Maddenin halleri içinde zarafetle dans eden cam
Günü koşarak yaşamaktan yorulduğum bir gündü. Arkama baktıkça peşimden koşan dev Akrep ve Yelkovanı görür gibi oluyordum. Derin bir nefes aldım, “bu gün hiç yapmadığım birşey yapacağım” diye içimden geçirdim.
Hep sağda solda duydukça not alırdım vaktim olursa bunu da bir gün yaparım diye. İşte o gün geldi. Daha doğrusu ben yarattım o günü. Bu gün “Bir nefeste cama hayat vermeye” gidiyordum.
Beykoz Cam ocağındaki atölye çalışmalarına katılmak için yola çıktık. İnternet sitesindeki krokide üç ayrı yoldan detaylı tarif edilmesine rağmen ben hala bocalıyordum ki babam sağolsun! Yol boyunca bana mihmandarlık yaptı. Annem küçük oğlumu arkada oyaladı.
Uzun süre yeşillikler arasında yol aldıktan sonra ulaştığımızda girişte bizi köpekler karşıladı. Ama çok dost canlısıydılar. Arabadan inerken huzur ortamına geldim diye düşündüm. Hindistan’a meditasyona gitmeye gerek yok. Bu bahçedede saatlerce oturabilirim ben.
İçeride her yaş gurubuna göre atölye çalışmaları var, Hepsini ayrı ayrı gezdik.
Sıcak Cam Üfleme Atölyesi. Bana göre en zor olanı buydu, ciddi nefes istiyor. Ama çocuklara yönelik yapılanında eğitmenler yardım ediyorlar. Borunun ucunda ki sıcak camı yere düşürmeden üflemeyi belli ararlıklarla sürdürmen gerekiyor.
Dilerseniz atölyede çalışanları rahatsız etmeden seyredebileceğiniz bir platform var. Sıcak camın fırından çıkışını, üfleyerek şekil alışını, camın soğuk suda sabitlendiğini, tekrar fırına, üflemeye, suya daldı çıktı derken zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz. Hele birde atölyede aynı anda çalışan 3 kişi varsa seyretmek daha da keyifli hale geliyor.
Daha sonra Füzyon Atölyesi’ne geçtik. Dümdüz, kare şeklinde bir camı alıyorsunuz, rengarenk cam parçalarını önünüze konuyorlar. Kendi tabağının desenini kendin yap. Küçük yaş gurubu için en eğlenceli atölye burası. Renkli camlarla hayal gücü birleşirse ne olur?
Bu atölyede yaptığımız etkinliği orada bırakıyoruz. Cam tapak ile cam parçaların birbirlerine kaynaşmaları için fırınlanması gerekiyor. Bu işlemi daha sonraya bırakıp, etkinliğinizi adresinize gönderiyorlar.
Boncuk Yapım Atölyesi, günübirlik misafirde kabul ediyor ama genelde haftalık ve aylık atölye çalışmalarının yapıldığı bir mekan.
Çıkışta yapılan çalışmaların sergilendiği satış mağazası var. Büyük küçük tüm cam objeler çok etkileyiciydi. Tekrar tekrar incelemek istedim. Her baktığımda farklı bir detay görüyordum. Bir köşede sergilenen yassı şişeleri görünce aklıma arabanın bagajındaki soda şişeleri geldi.
Yetkili bayan bunun riski olduğunu ayrıntılı anlattı. Yüksek ısılı fırına giren cam şişelerin genleşerek bazıları patlıyabiliyormuş. “Olsun dedim yeteri kadar şişe var. Ben 3 tane yassı şişe istiyorum gerisi sizin olsun” Etkinlik eserlerimizi ve yassı şişelerimizi daha sonra almak için vedalaştık.
Çok keyifli bir gündü benim içinde oğlum içinde. Gün boyu camın dönüşümünü, adeta sanatkar ellerde hayat bulmasını seyrettik. Bizde kendi sanat eserlerimizi yaratma şansı yakaladık.
Yemyeşil bahçesi, cıvıl cıvıl kuş sesleri insana huzur veriyor. Atölyelerin camları yere kadar. Bence atölyede çalışan sanatkarlar, eserlerini yaratırken doğadan ilham alıyorlar.
Hangi yaşta olursanız olun, duygularınızı açığa çıkarmak ve hayal dünyanızda gezinmek için mutlaka uğranması gereken bir mekan, Beykoz Cam Ocağı.
Atölyeler hakkında ayrıntılı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.
0 yorum :