ki bu kahramanların arasında? Akıl küpü Çizmeli Kedi, evinden atılmış zavallı Parmak Çocuk, sahte Kont, güzel Prenses, pinti Kral, saf Dev, yaralı Silahşör, minik Kral, afacan Tomi ile Bobi, etobur Dev ve onun sinsi karısı?

Gişe iletişim: 0216. 346.15.31

Devamını Oku »

Bremen Mızıkacıları

0 yorum

Eşeğin üstünde köpek, köpeğin üstünde kedi, kedinin üstünde horoz nereye bakıyorlar dersiniz?



Salim Dörtcan'ın kaleminden ve yine onun yönetmenliğinde, Tuğrul Akay'ın müzikleri  eşliğinde dört kafadarın hikayesi bu. Sıcacık, eğlenceli müzikal çocuk oyunu.
Tiyatro Mie her hafta sonu çeşitli salonlarda oyunlarını sahneliyorlar.



Devamını Oku »

Bir odanın içine dört mevsimi sığdırabilir misiniz?

0 yorum

Bir odanın içine dört mevsimi sığdırabilir misiniz?
Bu, bir yetişkin için kolay görünmese de bir çocuk için hiç de zor değil aslında. 


Odada Dört Mevsim

Bilgisayar dışında oyun oynamayı bilmeyen bir çocuk. Kocaman kanatlarıyla konuşan bir sinek Bay Cızbız. Küçük bir odada danslarla Vivaldi'nin eserleriyle "Bir odada dört mevsimi" yaşarken eğlenmeyi, oynamayı öğrenen çocuğun hikayesi.
Neşe Türkeş'in kaleminden, Okan Yahşi'nin yönetmenliğinde her Cumartesi / Pazar BKM'de Ekim/Kasım/Aralık

BKM gişe ilietişim: 0212.236.18.18

Devamını Oku »

Miniatürk

0 yorum
Hava güzel, çocuklarla yapılabilecek bir etkinlik arıyorsunuz;  hem eğlenceli, hem eğitici olsun, kısa sürede çok yer gezelim diyorsanız tam size göre...

Miniatürk 

Kendinizi beş adımda boğaz köprüsünden geçerken, kız kulesinin tepesinden bakarken, İzmir saat kulesinin saatine dokunurken, Kapadokya peri bacalarını incelerken  bulursanız hiç şaşırmayın. Burası Türkiye de bulunan tarihi eserlerin tümünün bire bir benzeri yapılan maket eserlerden oluşan bir gezi alanı. Kısa sürede tüm Türkiye'yi gezebilirsiniz

Yerli yabancı tüm turistlerin ilgisini çeken, İstanbul'da çocuklarla yapılabilecek eğlenceli etkinliklerden bir tanesi.

Adres ve açılış saatleri için ayrıntılı bilgi ve işletişim 0212.222.28.82


Devamını Oku »

İstanbul Deniz Müzesi

0 yorum

Tarihin en eski teknesi  Venediklilerden gelmiş olabilir mi? 



1595-1603 devrinde yapıldığı düşünülen bu kadırganın  Sultan Avcı Mehmet devrinde Venedik dükü tarafından yapılarak sultana hediye edildiği bildirilmektedir.

Uzunluğu 39.64m, Genişliği 5.72 metre, her bir küreği 3 kişi tarafından çekilmekte olup 24 çifte küreklidir. 144 kürekçisi vardır.


İstanbul Deniz Müzesinde bulunan 500 yıllık kadırganın dışında, saltanat kayıkları, Atatürk'ün kullandığı kayıklar,  Kaptan-ı Derya ünvanıyla Türk tarihinin en ünlü denizcilerinin büstleri yer alıyor.


http://www.denizmuzeleri.tsk.tr/idmk/

Devamını Oku »

Barış Manço Müzesi

0 yorum
“BİR İNSANDAN EN SON NE ZAMAN BAHSEDİLMEKTEN VAZGEÇİLİRSE; O İNSAN, O ZAMAN ÖLMÜŞ SAYILIR.”
BARIŞ MANÇO 

Bir gün, bir an bile olsa hayatımızda tatlı bir gülümseme ile var olmuş bir insan. Onun şarkıları hep kulaklarımızda, dilimiz döndüğünce mırıldanarak... 

Yaptığı programlarla, şarkılarıyla, sevgi dolu yüreğiyle 7'den 77'ye herkesin gönlünde taht kurmuş bir sanatçı.  Moda'ya yolunuz düşerse, içeri gezmeden, onu sevgiyle anmadan geçmeyin. 

Bahçe kapısından girerken solda dizi dizi sıralanmış "Adam Olacak Çocuk" larla  giriyorsunuz. Hemen sağınızda dev "Domates, Biber, Patlıcan" bahçeden size bakıyor. Ana kapıda "Arkadaşım Eşşek" sizi içeri davet ediyor.

İçeri gezerken çocukluğumdan beri dinlediğim şarkılar kulağımda, sanki odaların birinden çıkacakmış gibi heyecanlıyım.




Aldığı ödüllerin olduğu vitrinin önünde daha fazla vakit harcıyorum. Bir insan kısacık ömrüne neleri sığdırabiliyor.
Uluslararası başarılarını birkez daha gururla okuyorum.

Alt katta kış bahçesi, keyifle çay içebileceğiniz bir mekan olmuş. Hele bir de hatıra fotoğrafı çektirebileceğiniz "Adam Olacak Çocuk" panosu, sizi geçmişteki tatlı anılara götürmek için hazır bekliyor.
Çocuklarla yaptığı program Adam Olacak Çocuk, evin en üst katında ki odalarda  bant kayıdından seyredebiliyor.

Barış Manço'nun dediği gibi "Eğer bir gün ölürsem, öldüğüm günü değil doğduğum günü hatırlayın"
2 Ocak 1943


http://www.barismanco.kadikoy.bel.tr/

Devamını Oku »

İstanbul Oyuncak Müzesi

0 yorum

Düşlerin, hayallerin tarihi ve çocukluğunuz sizi İstanbul Oyuncak Müzesi'nde bekliyor.


 İstanbul Oyuncak Müzesi'nden içeri adımınızı attığınız anda sizi masalsı bir dünya karşılar. Müzenin odalarında, evcilik oynarken kucağınızda taşıdığınız bebeğiniz, kurşun askerleriniz, teneke arabalarınız ve trenleriniz sizleri beklemektedir. Girdiğiniz her odada farklı bir düş görecek, geçmişi yaşayacak ve çocukluk anılarınızla kucaklaşacaksınız. Müzeye girereken bir elinizden çocuğunuz tutmaktadır. Müzeden çıkarken öbür elinizi de çocukluğunuzun tuttuğunu göreceksiniz


iletişim: 0126.359.45.50

Devamını Oku »

HÜRKUŞ İLE GÖKLERDE

0 yorum
Hürkuş İle Göklerde, Orhan Bahtiyar'ın usta kaleminden çocuklara çok özel bir armağan.

"Ülkemizde dört yüz kadar uçak ürettik ve yabancı ülkelere sattık. Türkiye, o yıllarda dünyada Fransa'dan sonra, dış ülkelere en fazla uçak satan ikinci ülkeydi."

"Şimdi neden uçak yapmıyoruz Vecihi Amca?" diye sordum. Beni iki omzumdan kavradı ve kendine doğru çevirdi.

"Çünkü artık hayal kurmuyoruz, okumuyoruz, araştırmıyoruz ve sorgulamıyoruz küçüğüm. Artık üretmiyoruz. Sadece tüketiyoruz. Okumazsak, öğrenmezsek ve sorgulamazsak kendimize diğer ülkelerin arasında asla bir yer edinemeyiz" dedi sert bir ses tonuyla.

Orhan Bahtiyar'ın yazdığı,  çizimini Burcu Yıldız'ın yaptığı "Hürkuş Göklerde" Aya Kitabevi aracılığı ile okuyucularla buluştu. Kitabı edinmek isteyenler bu adresden satın alabilirler.

Hürkuş Göklerde adlı kitabın yazarı Orhan Bahtiyar
23 Kasım 2013
Orhan Bahtiyar ile imza ve söyleşi.

Yeni bir çocuk kitabı, Hürkuş ile Göklerde... Yazarı Orhan Bahtiyar, havacılık tarihinin en önemli isimlerinden, pilot ve mühendis Vecihi Hürkuş’u tanıtmak için yola çıktığını anlatıyor: “Bu kitap, çocukları 20 yıl sonrasının ‘Vecihi Hürkuş’ları olmaları için teşvik edecek.”

21 Aralık Star Gazetesi Cumartesi Eki Röportaj Kıymet Sezer.

1896’da doğdu, 1969’da vefat etti. İlklerin cesur pilotu olarak tarihe geçen bir mühendis aynı zamanda... Türk Havacılık Tarihi’nin en önemli isimlerinden... I. Dünya Savaşı’nda bir Rus uçağını düşüren, Kurtuluş Savaşı’nın ilk ve son uçuşunu yapan, 1923’te ilk Türk uçağını imal eden ve savaştan sonra birçok pilot yetiştiren Vecihi Hürkuş, bir çocuk kitabının ana kahramanı şimdi... Hürkuş ile Göklerde’nin yazarı Orhan Bahtiyar, Sunay Akın’ın bir gösterisinde Vecihi Hürkuş’u tanıdığını anlatıyor. İdeon -Tanrıların Yolu ve Elohim’in Çocukları adlı iki romanı olan Bahtiyar, böylece üçüncü romanını Vecihi Hürkuş üzerinden yazmaya karar veriyor...    röportajın devamını buradan okuyabilirsiniz.





Devamını Oku »